Merkel'den veda ziyareti: Basın toplantısına damga vuran 'Başkanlık' diyaloğu

Görevi devretmeye hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel, veda ziyareti kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Huber Köşkü'nde bir araya geldi. Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısına 'Başkanlık' diyaloğu damga vurdu. Erdoğan, ''Başkanlık sistemiyle koalisyonlardan kurtulduk'' derken Merkel ise, bir başkanlık sistemi uygulamak istemediklerini söyledi.

Erdoğan ve Merkel, Huber Köşkü'ndeki ikili görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan,  "Sayın Merkel'le yakın diyaloğumuz yalnızca ikili konularda değil, bölgesel meselelere çözümler geliştirilmesine de ciddi katkılar sağladı. Suriye kaynaklı düzensiz göç krizinin engellenmesinden Suriye'nin kuzeyine insani yardımların ulaştırılmasına kadar pek çok hususta Sayın Merkel inisiyatif almaktan ve sorumluluk üstlenmekten asla çekinmedi. Sayın Şansölye'ye özellikle Suriye krizinin çözümüne yönelik gösterdiği samimi çabalar için şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum" diye konuştu. Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan satır başları şöyle: 

Merkel ile yürüttüğümüz başarılı çalışmaların yeni hükümet döneminde de aynı şekilde devam etmesini temenni ediyorum. Şansölye Merkel’in devlet ve diploması tecrübesinin etkisini hissettirdiği bir başka alan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) münasebetleridir. Türkiye olarak tam üyelik yolunda önümüze çıkan onca zorluğa rağmen Merkel'in müspet katkılarını her zaman takdirle hatırlayacağız.

Vize serbestisi

Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesine verdiğimiz önemi teyit ettik. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi, 18 Mart Mutabakatı’nın yenilenmesi başta olmak üzere kritik meselelerdeki beklentilerimizi dostumla bir kez daha paylaştım. Doğu Akdeniz, Afganistan, Libya ve Suriye'deki gelişmeler hakkında fikir teatisinde bulunduk.

'Avrupa'daki Türk toplumunun başlıca sorunu' 

Almanya'daki Türk toplumu ilişkilerimizin en önemli sosyal yanını oluşturuyor, ortak zenginliğimizi teşkil ediyor. Biliyorsunuz bu yıl Türkiye ile Almanya arasında 1961 senesinde imzalanan işgücü anlaşmasının 60’ıncı yıldönümüdür. Almanya’nın kalkınmasına, çok kültürlü ve müreffeh bir ülke haline gelmesine önemli katkılar yapan Türk toplumunun emeklerini bu vesileyle bir kez daha takdir ediyoruz. Merkel’in görev süresi boyunca Türk toplumu ile geliştirdiği yakın temastan mutluluk duyuyoruz. Irkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı ile ayrımcılık ne yazık ki Avrupa'daki Türk toplumunun başlıca sorunu olmaya devam ediyor.”

Merkel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

'Her zaman karşı çıktık'

Türkiye'de tutuklu veya yurtdışına çıkış yasağı bulunan Alman vatandaşlarına da değindik, insan hakları konularına da değindik. Almanya'da ırkçı, yabancı düşmanı olayları takip ettiğimizi ve ben hem kendi adıma hem eyalet hükümetleri olarak bunlara her zaman karşı çıktık.

'Türkiye çok önemli çalışmalara imza attı'

Türkiye ile AB arasındaki ilişkilere de değindik. Yasadışı göç konusu çok önemli bir konu. Türkiye’ye AB’nin bu konuda vereceği desteğin devam edeceğini de ifade ettim. Suriyeli mülteci ve göçmenler konusunda Türkiye çok önemli çalışmalara imza attı. Afganistan'a insani yardım konusunda da görüştük. Birleşmiş Milletler ile birlikte Afganistan'da felaketler yaşanmaması için çalışmalıyız. Taliban ile olan görüşmeler hakkında bilgi aldık. Biz de Afganistan sorumluları ile bunu ele alacağız. Suriye'deki durum konusunda yoğun bir bilgi alışverişinde bulunduk. İdlib'deki durum da halen gergin. Libya konusunu ele aldık. Berlin Konferası'ndan başlatılan konferansın devamı Fransa'da olacak. En kısa zamanda Libya’da seçimlerin olması ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasını arzu ediyoruz. Bunu için tabii ki Libya'dan yabancı güçlerin çekilmesi gerektiğini olduğunu ifade ettim. Sudan ve Suriye’den gelen paralı askerler söz konusu. Bu konuda ilerleme kaydedilmesini arzu ettiğimi kaydettim.

'Memnuniyetle karşılıyoruz'

Ülkelerimizdeki duruma baktığımızda Türkiye'de orman yangınları oldu, Almanya'da sel felaketleri yaşandı. Bu olaylar bize iklimin ne kadar önemli konu olduğunu ortaya koydu. Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzalamış olması memnuniyetle karşılıyoruz. G-20 konferansı gerçekleşecek. Burada, Almanya’da Türkiye’yi çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi konusunda destekleyecek.

Tutuklu Alman vatandaşları 

Merkel, Alman bir gazetecinin, "Tutuklu Alman vatandaşlarla ilgili bir ilerleme oldu mu? sorusuna şu yanıtı verdi:

''Görüşmelerimizde başarılar da oldu. Bazı sorunları çözdük fakat yeni vakalar eklendi. Boşuna görüşmediğimizi düşünüyorum. Terör suçları ile farklı bakış açıları var. Genelde görüşmeler başarılıydı diyebilirim.''

Erdoğan ise bu soruyu ''Her ülkede yargı bağımsızdır diyoruz. Türkiye'de de yargı bağımsızdır. Yargının vereceği verdiği karara cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem söz konusu değil. Yeter ki yargının adil olduğuna inanmış olalım'' yanıtını verdi.

