"Seçim öncesi son rapor; Gemi karaya vurdu ittirseniz de artık çare yok. Size bir cisim yaklaşıyor..!"

Daha önce yazmıştım; bizde "Uzay yolu" adıyla hatırlanan TV dizisinde 2015 yılında kaybettiğimiz kepçe kulaklı Mr. Spock (Leonard Nimoy) Kaptan Kirk'e sesleniyordu; "Üstümüze doğru bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor". Bu replik bir dönem efsane olmuştu. Aynı replik 31 Mart yerel seçim öncesi de geçerli. Bize bir cisim yaklaşıyor ama şimdilik neye benzediği net olarak kestirilemiyor. Ama bu cisim en çok AKP'den geçinen, cennetin anahtarını aldığını zannedip istiareye yatan yoksullar için geçerli.

İsterseniz o "yaklaşan cisim" hakkında bilgi verelim; devletin resmi rakamlarından, memleketin 2019 Mart ayı sonu itibarıyla içler acısı son hali:

1-Hazinenin iç ve dış borçları sadece 2019 Ocak-Şubat aylarında 59,4 milyar lira (yüzde 5,6) artarak Şubat ayı sonu itibarıyla yıllık 1 trilyon 126 milyar liraya ulaştı. Bunun iç borca ait olan miktarı 615 milyar lira (29 milyar lira artışla) , dış borca ait tutar ise 511 milyar lira (30,4 milyar lira artışla).
2-Ocak_Şubat 2019 döneminde hazineni ödediği faiz ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 arttı. Sadece son ayda ayda ödenen faiz 22 milyar liraya ulaştı.
3-Zamanında ödenmediği için takibe alınan krediler (batık krediler) bir yılda 11,8 milyar lira (Artış yüzde 12,5) artışla 15 Mart 2019 itibarıyla 105,4 milyar lira oldu.
4-Bu yılın ocak ayında tüketici kredisi veya kredi kartı borcunu ya da her ikisini ödeyemeyip bankalar tarafından takibe alınan vatandaş sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artarak 192 bin 468 kişiye ulaştı.
5- Ocak 2019 soru itibarıyla bankalara borcunu ödeyemediği için icra takibinde bulunulan vatandaş sayısı 3 milyon 381 bin 191 kişi.
6- Ocak-Mart 2019 imalat sanayinde kapasite kullanımı yüzde 74,2 oldu. Geçen yılıns aynı dönemine göre 3,7 puan azaldı.
7- Hastalıkta, sağlıkta; iyi ve kötü günde Türkiye'nin başı sıkıştığında harcayacağı kefen parası olan Merkez Bankası net rezervleri son 1 haftada neredeyse güneş görmüş kar gibi eriyip gitti. 82 milyonluk koca ülkenin Merkez Bankası net rezervi son 2 haftada 6,8 milyar dolar eriyip gitti. Çin'in 4 trilyon dolarlık döviz rezervi lyanında "fındık-fıstık" parası gibi görünen Merkez Bankası net rezervi 28,4 milyar dolaar kadar geriledi (Sadece ihalelerden komisyon almadılar hazineyi de soydular demek isterken bunu anlatıyorduk).
8-Millet canı yanmış buzağı gibi Türk lirasından kaçıp dolara sığınıyor. kimse ne iktidara ne de iktidarın en tepesindekilerinin vaatlerine inanmıyor. Son 1 yılda TL cinsinden mevduatlar 7,3 milyar lira azalıp 1 trilyon 43 milyar liraya gerilerken, Döviz cinsinden mevduatlar ise 126 milyar lira artarak 1 trilyon 119 milyar liraya (206 milyar dolar) ulaştı. Bu tüm zamanların rekoru. İlk kez bu ülkede insanlar kendi yerli parasından çok dolara yatırım yaptı.
9- Biber Antalya halinde 15 Şubat 2019'da 7 liraya satılırken 25 Mart 2019'da 13 TL'den alıcı buldu. Antalya'da bile bir aylık artış yüzde 99. Hem de mevsim ısınırken.Domates yine Antalya halinde aynı dönemde 2,30 liradan 3,80 liraya çıktı; artış yüzde 65. Yani; Tarımdaki kriz geçici değil kalıcı.
10-Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılında bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak 3 milyon 537 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık artışla yüzde 11 seviyesinde gerçekleşti. Sendikalara göre gerçek işsizlik 7 milyon.
11-Mart ayını kapsayan araştırmaya göre, 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden 'açlık sınırı' 2 bin 14 TL olarak belirlendi. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen 'yoksulluk sınırı' ise 6 bin 561 lira oldu.
Yeter mi...?
Yetmez diyorsanız size halüsinasyon cennetinde zaman geçiren yurttaşlarla ilgili başka rakamlar da verebilirim.
Ama boş verin; "Belediyecilik işi gönül işi" deyip sandıklara koşun ve 1 Nisan tarihi itibarıyla size yaklaşan cismin şeklini ve şemalini görün derim (Bu arada bir ülkeye 17 yıl sonra darbe dahil her türlü rezililğin yaşanmasının müsebbibi olan, ayrıca tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşatan bir iktidarın karşısında hala "suyuna tirit' yöntemlerle muhalefet yapan, iktidarın başarısızlığını kendi başarısı gibi kabul edip değişim ve yenileşmeye kapılarını kapatan muhalefete de söylenecek tek bir söz var; "Ayıptır,yazıktır,günahtır").
Ne diyorduk; Ak gönüllere...
"Gemi karaya vurdu ittirseniz de artık çare yok. Size bir cisim yaklaşıyor ama anlatamıyorum...!"

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Ertürk Arşivi