Barış Soydan
O para içeride doları kontrol etmede kullanılacak
Bloomberg önceki gün Türkiye’nin Rusya’dan bu yılki doğalgaz ödemelerini 2024’e ertelemeyi istediğini yazdı. Önemli bir haber ama aslında çok yeni değil. İyi Parti Milletvekili, eski Büyükelçi Ahmet Kamil Erozan, bir süre önce Halk TV’de Türkiye’nin doğalgaz ödemesi için Rusya’dan vade talep ettiğini söylemişti. Erozan’a göre Ankara’da Türkiye’nin Rusya’dan altı ay vade istediği konuşuluyordu…
Türkiye petrol ve doğalgaz ithalatı için bu yıl 100 milyar dolar civarında para ödeyecek. Birkaç yıl önce bu tutar 25-30 milyar dolarla sınırlıydı. Fiyatlardaki artış nedeniyle patladı.
Doğalgaz ithalatını bir kamu kuruluşu olan BOTAŞ gerçekleştiriyor. BOTAŞ ödemeler için Merkez Bankası’ndan aralıklarla dolar satın alıyor. Bu da Merkez Bankası’nın rezervlerinde azalmaya neden oluyor. Oysa iktidarın seçim öncesinde rezervlerdeki her cent’e ihtiyacı var. Çünkü doların yükselişini engellemek için aylardır piyasaya rezervlerden döviz satışı yapılıyor. Merkez Bankası’nın eski uzmanı Selva Baziki’nin hesabına göre yılbaşından Ağustos ayına kadar 78 milyar dolar satıldı. O günden bu yana satışların sürdüğü de Merkez Bankası’nın bilançosundan anlaşılıyor. Ekonomist Haluk Bürümcekci’nin aktardığı verilere göre geçen hafta rezervlerden piyasaya döviz satışı 4 milyar doları buldu.
Merkez Bankası rezerv satışlarını keserse dolarda hızlı bir yükseliş yaşanır. Sadece dolar artmaz, geçişkenlik etkisi nedeniyle enflasyon da yükselir. Oysa iktidar Aralık’tan itibaren baz etkisiyle enflasyonun gerilemesini bekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu hızla düşürme kabiliyetine sahip bir ülkeyiz” demesinin sebebi bu. Dolarda yeni bir yükseliş yaşanırsa “Enflasyonu hızla düşürme kabiliyeti” ortadan kalkar. Enflasyonda düşüş bir yana, çarşı pazardaki yangının yeniden alevlendiği bir ortamda sandık Türkiye’nin önüne geliverir.
Görüldüğü gibi Merkez Bankası’nın rezervlerinden yapılan müdahalenin sürmesi iktidar için hayati önemde. Bunun için de rezervlerde yeterli dövizin olması lazım. Ama yok. 23 Eylül haftasında Merkez Bankası’nın kendisine ait net harcanabilir döviz rezervi 10 milyar doların altına geriledi. Önümüzdeki dönemde bankalar başta olmak üzere özel sektör şirketlerinin çok yoğun döviz borcu ödemeleri var. Bunların bir kısmı yenilenecek, bir kısmı geri ödenecek. Geri ödemeler Merkez Bankası’nın rezervlerini daha da eritecek.
Üstelik cari açık da patladı. Geçen yılı 14 milyar dolar cari açıkla kapatan Türkiye ekonomisinin bu yıl 60 milyar dolardan fazla açık vermesi bekleniyor. Sadece sonbahar ve kış aylarında 25 milyar dolara yakın cari açık bekleniyor. Bu açığı kapatmak için de Merkez Bankası’nın rezervlerine iş düşecek. Rezervler eridikçe doları kontrol etme imkanı azalacak.
Ekonomi yönetiminin önünde iki çare var. İlki, rezervleri güçlendirecek taze kaynak bulmak. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati önceki hafta sonu İbrahim Kalın’la birlikte Suudi Arabistan’a giderek Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’la bir görüşme gerçekleştirdi. Türkiye’nin Suudi Arabistan ve bu arada Birleşik Arap Emirlikleri’nde taze döviz kaynak aradığı bir sır değil. Bin Selman bugüne kadar buna olur vermedi. Bundan sonra verir mi? Şüpheli.
İkinci çare, rezervlerden döviz çıkışını azaltmak. Rusya’ya “Bu yılki doğalgaz ödemesini gelecek yıla erteleyelim” ricası işte burada anlam kazanıyor.
Rusya bu teklifi kabul ederse o para (Bugüne kadar olduğu gibi) içeride doları kontrol etmede kullanılacak.