“Majestelerinin ‘İndira Gandi’ belediyeleri…!”

Herkeste bir telaş; nasıl olur da AKP ve avanta ortağı MHP; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Ekrem İmamoğlu’nun elinden “hokus-pokus” (Hokus pokus kelimeleri tarihte ilk defa Thomas Ady ‘nin 1655 yılında hakimler ve kanun adamları, cadılarla büyücüler hakkında karar verirken baksınlar, faydalansılar diye yazdığı,  büyü ve büyücülüğün ilmi esaslarını ele alan A Candle İn the Dark  adlı kitabıyla kayda geçmiştir. Thomas Ady kitabın bir yerinde kral James ‘in saltanatı sırasında devrin meşhur sihirbazı Mr. Hocus Pocus ‘un yaptığı gösterilerde abuk sabuk ve anlamsız ‘hokus pokus tontus talantus vede celeriter jubeo’ sözcüklerini tekrarladığını gösteriyi zaten şaşkınlıkla izleyen seyircinin aklını ve dikkatini bu şekilde daha da karıştırırak numarasını el çabukluğuyla tamamladığını anlatır) hakim olduğu iddia edilen adamlar tarafından alınır diye.

Bu arada öncelikle size bir dip not ileteyim. Ben dün Telekom özelleştirilmesinde yolsuzluklardan bahsetmiştim. Bana geçmiş dönemin dürüstlüğüyle tanıdığım MHP’li Ulaştırma Bakanlarından Enis Öksüz bir not göndermiş. Önce sizlerle onu paylaşmak istiyorum;

Tansu hanımın TELEKOM konusunda  farklı rakamları oldu. Özelleştirme dokümanları kanuna aykırı idi. Bu yüzden iptalle sonuçlandı. Allah Mümtaz (Soysal) hocadan razı olsun. O dönemde  Telekom un  özelleştirmeye bağlı değeri yaklaşık 65 milyar dolardı. Buna 13.5 milyar dolarlık gayrimenkulleri dahil değildir. Depodaki mallar ve yeraltı kabloları da dahil değildir. En karlı faaliyet sahaları elden çıkarıldığı halde bile Yıllık 2.6 milyar dolar kâr ediyordu. Ben bu ahlaksız işlere geçit  vermedim. THY  ve TELEKOM  akılda  o günkü mücadeleler sebebiyle kalabildi diye düşünüyorum..”

Şimdi gelelim şu İstanbul Belediyesine…

Hiç boşuna kafa yormayın. Bakın Tarih 3 Mayıs 2019. Bu memleketin; tarafsız!, dürüst!, sadece vicdanını dinleyen! hakimleri tarafından bir karar alındı. Daha İstanbul seçimleri iptal edilmemişti. Neydi yayın yasağı getirilen olay; Sputnik haber ajansından aynen aktarıyorum;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2018 için hazırladığı ama ilan etmediği, 56 sayfalık STK (Sivil Toplum Kuruluşu)-Okul-Yurt Faaliyeti Raporu’yla ilgili haberlere mütevelli heyeti başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın yaptığı T3 Vakfı’nın talebi üzerine erişim engeli getirildi. STK-Okul-Yurt Faaliyeti Raporu'nda İBB’nin vakıf, dernek, okul, okul spor salonlarına toplam 847 milyon 592 bin 858 lira, 27 kuruş destek verdiği belirtilmişti. Belediyenin kamu kaynaklarından yaptığı 41.1 milyon lira destekle listenin üçüncü sırasında yer alan Türkiye Teknoloji Takımı (T3)’nın yaptığı başvuru ile İBB eski yönetiminin yaptığı yardımlarla ilgili haberlere erişim engeli getirildi.”

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi. Şimdi İstanbul’a kayyum olarak atanan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın İstanbul Büyükşehir Belediye binasına girişini görmüşsünüzdür. Onlarca kişiyle birlikte neredeyse kapıları kırarak girilen bir belediye ve ilk yapılan iş doğrudan belediyenin tüm kayıtlarına el koyup kontrol altına almak. Sonra ne olur bilmiyorum. Ama gelen ilk haberler böyle.