Bir diğer Alman gazeteci ise ''Mülteci Anlaşması konusunda ne konuştunuz?'' diye sordu. Merkel, bu soruya ''Türkiye'ye AB'nin yasa dışı göç konusunda vereceği desteğin devam edeceğini ifade ettim. İnsan kaçakçılığını engellemek istiyoruz. AB'nin bu konuda Türkiye'yi desteklemesi bir gereklilik, bir şart! Mülteciler konusunda söz konusu yardım için bir ödeme kararı çıktı. 4.5 milyarı ödendi. Kalan yardım konusunda da gerekli adım atılacak" yanıtını verdi.

Erdoğan ise bu soruya şu yanıtı verdi:

''Türkiye bu işin adeta misafirhanesi durumunda. 5 milyon Suriye'den var. Irak'tan var Afganistan'dan 300 bin var. Bu insanları ötelememiz Yunanistan'ın yaptığı gibi mümkün değil. Bunlara aynı şekilde ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Ev sahipliğimiz devam edecektir. Göçleri bugüne kadar uyguladığımız gibi aynen kabulleniyoruz. 60 bini aşkın briket evi bitirdik. Hedefimiz 100 binin üzerine çıkarmak.''

'Not vermek için bulunmuyoruz' 

Türk gazetecinin "Her iki lidere soruyorum Sayın Erdoğan ve Sayın Merkel ile çalışmak nasıldı?" sorusuna Merkel Şu yanıt verdi: 

"Tabii biz burada birbirimize okuldaki gibi not vermek için bulunmuyoruz. Biz işbirliğimize önem atfettik. Sayın Cumhurbaşkanı ve önceki Başbakan Erdoğan ile birlikte Türkiye'de çok şey gelişti, çok gelişme oldu, alt yapı açısından olsun, İstanbul'a baktığımızda sadece bunu görüyoruz. Son defa Ankara'ya geldiğimde ne kadar önemli bir idari yönetim olduğu, orada yaşayan insanlar ekonomik sorunlara rağmen, standartların ne kadar yükseldiğini de görebiliyordum. Türkiye, NATO'nun bir müttefiği olarak bizim için önemli bir partner. İstanbul'da kendi gözlerimizle iki kıta arasında nasıl bir köprü oluşturduğunu görebiliyoruz. Ben tabii ki insan hakları konusundaki gelişmeler konusunda, bireysel özgürlükler konusunda eleştirdim her zaman ve bunu da dile getirdim. Tabii ki çözüm aradık, farklı bakış açılarımız olabilir ve stratejik açıdan birbirimize bağlıyız, bağımlıyız ve Taliban, mülteciler, Afrika konusunda detaylı bir şekilde görüştük. Her zaman ortak çıkarlarımız var. Bunu sonraki federal hükümet de bu şekilde görecektir. İki ülke arasındaki ilişkilerin tüm geniş kapsamıyla olumlu ve sıkıntılı yönleriyle birlikte bunu bir sonraki hükümet de aynı şekilde görecektir. Barışımız ve güvenimiz birbirine bağlı"

Erdoğan'ın soruya verdiği yanıt ise şöyle oldu: 

"16 yıl kısa bir süreç değil. İfade ettiğiniz gibi benim de bir 19 yılım var. Ve bu süreç içerisinde birçok dünya lideriyle bir arada çalıştık, görüştük. Tabii Sayın Şansölye özellikle Almanya'nın idaresinde, yönetiminde gerçekten başarılı bir sürece imza attı. Bundan sonraki süreçte de özellikle belki koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı, Almanya-Türkiye ilişkileri çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi. Fakat koalisyon hükümetleri de tabii çalışmayı her zaman zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok çok başarısız olmuştur, hiçbir netice alamamıştır. Ama bizim Başkanlık Sistemi'ne geçmemizle birlikte biz bu koalisyonlardan kurtulduk ve yoğun bir çalışmanın içerisine girdik. Bunu tabi Türk medyasının bir mensubu olarak sizler de yaşadınız, görüyorsunuz. Ve temennimiz o dur ki; yeni yönetimle bu başarılı süreci aynen devam ettiririz. Zira Almanya'da ciddi manada bir Türk potansiyeli var. Bu insanlar da orada sağlıklı bir yaşamın sürecini inşallah görmek, yaşamak istiyorlar. Ve bizler de onlar orada mutlu oldukça Türkiye-Almanya arasındaki bu mutluluğu yaşamak istiyoruz. Ve hedef de 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşalım istiyoruz."

Merkel: Şunu söylemek istiyorum, benim koalisyon ortaklarımla çalışmaktan mutlu olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği budur. Koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemini uygulamak istemiyoruz. Fakat her şeye rağmen Türkiye ile iyi ilişkilerimizi sürdürmek istiyoruz.

Erdoğan: Ama zaman zaman şikayetlerinizi bana aktardınız.

Merkel: Doğrudur. Hayat böyle. Fakat buna rağmen güzel.

Erdoğan: Torunum diyor ki; Dede ne yapacaksın hayat böyle. 

Görüşme 12:00'de başladı

Erdoğan ile Merkel görüşme için saat 12.00 sıralarında Sarıyer'deki Huber Köşkü'ne geldi. Erdoğan ile golf aracına binen Merkel, köşkün sahil kısmındaki alana geldi.

merkel.jpg

Golf aracını Erdoğan kullandı. Türkiye ve Almanya bayrağının yanında duran iki lider, burada bekleyen yerli ve yabancı çok sayıda gazeteciyi selamladı. Daha sonra iki lider, görüşme için köşkün içine geçti.

20211016-2-50464619-69703163.jpg