Meydandaki ferdi değil, kürsüdeki derdi say

"Ben de her sabah erkenden uyanmak, işe gitmek, çalışmak istiyorum. Çok mu zor?"

Böyle sordu, diplomalı işsiz Cennet Yünlü.

CHP'nin cumartesi günü Mersin'de gerçekleştirdiği mitingde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önce kürsüye çıkan beş vatandaştan biriydi.

Altı kardeşin tek okuyanı.

Gündüzleri otelde çalışıp geceleri derslerine gitti.

Tarih öğretmenliğini ve sosyal hizmet uzmanlığını bitirdi.

Gel gör ki işsiz.

Tıpkı Ebru Akyürek gibi...

Akyürek, Psikolojik, Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun.

Ailesi Ebru'yu okutmak için gece mesaisine kaldı.

Atanması garanti diye bu bölümü yazdı.

Fakat iki yıldır iş arıyor.

"Kadın olarak ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Bu yaşta ailemin eline bakmak istemiyorum. Ama bakıyorum. İleride eşimin eline bakmak istemiyorum" diyor.

Kürsüye iki üretici çıktı.

Kale köyünden Naile Uyanık dedi ki:

"Dalında kaldı limonumuz, portakalımız, mandalinamız. Gübrelerimizi alamıyoruz. Gübre 80 liraydı. Şimdi 400 liraya çıktı çuvalı. Eskiden bahçelerimizi sattık mı kızımızı, oğlumuzu everiyorduk. Şimdi ne oğlan, ne kız. Bir çuval un alabiliyorsa köylü, ona da şükretsin."

Mezitli'den Elif Yıldırım ise belediyenin kadın pazarında esnaf. Bahçesinde ektiği sebzeyi satıyor. Mazot pahalı. "Ne yapacağımızı bilmiyoruz" diye anlatıyor.

Esnaf Mesut Tur'un iki kızı var; biri 1,5, öteki beş yaşında. Küçüğün mamasını ve bezini alamıyor. Büyük kreşe gidiyor; servis ücreti el yakıyor.

İki vatandaş daha konuşacaktı.

Sırada 1800 TL maaş alan emekli vardı; ikinci el ayakkabı giyinen.

İki üniversite mezunu olup evde hasta bakan Tarsuslu bir genç kadın vardı.

Meydana kadar varıp konuşmaktan vazgeçtiler.

İktidarın muhasebesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar yanlısı medya kürsüde dile getirilenlerle dertlerle değil, meydandaki kalabalıkla meşguldü. Erdoğan, "Resmi rakamlar elimizde" şeklinde konuştu. İhtimal, Mersin Valiliği'ni dayanak aldı.

Geçmişte Erdoğan'a tahsis ettiği Cumhuriyet Meydanı'nı CHP'lilere vermeyen Vali Ali İhsan Su, üzerine hiç vazife değilken, katılımı 21 bin 500 diye açıkladı.

Net rakam.

Küsüratıyla hem de.

Gülünecek ve alay edilecek kesinlikte.

Vali Su'nun partizan tutumu AK Parti'den milletvekili adayı olmayı aklına koyduğunu düşündürüyor.

CHP zoru başardı

Mitingde katılım sayısı önemsiz midir?

Asla!

Rakam ne AK Parti'nin iddia ettiği gibi 21 bin 500'dü, ne de kimi muhaliflerin hayal ettiği üzere 200 bin. Bana kalırsa 50 bin-100 bin arasında bir kitle toplandı.

Gözün alabildiği her yerde insan vardı. Alana bakan balkonlar ve ağaçlar da cabası.

Biz sabah 11'de şehre girerken, tatil günü olmasına rağmen Mersin kordonunda polisler dışında hiç kimse yoktu. Sanki meydanda buluşmak için sözleşilmişti.

Seçim sathı mahalline girilmediği halde partiyi ve seçmenleri mitinge seferber etmek hayli zordur.

CHP, zoru başardı.

Zaten üzerinde durulması gereken, katılım miktarı da değil.

Ne mi?

Değişim rüzgarı esiyor

İşsiz Cennet Yünlü'nün saat 8'de uyanma hayalidir, Erdoğan'ın dert etmesi gereken. İktidarında milyonlarca diplomalı işsiz 8'de uyanamadığı için vatanına küsüyor. Yoksa Erdoğan'ın elinde bu hususta 'resmi raporlar' bulunmuyor mu?

