Barış Soydan
Ali kıran baş kesen yeni E-Ticaret Kanunu
İktidar partisinin giderayak çıkardığı yeni e-ticaret kanununun bilmem farkında mısınız? Fark etmemiş olabilirsiniz çünkü yasa Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasına rağmen henüz yürürlüğe girmedi. Yeni yılın ilk günü devreye girecek ve internette bir depreme neden olacak. Deprem ifadesi abartılı değil çünkü yasa bazı sektörlerde dengeleri temelinden değiştirecek. Büyük e-ticaret siteleri kurdukları kargo şirketlerini kapatacaklar, online yemek siparişi işinden çıkacaklar, emlak ilanları pazarının liderine rakip site kurma hazırlıkları varsa durduracaklar, online ödeme, online cüzdan sistemlerini devre dışı bırakacaklar. Bu arada indirimleri ciddi oranda azaltacaklar. Verdikleri reklamları da.
Bu kadar sert değişiklikler karşılığında hangi büyük kamu çıkarını elde edeceğiz? Yasanın gerekçesine göre e-ticarette rekabet artacak. Nasıl? “Pazara yeni aktörlerin girişinin kolaylaştırılması ve pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesinin sağlanmasıyla.” Pazara girmek isteyen yeni aktörler veya rekabette zorlanan eski aktörler için güzel haber olabilir. Peki milyonlarca tüketici, yani vatandaşlar için? Yeni e-ticaret yasası tüketiciler için daha pahalı ürünler, “Geldik evde bulamadık, geri gönderdik” diyecek kargo şirketleri dışında ne vadediyor? Buna işsiz kalacak binlerce kargocuyu ve online yemek siparişinde rekabetin azalmasıyla restoranların fahiş komisyonlar ödemeye başlayacak olmalarını da ekleyelim... CHP’nin yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurması şaşırtıcı değil.
Yanlış anlaşılmasın, rekabetin düzenlenmesi için devletin piyasaya müdahale etmesine karşı değilim. Ama ifratla tefrit arasında bir denge olmalı. Pazara yeni aktörlerin girişinin kolaylaştırılması veya rekabette zorlanan eski aktörlerin nefes almalarının sağlanması için milyonlarca tüketicinin kazıklanmasını göze almak ifrat demek. Şahsen satın alacağım ürünü belirledikten sonra internette en ucuz satanı araştırıp, markette gördüğüm fiyatın yüzde 20-30 altına oradan almaktan çok memnunum. “Biraz da esnaf kazansın” diye yeniden kazıkçıların eline düşmek istemiyorum. Hele bu enflasyon ortamında.
O halde internette rekabet nasıl sağlanacak? Tekeller, oligopoller nasıl engellenecek? Rekabet Kanunu bunun için çıkarılmamış mıydı? Rekabet Kurumu bunun için kurulmamış mıydı? Rekabet Kurumu eğer kendinden beklenen görevi yerine getiremiyorsa yapılması gereken yeni bir kanun çıkarmak değil, görevini yapmasını sağlamak. Tabii bunun için önce bağımsızlığını sağlamak gerekiyor. Kimin büyüyeceği, kimin küçüleceği, kime ne kadar ceza kesileceği konusunda sözü bağımsız bir kuruma bırakmak zor mu geliyor yoksa?
E-ticaret Yasası’nın medyayı ve bu arada yatırım ortamını ilgilendiren önemli boyutları da var. Medya olarak reklam yasaklarından bıktık usandık. Sağlık kuruluşlarının reklam yapması yasak, avukatların reklam yapması yasak, alkollü içeceklerin reklamının yapılması yasak, şimdi de e-ticaret sitelerinin fazla reklam yapması yasak. Reklamın olmadığı koşullarda medya nasıl ayakta kalacak peki? Devletin ihsanıyla! Yani Basın İlan Kurumu’nun ve yandaş şirketlerin verdiği reklamlarla. E, Basın İlan Kurumu ve yandaş şirketler “muhalif” olmakla yaftalanan medyaya reklam vermiyor ama?
Medyanın bağımsızlığı reklam gelirlerinin azaltılmasından değil artırılmasından geçiyor. E-ticaret sitelerine deli gömleği gibi reklam yasakları getirileceğine, Avrupa’nın ve dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi alkollü içecek reklamları (Saatleri, mecraları düzenlenerek) serbest bırakılmalı.
Bir de tabii E-Ticaret Yasası’nın Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımıyla ilgili boyutu var. Yabancı yatırımcı bir ülkede bir şirkete, özellikle de teknoloji şirketlerine neden yatırım yapar? “Büyüdükçe değeri artacak, değeri arttıkça benim hissem de değerlenecek” diye. Türkiye’de yerli girişimcilerin kurduğu e-ticaret sitelerine geçtiğimiz yıllarda milyarlarca dolarlık yatırım yapıldı. E-ticaret siteleri milyarlarca dolar getirdi. Dünyanın önde gelen yatırım fonları Türkiye’nin internet şirketlerine babalarının hayrına değil, para kazanmak için ortak oldular. E-ticaret Kanunu’yla şirketleri küçülmeye zorlamak, yabancı yatırımcıların yaptıkları yatırımlardan para kazanmak bir yana zarar etmeleri demek. Devletin yasaları nedeniyle büyüyemeyen, üstelik lisans ücreti altında her yıl kârlarının çok büyük kısmını devlete ödeyecek şirketlere yabancı sermaye neden yatırım yapsın, böyle bir ülkeye neden gelsin?
Bu yasa kamu çıkarını sağlamıyor.