TikTok siyaseti: Bu eğlence oya dönüşür mü?

Gençlerin adeta bir hayat sürdüğü platform TikTok, seçim döneminde orta yaş ve üzerinin de
odağında. Türkiye’de 20 milyondan fazla günlük kullanıcısı olan bu kısa video platformu dünya
genelinde 1 milyarı aşkın insanı ağırlıyor. ABD'deki kullanıcı sayısı ise 150 milyondan fazla. Yani ülke
nüfusunun neredeyse yarısı.

Dedim ya, Y ve Z kuşağının daha aktif olduğu bu mecra artık her yaştan kullanıcıyı kendine çekmiş görünüyor. Son zamanlarda haberlere ve köşe yazılarına konu olmuş dört içerik üreticisi TikTok teyzelerini hatırlarsınız. Bu dört müstesna teyzemiz, gece yarısı açtıkları canlı yayında sohbet edip, çeşitli konular hakkında ara sıra medya gündemine de düşen yorumlar yapıyor. Ya da bir diğer örnek: Günlük hayatta akıllara takılan “Nedir?” ve “Nasıl yapılır?” ile biten sorulara yanıt isteyen de buraya geliyor. Herhangi bir yemeği yapmak ya da basit bir tadilat işini halletmek isteyen kullanıcılar, arama kısmına yazarak konuyla ilgili birçok içeriğe ulaşabiliyorlar.

Bir nevi arama motoru mu desek acaba?

Kullanıcıların Twitter ya da Instagram değil de TikTok'u tercih etmelerindeki motivasyon ne? Konuştuğum kullanıcılar burayı daha 'gerçek' ve 'eğlenceli' buluyor. Kullanıcılar burada daha filtresiz göründüğünü söylüyor. Özünde TikTok bir eğlence platformu, kullanıcılar da bunun hakkını fazlasıyla veriyor demek yerinde olur. Böyle olunca da; herkesin birbirine benzediği dünyalardansa, özgün içerikler her zaman ön plana çıkıyor. En azından konuştuğum kullanıcılar ait oldukları platformu böyle tarif ediyor.

Peki yeni seçim meydanı TikTok mu?

Tüm siyasi partilerin gözünü diktiği ilk defa oy kullanacak 6,6 milyon seçmen burada barınıyor anlaşılan. Bu dikkate alınması gereken bir rakam olduğundan, siyasetçiler de doğal olarak gençlere TikTok üzerinden ulaşıyor. Bunun en göze çarpan örneğini geçtiğimiz günlerde 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu “ben de TikTok’a geldim işte” paylaşımıyla gösterdi ve kısa sürede milyonlarca kişiye erişim sağladı.

En iyi hangi siyasetçi kullanıyor?

Bunun cevabını vermek kolay değil; hedefini en doğru şekilde belirleyip o doğrultuda kullanan diyebiliriz sanırım. Yemek yapmaya meraklı biri tamamen yemek/tarif videolarını takip edip kendini geliştirebiliyorsa, spor meraklısı biri spor videolarını merceğine almışsa bu kendisi için “iyi kullanmak” oluyor. Burada aslında iyi kullanımdansa, tamamen keyifli vakit geçirmeyi vaad eden bir platform var.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin bütün gücünü bu platformdan aldığı yazıldı, çizildi biliyorsunuz... İnce dansıyla gündem yarattı ama Kılıçdaroğlu’nun, Mansur Yavaş’ın, Ekrem İmamoğlu’nun ve daha pek çok kişinin TikTok paylaşımlarıyla yalnızca gençleri değil çok sayıda kullanıcının beğenisini kazandığını görüyoruz.

Tabii burası bir eğlence platformu... Yani orada lideri tıklamak ve izlemek illa ki ona oy vereceğiniz anlamına gelmiyor.

Dezenformasyonla mücadele!

Medyanın yeni derdi dezenformasyon yasası onları da ilgilendiriyor mu? Kısa bir araştırma sonucunda şu bilgilere vakıf oldum. TikTok hali hazırda yer aldığı her ülkenin yerel yasalarıyla uyumlu çalışıyor, çalışmak zorunda. Ülkedeki hukuki düzeni ihlal edecek hiçbir girişim, söylem, içerik platformda yer almamak gibi bir ilkesi var. Örneğin TikTok'taki herhangi bir içeriğe dair bir mahkeme kararı varsa, bu hüküm uygulanıyor.

TikTok, dezenformasyonla mücadele kapsamında - aynı Facebook gibi - haber doğrulama organizasyonu olan teyit.org'la birlikte çalışıyor.

Biraz da dünyaya bakayım istedim. Dezenformasyonla nasıl mücadele ediyorlar? Şu sonuçlara
vardım:

  • Örneğin Avrupa'da, Avrupa Birliği “Dezenformasyon Uygulama Kuralları”nı açıkladı. İnternet platformlarının bu kurallara uymak için çeşitli şeffaflık raporları yayınlaması gerekiyor.
  • ABD'de, COVID-19 pandemisi sırasında, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC),pandemiyle ilgili yanlış bilgileri izlemek ve ele almak için yanlış bilgi izleme ve müdahale girişimi başlattı.
  • Almanya'da Ağ Uygulama Yasası (NetzDG) adı verilen bir yasa, sosyal medya şirketlerinin nefret söylemi ve yalan haberleri bildirildikten sonraki 24 saat içinde kaldırmalarını ya da önemli para cezaları ödemelerini gerektiriyor.
  • Güney Kore hükümeti, sosyal medya platformlarındaki yanlış bilgileri izleyen ve halka doğru bilgi sağlayan bir doğruluk kontrol programı başlattı.
  • Benzer şekilde Singapur hükümeti de vatandaşlara çevrimiçi yalanları nasıl tespit edeceklerini ve bunlarla nasıl mücadele edeceklerini öğretmek üzere bir halk eğitim kampanyası başlattı.

Seçime kısa bir süre kala, sosyal medyanın rolü daha çok karşımıza çıkacak. İzahı olmayan
şeyin mizahı olur ya, belki de bu süreçte 'eğlencelik' videolarla daha çok karşılaşacağız. Bu
arada gençlerin yaratıcılıklarına hayran olmamak mümkün değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İpek Özbey Arşivi