Vali Su, illa bir kitleyi sayacaksa, iş bulamadığı için ana-baba eline bakan üniversiteli Ebru Akyürek'lerden başlasın. Acaba memlekette kaç Ebru var ve ne kadarı intihara sürüklendi?

İktidar yanlısı basın sayılara bu denli meraklıysa Kale Köyü'nden Naile Uyanık'ın 80 TL'ye aldığı bir çuval gübrenin 400 TL'ye çıkmasının muhasebesini yapsın.

Katılımı az göstermek için çabalayan CNNTürk'e göre meydanda yalnızca CHP'liler yoktu. İyi Partililer, HDP'liler ve TİP'liler destek için gelmişti.

Eksik saymışlar.

Çünkü AK Partililer de vardı. Hem de kürsüde...

İşsiz Yümlü ve Akyürek'in ailesi ile çiftçi Naile Uyanık, yakın zamana kadar AK Parti seçmeniydi. Şimdi "Görmemek için televizyonu kapatıyoruz" diyorlar.

Erdoğan'ı ve AK Parti'yi ürküten ve telaşlandıran rakam budur.

Kaldı ki meydandaki manzara alışageldik CHP mitinginden farklıydı. Laiklik vurgulu sloganların yerini ekonomi almıştı. "Açız" diye bağıranlar mı dersin, pahalılık ve işsizlikten yakınanlar mı, limonu tarlada kalanlar mı...

Vatandaşlar iktidarın hayat şartlarını değiştirebileceğine inanmıyor artık.

Hayatı değiştirmek için de iktidarı değiştirmek gerekiyor.

Mersin'de değişim rüzgarı esiyor.

İkinci miting Kocaeli'nde olabilir

CHP'liler Mersin'den moralli ayrıldı.

Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Eskiden selam vermeyen muhafazakarlar şimdi destek veriyor" diyor.

Ağbaba, İyi Parti ve HDP'nin mitinge kurumsal düzeyde katılmadığını ifade ederken, CHP'li belediye başkanlarına davet yapılmadığını, arzu edenlerin geldiğini vurguluyor.

CHP, bundan böyle iki haftada bir bölgesel miting yapabilir.

Kocaeli İl Örgütü ikinci buluşmaya ev sahipliği yapmak için Kılıçdaroğlu ile görüştü. Karar yarın MYK'da görüşülecek.

Eski AK Parti Mersin Milletvekili Prof. Zafer Üskül: İktidarın değişme zamanı geldi

AK Parti'de 2007-2011 yılları arasında Mersin Milletvekili olan Üskül ile konuştuk.

Mitingi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kılıçdaroğlu'nun mitingi şehirde son 20 senenin en büyük ikinci mitingi. 2011 yılında AK Parti mitinginde 25 bin insan vardı. O ve bunun arasında en az iki kat fark var. Alana girememiş ve geri dönmüş insanların olduğu söyleniyor, bu mümkündür. Konuştuğum kişilerin bir bölümü AK Partili. Teşkilattakiler diyor ki "Bu taşımadır." Bir de kenarda duran, eleştirel bakanlar var. Onlar buruk. Diyorlar ki "Bütün doğru şeyleri Kılıçdaroğlu mu söylemeliydi?" Gerçekleri görüyorlar. Hayat pahalılığının, esnafın ve halkın sıkıntılarının farkındalar.

Bir ay Silifke'de kaldım. Pazara gittim, esnafla görüştüm. Hoşnutsuzluk var ve bunun düzeleceği umudu yok. İktidarın değişme zamanı gelmiş ve halk bunu görüyor.

Önümüzdeki seçimde AK Parti ve MHP'den partilere kayma olacak. Kayma sadece ekonomik durumun sonucu değil. Demokrasi arayışı var. Kararların tek kişi tarafından veriliyor olmasından rahatsız insanlar. İşlerin iyiye gitmeyeceği kanaati yerleşiyor. Muhalefetteki partiler asgari koşullarda anlaşarak, yeni sistemin oluşturulması amacıyla işbirliğine gitmeli. Başarabilirlerse iktidarın değişme ihtimali yüksek.

Çalışmayı düşüyor musunuz?

Elimden gelecek bir şey varsa neden yapmayayım? Yerimde oturup izlersem rahatsız olacakmışım gibi bir duygu içindeyim.

Aklınızdan geçen ne?

Gidip Silifke'de dolaşmak, insanlara durumu anlatmak. Eşim diyor ki "Bir tek sen mi öylesin!" (Gülüyor)

Ne anlatmak istiyorsunuz?

Anlatmak istediğim; bu iktidarın değişmesi gerekir artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi