Fikret Bila
Yeniden Seçilmek İçin Mi?
Türkiye seçimden yeni çıktı.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için bir sonraki seçimin tarihi Mayıs 2028. Daha seçimlere 5 yıla yakın süre varken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimindeki “yüzde 50 artı 1” koşulunun değişmesinin isabetli olacağını söyledi.
AK Parti içinde de bu koşulun toplumu çok kutuplaştırdığı, bu nedenle daha düşük bir oran belirlenmesinin yararlı olacağını savunanlar olmuştu. Örneğin eski bakanlardan Faruk Çelik bu bu görüşü savunuyordu. Örneğin “yüzde 40 artı 1” olabilir görüşü seslendirilmişti.
Ancak MHP lideri Devlet Bahçeli, o tartışmalar içinde yüzde 50 artı 1’in yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin meşruiyetini sağlayan koşul olduğunu vurgulayarak oranın değişimine sıcak bakmadığını ifade etmişti.
Bu kez konuyu gündeme bizzat Cumhurbaşkanı getirdi.
Normal şartlar altında 2028’de yapılacak seçim için Erdoğan şimdiden neden bu konuyu gündem yaptı?
Yüzde 50+1 yerine tek turlu seçimde en fazla oyu alanın seçilmesini savundu?
Erdoğan’ın önerdiği gibi ilk turda en fazla oyu alanın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yürütme organının tüm yetkilerini taşıyan cumhurbaşkanının yüzde 30 gibi bir oyla da seçilmesi mümkün oluyor. Oyların adaylar arasındaki dağılımına göre yüzde 30’dan da düşük bir oyla cumhurbaşkanı seçilebilir. Bu kadar az bir destekle hükümetin bütün yetkilerini tek başına taşıyan bir cumhurbaşkanın seçilmesi demokratik temsil açısından çok sorunlu olur.
Erdoğan’ın bu önerisine MHP Lideri Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın devam etmesi gerektiğini, Cumhurbaşkanıyla aralarını bozmaya çalışanların başarılı olamayacaklarını söyledikten sonra cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin düzeltilmesi gereken yönleri varsa düzeltilebileceği değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan’ın yüzde 50 artı 1’in kaldırılması önerisini, “Bahçeli ve MHP’den kurtulmaya çalışıyor” şeklinde yorumlayanlara karşı da “biz kimsenin sırtına binmedik, kimseyi sırtımıza bindirmedik” yanıtını verdi.
Erdoğan’ın yeni seçime 5 yıl varken bu öneriyi gündeme getirmesi MHP’den kurtulmak için olabilir mi?
Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’ne “HDP’yi hâlâ kapatmadığı için” tepkili olduğu, gerekirse “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” dediği biliniyor.
Erdoğan’ın gündemde hiç yeri yokken, seçimleri desteğiyle kazandığı Bahçeli ve MHP’den kurtulmak için bu konuyu açtığı yorumları çok inandırıcı değil.
Erdoğan, 2028’de yapılacak seçimleri öne almayı düşündüğü için bu açıklamayı yapmış olabileceği yorumlarına gelince...
Erdoğan, Anayasada “Bir kişi ancak iki kez cumhurbaşkanı seçilir” hükmü olmasına karşın üçüncü kez aday oldu. Yüksek Seçim Kurulu, parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği için Erdoğan’ın 2014’de seçilmesini saymadı. İlk kez 2018’de seçilmiş gibi 2023’de de aday olmasında bir engel olmadığı yorumunu yaptı.
CHP de “Erdoğan’ı sandıkta yeneceğiz” iddiasıyla buna gerekli itirazı yapmadı.
Erdoğan tekrar seçildi.
Erdoğan’ın YSK’nın yorumuyla 2028 veya erken bir seçimde yeniden aday olması nasıl mümkün
Anayasa’ya göre ikinci döneminde cumhurbaşkanı görevdeyken TBMM erken seçim kararı alırsa üçüncü kez aday olabiliyor.
Bu durumda Meclis böyle bir karar alırsa Erdoğan’ın adaylığının önü açılıyor.
Meclis’ten böyle bir karar çıkmazsa Erdoğan, 2028’da görev süresi dolduktan sonra aday olamıyor.
Erken seçim kararı alabilmek için de anayasayı referandumla değiştirmek 360 oyla mümkün olabiliyor.
Bugünkü dağılımına göre Cumhur İttifakı’nın Mecliste 323 sandalyesi var. AK Parti 264, MHP 50, Yeniden refah 4, HüdaPar 4 milletvekiline sahip. Anayasayı değiştirmek veya erken seçim kararı almak için iktidarın Meclis’te 37 oya daha ihtiyacı var, MHP’yle ittifakı sonlandırırsa Meclis’te bulması gereken milletvekili sayısı 87’ye çıkıyor.
MHP ile ittifakı bozması halinde CHP ve HEDEP dışındaki İYİ Parti dahil diğer tüm muhalefet partilerinin firesiz desteğini alması gerekiyor.
Bu sayıya ulaşması için MHP ile ittifakı bozmadan İYİ Parti’nin veya HEDEP’in desteğine sahip olması lazım.
Bu koşullar altında AK Parti’nin MHP’yi küstürmeden İYİ Parti’nin desteğini almaya çalışması en yakın ihtimal olarak görülüyor.
Parlamentoda sandalye dağılımı dikkate alındığında Erdoğan’ın bu çıkışı, Bahçeli ve MHP’yle ittifakı bozmak için değil daha çok yeniden seçilmenin zeminini yaratmaya yönelik gibi duruyor.