6 Temmuz: Ekonomide çöküşü başlatan kararın yıldönümü

Çocukluğumda en büyük zevklerimden biri, ananemin duvarından eksik etmediği Saatli Maarif Takvimi’ndeki “Tarihte bugün” bölümünü okumaktı. Tarihte kilometre taşı olmuş ama çoğunlukla unutulmuş olaylar olurdu bunlar…

Dün işte öyle bir gündü. Saatli Maarif Takvimi’nde yer almayı hak eden bir gün. Unutulan ama aslında bugünkü ekonomik sorunların kökeninde yatan bir kararın yıldönümü…

Bundan üç yıl önce, 6 Temmuz 2019’da Merkez Bankası Başkanı “Söz dinlemiyordu adam” diye görevden alınmış ve Merkez Bankası kurumsal olarak bitirilmişti.

Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesinden bir yıl sonraydı. Aslında Erdoğan 2018’ın Haziran ayındaki başkanlık seçiminden önce para/faiz politikasını artık bizzat yürüteceğini çoktan açıklamıştı. Seçimden bir ay önce Londra’da yabancı yatırımcılarla bir toplantı yapmıştı. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, Erdoğan’ın toplantıdaki sözlerini şöyle aktarmıştı:

"Gelecek ay yeniden seçilmeyi uman Cumhurbaşkanı, faiz artırımına kararlılıkla karşı olduğunu net bir şekilde söylemesinin dışında, para politikasını daha sıkı kontrol etmeye niyetli.”

Erdoğan’ın o güne dek Merkez Bankası’nı ve faiz politikasına müdahale etmediğini söylemek yanlış olur. Durmuş Yılmaz’dan sonra Merkez Bankası başkanlığını üstlenen Erdem Başçı’nın birçok kararının arkasında dönemin Başbakanı Erdoğan’ın müdahalelerinin bulunduğu biliniyor.

Ama yine de 2018 öncesinde ekonominin yönetimi Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’teydi. AKP en başından beri betona, ranta, özelleştirmelere dayalı bir ekonomi ve büyüme politikası izliyordu ama Erdoğan para politikasına, yani Merkez Bankası’na çok fazla karışmıyordu.

2018 seçimlerinden sonra her şey değişti. Ekonominin dümenine Berat Albayrak geçti. Seçimin üzerinden bir ay geçmeden Rahip Brunson Krizi patladı, dolar tırmanışa geçti. Merkez Bankası kurdaki patlamayı, 625 baz puanlık kallavi faiz artırımıyla durdurabildi. Merkez Bankası’nın faiz kararını açıkladığı günün ertesinde Erdoğan “Sabır safhasındayım” diyecekti.

Enflasyondaki tırmanış Merkez Bankası’nın sıkı para politikasıyla kontrol altına alınabilmiş, iniş 2019 yılında yeniden başlamıştı.

Grafik: 2018 ve 2019 enflasyon oranları

2019 yazı geldiğinde dolar kuru 5.60 TL’ydi ve yönü aşağıydı. Enflasyonda birkaç ay içerisinde tek hanenin görülmesi kesindi ve görüldü. (Eylül 2019’da enflasyon yüzde 9.26’ya indi.) Faiz indirimlerinin başlaması zaten bekleniyordu. 6 Temmuz 2019 günü ekonomide işte böyle bir ortam vardı.

6 Temmuz’da Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya sürpriz bir kararla görevinden alındı. Yerine iktidara yakın olarak bilinen Murat Uysal atandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çetinkaya’nın görevden alınmasını AKP grup toplantısında, ''Merkez Bankası başkanını görevden aldım çünkü laf dinlemiyor adam" diye izah etti.

6 Temmuz 2019’da, yani bundan tam üç sene önce, Merkez Bankası uzun zamandır hedeflendiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimine geçmişti. Para politikası Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmıştı. Bunun ne denli önemli bir değişim olduğunu sonraki yıllar gösterecekti.

Murat Çetinkaya’nın yerine getirilen Murat Uysal politika faizini bir yıldan kısa sürede yüzde 24’ten yüzde 8.25’e indirdi. Buna rağmen dolarda uzun süre yükseliş görülmedi. Faiz indirimlerine rağmen dolar 6.85 TL’ye demir atmış gibi. Bunun Merkez Bankası rezervlerinden yapılan 128 milyar dolarlık satışla mümkün olabildiği 2020 Mayıs ayında ortaya çıkacaktı.

2020 yazında dolar patladı, kısa sürede 7 TL, 7.5 TL, 8 TL, 8.5 TL’yi geçti. Murat Uysal görevden alındı, Berat Albayrak istifasını verdi. Ama Merkez Bankası’nda hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktı.

Kısa bir moladan sonra geçen Eylül’de faiz indirimleri yeniden başladı. Dünya ülkelerinin yaklaşan enflasyon nedeniyle faizleri artırdığı bir ortamda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini birkaç ay içinde yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan faizin enflasyonun sonucu değil nedeni olduğuna inanıyordu. Ayrıca “Nass ortada olduğuna göre sana bana ne oluyor”du.

Faiz indirimleri fiyatları patlatacak, resmi enflasyon yüzde 80’e, gayriresmisi yüzde 180’e dayanacaktı.

Geldiğimiz nokta: Rezervler ekside, bütçe bitik, borçlanma yükü ağır, kurumlar ve ekipler yok hükmünde…

6 Temmuz 2019. Yakın tarihin en kritik günlerinden biri.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi