Vahap Seçer: Belediye başkanlarımız şehirlerinin başında vatandaşlarına hizmet ediyor olmalıydı
Türkiye Belediyeler Birliği'nin (TBB) belediyelere destek olmak amacıyla 55 belediyeye 15 eskavatör, 14 çöp kamyonu, 11 kazıcı yükleyici, 7 damperli kamyon, 6 süpürge aracı, 2 cenaze aracı, bir greyder, bir itfaiye, bir otobüs ve bir arazöz olmak üzere toplam 59 yeni araç tahsis etti.
Ankara'da düzenlenen anahtar teslim törenine, geçtiğimiz gün yaşamını yitiren Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay’ı temsilen CHP Genel Başkan yardımcısı Gökan Zeybek katılırken, DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ve araçları teslim alacak belediye başkanları katıldı.
Törende konuşan TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, konuşmasına yaşamını yitiren Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay’ı anarak başladı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in kardeşi hayatını kaybetti
Tahliyeler sonrası ilk yorum: Beklentimiz görevlerine iade edilmeleri
Vatandaşa en yakın olan makamın belediye başkanlığı makamı olduğunu ifade eden Seçer, bu nedenle belediye başkanlarının vatandaşların partisi ve etnik yapısı fark etmeksizin hizmet etmesi gerektiğini belirtti. TBB’nin bu anlayışla hareket ettiğini, bu nedenle belediyelerin ihtiyaçlarına destek olmaya çalıştıklarını belirten Seçer, 31 Mart 2024 seçimleri öncesi görevde olan TBB yönetimini eleştirerek, “Ben ikinci dönem belediye başkanlığı yapıyorum. Türkiye Belediyeler Birliği'nin ne olduğunu 2024’ten sonra gördüm” dedi.
"BİR BUÇUK YILDA 523 ARAÇ TAHSİS ETTİK"
Önce ki dönem TBB başkanlarının kendi dönemlerini eleştirmesini tebessümle karşıladığını söyleyen Seçer, “Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek lazım” ifadelerini kullanarak mevcut yönetime dair TBB üyelerinden şikayet gelmediğini belirtti.
Belediyelere daha fazla destek olmak istediklerini söyleyen Seçer, sözlerine şöyle devam etti:
“Adil gerçekten hakkı olana hakkını vermek parti bölge ayrımı gözetmeksizin onlara katkı sunmak bizim düsturumuz. Bunu biliyorlar. Bundan eminler. Bu da bizi rahatlatıyor. Aynı anlayışla çalışmalara devam edeceğiz. Sadece yurt içinde değil, uluslararası platformda da hem dünyanın sorunlarına ilişkin katkılar sunmak, hem belediyecilik alanlarında tematik alanlarda Türkiye'deki uygulamaları aktarmak, yurt dışında iyi uygulamaları ülkemize getirmek, ilişkide olmak, fonlardan yararlanmak, projelerden yararlanma konusunda birliklerle oluşumlarla iş birliği halindeyiz ve sürekli yurt dışı seyahatlerimize zaten siz değerli belediye başkanlarımız meclis üyelerimizle beraber toplantılara katılıyoruz ve çok değerli de temsiliyetler oluyor ve bilgiler ediniyoruz. Belediyeler birliğimizin insan kaynağını da güçlendirdik. Liyakat esaslı personel kadrosu oluşturmaya çalışıyoruz. Yine güçlü proje ve finansman ekibimiz tamamen bu konulara odaklanmış durumda. Yeni dönem uluslararası hibe ve fon kaynaklarının büyüklüğü yaklaşık olarak 120 milyon avronun üzerine çıktı. Ne kadarını Türkiye'de belediyelerimize faydalandırabiliriz. Bunun çalışmaları içerisindeyiz. 2026 yılında birliğimizin çalışmaları daha da hız kazanacak.
Bildiğiniz gibi Ankara'nın en merkezi lokasyonunda 75 yataklı bir konuk evimiz var. Burada restorasyon, tadilat çalışmalarını başlatıyoruz. Belediye başkanlarımızın Ankara'da evi olacak nitelikte bir düzenleme yapıyoruz. 2027 yılında yeniden hizmete açmayı öngörüyoruz. Bunların yanı sıra arama, kurtarma ve itfaiye kıyafeti gibi afet ekipmanlarından kapalı pazar yerlerine kadın sığınma evlerinden güneş enerji sistemleri yatırımlarına kadar belediyelerimize imkanlarımız ölçüsünde nakdi destek sağladık, sağlamaya da devam edeceğiz.
Yeni dönemde de biliyorsunuz küresel iklim değişikliği kaynaklı kuraklık had safhada. Bu yeni dönemde sondaj çalışmalarınıza da kaynak desteği yapacağız. Aynı zamanda küçük beldelerde ilçelerde çocuk kütüphanelerinin kurulmasına da katkı vereceğiz. Şunun da altını çizmek isterim. Daha önce de olduğu gibi bu desteklerimizde de her zaman önceliğimiz deprem bölgesi olacak.
