Muhalefet değişmezse... İstanbul da gider Ankara da..

Muhalif seçmen moralsiz, bezgin, yılgın, umutsuz dedik. Dün bu konuyu ayrıntılarıyla işledim. Peki nihilizm sendromu yaşayan seçmene yeniden enerji yüklemesi gereken…

Bezginliğini, yılgınlığını üzerinden atmasını sağlaması gereken…

Moral vermesi umut vermesi gereken kim?

Siyaset kurumu… inandıkları oy verdikleri partiler…

Ama önce onların silkinmesi gerekir. Ama önce onların moral bulması gerekir. Bunu sağlamaları için de partilerin önce kendilerini sonra kurdukları ittifakı, yaptıkları hataları sorgulamaları gerekir…

Sosyolojiyi iyi tahlil etmeleri gerekir…

Değişim isteyen seçmende ‘bu şartlarda bile olmadı, artık olmaz’ duygusu hakim. Bu hava kırılmazsa yerel seçim muhalefet adına hüsran olur…

İstanbul’da gider…

Adana, Ankara, Antalya, Mersin, Muğla gibi büyük kentler de… Çünkü motive olmayan seçmen, kazanacağını düşünmeyen seçmen, ne yapsak olmuyor diyen seçmen sandığa gitmez…

Bu, ekip değiştirmekle, vitrini parlatmakla hal olacak mesele değil…

Öncelikle, partiler seçmenlerine neden kazanamadıklarının hesabını vermeli. Nerede hata yaptıklarını, neden başarısız olduklarını içtenlikle anlatmalı.

Faturayı birilerine keserek bu işten sıyrılmayı düşünüyorlarsa büyük hata yaparlar.

Bu seçim köprüden önce son çıkış diyen kendileri…

Bu seçim belki de son seçim olacak diyen kendileri…

Topluma büyük umut veren, oldu olacak, mutlaka olacak diye çıtayı yükselten kendileri…

Muhalif seçmene ‘bu sefer tamam’ havasını basan kendileri…

O zaman… Büyük çöküşün, büyük hayal kırıklığının müsebbibi de kendileri…

6’lı Masa son düzlüğe kadar iyi koştu, son düzlükte nefesi bitti. Veya son düzlükte birbirlerine dirsek atmaktan koşmayı unuttular.

Mesela Kılıçdaroğlu 6’lı Masa’yı bir yıl boyunca bir arada tutmayı başardı. Kapsamlı çalışmalara imza attı. Siyasi tarihimizde görülmeyen birlikteliğin oluşmasını sağladı. 30 Ocak ‘ta açıklanan iki bin maddelik ‘ortak politikalar mutabakat metni’ çok değerlidir.

Demokrasinin kutup yıldızıdır.

Peki sonra ne oldu?

İş ortak aday belirlemeye gelince tıkandı. Ortak mutabakat metni hazırlayanlar, Türkiye’yi nasıl yönetecekleri konusunda karar verenler, iki bin maddede anlaşanlar ortak adayda uzlaşamadı.

Lastik patladı…

Lastiği onarmaya çalıştılar ama yama tutmadı, sürekli hava kaçırdı… Yüzde 54’lerde gezerlerken yüzde 44’lere iniverdiler…

Ayrıca kazanacak aday sözü o kadar çok dillendirildi ki Kılıçdaroğlu sahneye kazanamayacak aday olarak sürülmüş oldu…

Kerhen!...

Gelin hatalar zincirinin öteki halkalarına bakalım…

Genel başkanın cumhurbaşkanı yardımcısı alacaklarının ilan edilmesi, ortak imza ile karar alınacağının söylenmesi hataydı. Seçime girmeden her partiye bir bakanlık verilmesi büyük hataydı.

Bunlar yetmezmiş gibi iki başarılı belediye başkanının koltuk değneği gibi sahaya sürülmesi hataların en büyüğüydü.

İmamoğlu ve Yavaş sarsıcı mitinglere imza atınca, gittikleri her yerde büyük ilgi görünce formülümüz tuttu diye düşündü ama gözden kaçırdıkları bir şey vardı.

Seçmen Kılıçdaroğlu yetersiz diye…

Kılıçdaroğlu seçilemez diye…

Kılıçdaroğlu’ dan millet İttifakı’nın bile umudu yok diye düşündü.

İki belediye başkanının sahaya sürülmesini böyle yorumladı…

Altı partinin birlikteliğinin anlamı kalmadı. 6’lı Massa cazibesini yitirdi.

Büyü bozuldu.

Hele hele Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak kızgınlıkla ‘6’lı masa artık millet iradesini temsil etmiyor’ demesi son darbe oldu.

6’lı Masa aslında o gün dağıldı.

İktidardan kaçan muhafazakar seçmen gidecek başka kapı olmadığı için iktidara döndü. Son düzlüğe kadar iyi geldiler son düzlükte kaybettiler demem bundan…

Maraton koştular 42 kilometreyi önde tamamladılar son 195 metreyi çıkaramadılar.

CHP, İYİ parti kurultaya gidiyor. Ayağa kalkmanın yollarını arayacaklar.

Dilerim bulurlar… Dilerim laf olsun, torba dolsun, millet tatmin olsun diye kurultay yapmazlar. Dilerim değişimin kapısını açarlar…

Yapmazlarsa ne olur?

Büyükşehirler de ellerinden gider…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi