Fatih Ertürk
“Şimdi kızgın demir soğudu mu sayın Erdoğan…!”
3 gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimler sırasında gerginleşen hava ile ilgili konuşmuş ve şunları söylemişti; “Dönem, kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir”.
Sanki bunu Cumhurbaşkanı hiç dile getirmemiş gibi Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanı şehit cenazesine katılmak için gittiği Ankara’nın Çubuk ilçesinde bir grup provokatör tarafından kalabalıklara linç ettirilmeye çalışıldı. Ancak asıl soru şuydu; “Kalabalıkların Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evle ilgili bile ‘evi yakın’ diye feryat ettirecek asıl büyük provokasyonu kim ya da kimler yapmıştı” En yakınından başlayalım… Yer Antalya. Pazar günü sabah MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya Side’de Sueno otelinde belediye başkanları ve il başkanlarının katıldığı toplantıda bir basın açıklaması yapıyor. Bu Çubuk’taki olaylı cenaze töreninden birkaç saat önce. Yandaş medya bunu gümbür gümbür yayınlıyor. 30 kanal hep birlikte Çubuk’taki acılı insanlara bu görüntüleri taşıyor. Şöyle diyor Sayın Bahçeli; “31 Mart’ta PKK CHP’nin lehine çalışmadı mı? 31 Mart’ta FETÖ karanlık propagandasıyla zilletin yanında durmadı mı? Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yıkımını hedefleyen iç ve dış odaklar CHP’nin taşeronluğuna umut bağlamadı mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına onca usulsüzlük, onca haksızlık, onca sandık hileleriyle seçilen şahsın Saraçhane’deki konuşmasında selamladığı iç ve dış odaklar hala mı tehdidin anlaşılmasına yetmedi? Terörist Demirtaş övgüleri yakın tehlikenin işareti sayılmayacak mı? FETÖ’cüler kimi kutladı? PKK’lılar kimin için sevindi? İki gün önce CHP’nin destekçisi PKK’lı teröristler dört vatan evladını Türkiye-Irak sınırında şehit etmedi mi…?” Yandaş, sefil, çamur, alçak medya bunu Ankara’nın Çubuk ilçesine kadar ulaştırıyor… Aslında biri daha var. İçişleri bakanı Süleyman Soylu. O da Türkiye’deki bütün provokatif gruplara bundan birkaç ay önce daha açık bir mesaj veriyor. Şöyle diyor sayın Soylu; Doğu-Güneydoğu’da PKK HDP üzerinden milletten intikam almaktadır. Bu topraklarda kimse PKK’yı yeşertemez. İster CHP ile birlikte olsunlar ister HDP ile birlikte olsunlar. Müsteşarım üzerinden böyle bir talimat gönderdim. CHP il başkanlarını bundan sonra protokole kabul etmeyin dedim. Bu kadar basit. Onların gideceği bir adres var o adresi de onlara göstereceğiz. Onların gideceği adres PKK terör örgütü mensuplarının cenazeleridir. Biz o leşleri çok kısıtlı kaldıttırıyoruz, onlara 1 kişilik kontenjan orada ayarlayacağız. Sandıkta beraberler cenazede de beraber olsunlar”. Bunu söyleyen ırkçı, kafatasçı, faşist, bir militan değil. Türkiye Cumhuriyetinin görevdeki bir bakanı hem de İçişleri Bakanı. Kime söylüyor; bu ülkede iktidar partisinin en büyük alternatifi, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olan, Cumhuriyetle yaşıt ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisine söylüyor. Ama asıl turp’un büyüğü heybede. Sayın Bahçeli gazetecilerin Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyla ilgili soru sordukları zaman akıl, vicdan, sorumluluk dışı hezeyan içinde bir açıklama yapıyor. Daha sonra danışmanlarına alacele geri çektirmeye kalktığı açıklamada bakın Bahçeli ne söylüyor; Bir siyasi partinin lideri nereye nasıl gideceğine kendisi araştırmalı, danışmanlarına sormalı, parti yöneticileriyle görüş alışverişinde bulunulmalı. Ve ondan sonra da eğer gitmeyi çok uygun bir zemin olarak görüyorsa her türlü ihtimalin de tedbirini alarak gitmesi lazımdır. Şimdi Çubuk Akkuzulu Mahallesi’nde en son mahalli idareler seçimlerinde Cumhur İttifakı 1260 oy almış, yüzde 73.30 oranında. CHP artı İyi Parti ittifakı 169 oy yüzde 9.83. Bu seçim ortamında siz yüzde 9 oy aldığınız yere Mehmetçiğin cenaze namazına katılmak için gitmeyi düşünüyorsunuz. Ama orada karşılaşacağınız bir olayı neyle izah edeceksiniz. Yüzde 9.83 oy aldığın yere hala mahkemede aklanmamış paklanmamış bir belediye başkanı ile gidiyorsun. O bölgede ne işin var senin. İki gün sonra taziye evine gitsen acısının hafiflediği bir ortamda başsağlığı dilesen ne olur. CHP’ye bakış nasıl, emniyet güçlerinin ‘şu eve alalım orada gerilimi düşürelim’ dediği zaman ev sahibi dahi ‘bunu buraya almayın’ diyor. Akkuzulular inançları siyasi davranışlarıyla sert adamlar. Eğer bunlara ‘bu adam burada ne geziyor bunu sokmayın köye’ demişlerse, televizyonda yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım” Allah aşkına bu konuşmada biraz vicdan, biraz izan, biraz sorumluk var mı…? Kızgın demiri soğutalım” diyen Erdoğan seçimlerden daha 1 ay kadar önce 17 Şubat tarihinde Afyonkarahisar’da konuşuyor; Bugün CHP, milletimizi PKK ile tehdit edenlerin desteğine bel bağlamış bir zihniyetin işgali altındadır. Bugün CHP, ülkemizin gördüğü en alçak ihanet çetesi olan FETÖ’nün desteği ile seçim kazanma hesabı yapan bir ekibin tasallutu altındadır. Türkiye’de adı millet düşmanlığına çıkmış, insanımızın değerleriyle, inancıyla, tarihiyle kavgalı ne kadar kesim varsa hepsi de koro halinde hepside zillet ittifakına alkış tutuyor. Biz işte bu CHP’nin dümen suyuna girerek PKK ve FETÖ'yle aynı ittifakta yer alan gönül vermiş vatandaşlarımız adına üzüntülüyüz. Bunun için 31 Mart seçimlerini sadece ülkemiz için değil aynı zamanda CHP’yi esir alan bu gayri milli zihniyetten kurtulmanın da miladı olarak görüyoruz.” TBMM Başkanı Mustafa Şentop önemli bir açıklama yapmış. Şentop; “Bunu yapanların bir provokasyon içerisinde olduklarını düşünüyorum. Arkasındaki planlamanın da ortaya çıkarılması gerektiği kanaatindeyim" demiş. Bence Meclis başkanı haklı. Arkadaki planlamanın mutlaka ortaya çıkarılması lazım… Soru şu…! “Peki kim bu provokatörler…Size de tanıdık gelen var mı…!”