Haziran 2024 tarihinden bu yana 464 araç hibe desteği yaptık. Bugün verdiğimiz teslim edeceğimiz 59 araçla birlikte bu sayı 523 çıkacak. Bu araç hibelerin yaklaşık yüzde 30’u parti ayrımı gözetmeksizin depremden etkilenen belediyelerimize ayırmıştık. Yine otuz bin adet çöp konteyneri dağıtımı yaptık. Bunun da yaklaşık olarak yüzde 33’ü deprem bölgesindeki belediyelerimize oldu.”
"BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ ŞEHİRLERİNİN BAŞINDA VATANDAŞLARINA HİZMET EDİYOR OLMALIYDI"
Dün Silivri Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu ve Zeydan Karaları ziyaret ettiğini söyleyen Seçer, TBB’nin tarafsız bir kurum olduğunu ancak Türkiye'de yaşanan olaylara da kayıtsız kalamayacaklarını belirterek şunları söyledi:
“Belediye başkanları çok önemli siyasi figürlerdir. Ancak belediye başkanları çok siyasetin içerisinde olmazlar. Milletvekilleri gibi dokunulmazlıkları yoktur. Ama toplumsal gelişmelere de kayıtsız kalamazlar. Az önce de söylediğim millet iradesinin tecelli bulduğu en önemli makamların başında belediye başkanları gelir. Elbette her birimiz bir suç istinadı karşısında mahkemede yargılanabiliriz. Ama çağdaş hukuk normlarına göre bunun yapılması esastır. Türkiye hukuk devletidir. Bu iddialarımızı sürdürmemiz için uygulamalarımızın da buna uygun olması lazım. Belediye başkanlarımız cezaevinde 17 metrekarelik hücrelerde olmayıp bugün şehirlerinin başında vatandaşlarına hizmet ediyor olmalıydı. Ben demiyorum ki yargılama durdurulmalıydı. Davalar düşmeliydi. Elbette devam edebilir. Hukuk devletidir. İddia makamı iddiasını ortaya koyar. Delillerini ortaya koyar, savunma makamı da kendisini savunur, müvekkilini savunur. Suçlu görülürse yasalar açıktır. Belediye başkanı görevden alınır. Yerine belediye meclisini seçtiği bir belediye başkanı olur. Ancak şunu ifade etmek isterim. Üzülerek ifade isterim. 2016 bu yana Türkiye'de bazı şeyler değişti. Belediye başkanları mahkeme kararı olmadan görevden alınamazdı. Ama o dönemde FETÖ meselesi yüzünden yürütülen operasyonlar gerekçe gösterilerek önce bir kararnameyle sonra parlamentoda kabul edilen bir yasayla artık İçişleri Bakanlığı'nın bir kararıyla millet iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanı görevden alınabiliyor. Bu hukuk devleti anlayışına sığacak bir durum değildir. Önce buradan başlamak lazım. Ve bugün cezaevinde olan belediye başkanlarımız tam da bu şekilde gözaltına alındılar ve daha sonra da tutuklandılar. Ve şu anda cezaevindeler. Bu uygulamaların bir an önce sona ermesini arzu ederiz.
Belediye başkanları Türkiye'nin önemli sorunlarıyla boğuşurken az önce söylediğim gibi bir de Demokles’in kılıcı gibi iktidarın baskısıyla baş etmeye mesai ayırırsa vatandaşlarına hizmet edemez bir duruma düşer. İnsicamı bozulur. Şehrinin huzuru kaçar, kendinin huzurunun kaçması durumunda. Herkes kanunlar karşısında eşittir. Sayın Cumhurbaşkanı da en sade vatandaş da kanunlar karşısında eşittir. Biz mücadelemizi sandıkta yapmalıyız. Bunu asaletle yapmalıyız. Bunu centilmence yapmalıyız. İktidar olduğumuz zaman gücü gücü yeteneği. Eğer devletin güçlerini bu yargı gücüdür, kolluk gücüdür, diğer kurumlarıdır. Rakibimizi bertaraf etmek için anti-demokratik uygulamalarla kullanırsak Türkiye'nin geleceğinden söz edemeyiz. Türkiye'nin geleceğe bize umut vermez. Türkiye'nin geleceği karanlık demektir. Demokrasinin olmadığı yerde hukuk devletinin olmadığı yerde git derdini Marco Paşa'ya anlat derler. Bizim güvencemiz bağımsız mahkemelerdir. Biz çok sıkıntılı bir koltuğa oturmuşuz. Bizim en büyük derdimiz bizi rahatsız eden koltuğun altındaki çivi rant çivisidir. Doğal olarak bize yaftalamalar yapılabilir. Bize bazı suçlar isnat edilebilir, iftiralar atabilir. Bizim güvencemiz kimdir? Biz elimize sopa alıp silah alıp kendimizi mi savunacağız? Bizi bağımsız mahkemeler savunacak. Bu tip suçlamalar karşısında bağımsız mahkemelerin olmadığı bir yerde biz belediye başkanları da endişe içerisinde görevimizi yapmaya devam ederiz. Umut ediyorum. Bunları tabii ki konuşacağız. Bunları dillendireceğiz. Bunların temel sebebi 86 milyon yaşadığı bu ülkede herkes huzur içerisinde yaşasın. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, etnik fark gözetmeksizin, inanç grupları, mezhep, meşrep, siyasi görüş, gözetmeksizin bir arada olmanın yollarını aramalıyız. Bunun için de özgürce düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Ve etmek zorundayız.”
Kaynak:ANKA