Hangi yasalara uyulacağına kim karar verecek?

Bugüne kadar hiç olmadığı kadar büyük bir telaşla seçmen transferi yapılmaya çalışılıyor.

22 bin seçmeni olan Foça’ya 4 bin uzman çavuş adayı gönderildi. Seçmen sayısı 26 bine çıktı. Bu kişiler oy verdikten sonra, 3 ay içinde ilçeyi terk edecek ve bir daha dönmeyecekler.

Şırnak 23. Jandarma Komutanlığı’nda, 24 Haziran’da 233 olan seçmen sayısı, 2 bin 48’e yükseldi.

Bunlar gibi yüzlerce olay tespit edildi. Bir de tespit edilemeyenler var.

Bir kısmı muhalefetin itirazları üzerine iptal edildi. Bir kısmı edilmedi.

YSK Başkanı, "Sahte seçmen falan yok, 100 yaşın üzerindekileri sildik" diye açıklama yapıyor.

Zaten en başından beri kanunların ciddiye alınmadığı bir seçim süreci yaşıyoruz.

YSK’nın 298 nolu kanunu, başbakanın, milletvekillerinin, bakanların seçim sürecinde devlet imkanlarını kullanamayacaklarını belirtiyor. Başbakanlığın yerini alan Cumhurbaşkanlığı ise bu kapsamın dışında tutuldu.

Erdoğan seçim gününe kadar çalışmalarını halkın vergileriyle finanse edebilecek, devletin tüm imkanlarını kullanabilecek.

Anayasa’nın 103. maddesi Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması gerektiğini söylüyor. Cumhurbaşkanı, bir partinin başında, açık açık propaganda yapıyor.

YSK üyelerinin görev süresi 23 Ocak’ta dolacaktı. Ancak bu süre, apar topar 1 yıl uzatıldı.

Anayasa’nın 67. maddesi ise seçim kanunundaki değişikliklerin, yürürlüğe girdikten itibaren 1 yıl içerisinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağını belirtiyor.

Yani, YSK üyelerinin vereceği kararlar anayasaya aykırı olacak.

Anayasa’nın 94. maddesi, TBMM başkanının, başkan vekillerinin üyesi bulundukları siyasi parti grubunun meclis içindeki veya dışındaki faaliyetlerine katılamayacaklarını söylüyor. AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım ise seçimin bir siyasi faaliyet olmadığı iddiasıyla, meclis başkanlığından istifa etmemekte direniyor.

17 Kasım 1963 seçimlerinde de, benzer bir durum yaşanmış. İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanan AP’li Nuri Eroğan, görevinden zamanında istifa etmediği için başkan olamamıştı.

YSK, kanunlar gereği en çok oyu alan 2. aday olan, CHP’li Haşim İşcan’ı başkan ilan etmişti.

Eroğan yasalara aykırı olduğu için başkan seçilememişti ama Erdoğan ve adamları seçiliyor.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, “Ben yaptım oldu”, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” şiarıyla yönetiliyor.

Peki Anayasa’yı ve seçim yasalarını bu denli umursamayan iktidar, diğer konularda hukuku ciddiye alacak mı?

Örneğin yarın, bir kararname ile "AKP’liler adam öldürürse hapse girmezler” denilirse, ne yapacağız?

Hangi yasalara uyulup, hangilerine uyulmayacağına kim karar verecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oktan Erdikmen Arşivi