İnsanoğlu fani. Siyasiler de…
Hepimiz geçiciyiz.
Yaşadığımız günleri ve dönemi düşünürken geleceği de hesaba katmalıyız. Hele siyasetçi ve devleti yönetenlerden isek tarihin bizi nasıl yazacağını da göz önüne almalıyız.
Mesela Adalet ve Kalkınma Partisi’ni düşünelim. Veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı. Bundan 20-30 yıl sonra geriye dönüp bakıldığında neler konuşulacak? Tarih Erdoğan’ı nasıl yazacak?
21 yıl memleketi yönetti. Geride nasıl bir iz bırakacak? Hakkında neler söylenecek, neler yazılacak? Ülkeyi nereden aldı nereye getirdi? Geniş toplum kesimleri onun ardından neler hissedecek? Günü gelip iktidarı bıraktığında veya çok daha ileriki tarihlerde nasıl hatırlanacak?
Bunu düşününce, önümüzdeki seçimin ve seçim sonrası sürecin de tarihselliği hatırlanır. Bazıları kabus senaryolarından bahsediyor ya… ‘yok bunlar iktidarı bırakmaz’ vs.
Hayır. Zerre prim vermiyorum. Türkiye, büyük ve derin demokratik birikime sahip. Çok daha kritik süreçlerde iktidar devir/teslimlerini başarmış bir ülke. Ayrıca burada ciddi bir devlet geleneği var.
Tavsiyem; başta muhalefet olmak üzere… medya da dahil… herkese..
Boş işlerle oyalanmayın. Gereksiz senaryolara takılıp kalmayın. Kampanyaya odaklanın. Seçim gününü/ gecesini organize edin. Sandıklara sahip çıkıp ıslak imzalı tutanakları elinize alın…En az yüzde 5/6 farkla kazanın. Sonra görürsünüz iktidar nasıl el değiştiriyor. Tarih neler yazıyor. Göreceksiniz. Siz yeter ki; seçim kazanın.