Neden diye merak ediyorsanız söyleyeyim; “Sadece Atatürk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı, laiklik karşıtı vakıflara 847 milyon lira avanta dağıtan bir belediyeyi biraz kazırsanız altından ne çıkar acaba”.

Peki nasıl oldu da böyle oldu? Yani AKP yönetimi sadece İstanbul’da mı bu tür iddialara maruz kaldı.

İsterseniz şöyle bir dolaşalım;

-Bolu Belediyesi; AKP’den CHP’ye geçti. Belediye Başkanı dürüstlüğüyle tanınan CHP Bolu eski milletvekili Tanju Özcan. Koltuğa oturur oturmaz “yandım anam” diye bir çığlık duyulduğu anlatılıyor. Bakın ididalar gazeteler nasıl yansıdı;

Yerel seçimlerde CHP'ye geçen Bolu Belediyesi'nde bir skandal daha ortaya çıktı. İtfaiye eri olarak işe giren Serkan Ilgaz, 6 üst düzey görevi birden yürüterek her biri için ayrı maaş aldığı belirlendi. AKP Bolu Kadın Kolları Başkanı Arzu Güler’in çalışmadığı halde Bolu Belediyesi’nden maaş aldığının anlaşılmasının ardından itfaiye eri skandalı ortaya çıktı. Belediyeye 10 yıl önce itfaiye eri kadrosuyla giren Serkan Ilgaz’ın 6 üst düzey görevi birden yürüterek, her biri için ayrı maaş aldığı belirlendi. Belediye ve bağlı şirketlerdeki incelemeler sürerken, 10 yıl önce itfaiye eri kadrosuyla işe alınan Serkan Ilgaz’ın; özel kalem müdür vekilliği, insan kaynakları birim sorumluluğu, belediye bünyesindeki “Tabiatın Kalbi Bolu” şirketinin yönetim kurulu üyeliği, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı, belediye bilişim birim sorumluluğu ve halk ekmek fırın müdür vekilliği görevlerinin hepsini birden yürüttüğü belirlendi.Bolu Belediyesi bünyesindeki Tabiatın Kalbi Bolu şirketinden 10 bin lira maaş aldığı belirtilen Serkan Ilgaz’ın, ayrıca 6 ayrı biriminden de ayrı ayrı maaşlar aldığı kaydedildi.”

Gaziantep Belediyesi: “Belediyenin dikkat çeken giderlerinin başında ise faiz giderleri yer alıyor. Belediye 2015 yılında 31 milyon 627 bin, 2016 yılında 64 milyon 683 bin, 2017 yılında 144 milyon 345 bin, 2018 yılında ise 167 milyon 233 bin lira faiz ödemesi yapmış.

Meclis toplantısında söz alan CHP’li meclis üyesi Yılmaz Kireç, ‘Tasarruftan bahsediyorsunuz belediye şirketlerinin kökü zarar. Gazi Ağaç, GASKi Enerji, Gazibel, Gazikonut, Gazi Ulaş zarar etmiş. Bunların dışında halı saha, dükkan ve işyerleri daire ve tesis gibi yerleri de şirketlere ihalesiz olarak devretmiştir. İhale yolsuzlukları yapılmış. Kaynaklar hoyratça ve peşkeş çekilerek harcandı’ dedi. Ayrıca faiz giderlerine de değinen Kireç ‘4 yılda 400 milyon faiz ödemesi yapan Büyükşehir Belediyesi faiz lobisine teslim olmuştur. Belediye finansman açığını kapatmak için dağı, taşı, yeşil alanları, tarım arazilerini satarak gelir elde etti’ dedi.”

Antalya Belediyesi;  “Belediyeyi AKP’den devralan CHP’li Muhittin Böcek bütün baskılara rağmen hala belediyenin içinin nasıl boşaltıldığı konusunda konuşmuyor. 4 bin 500 bankamatik işçi bulunduğu bilgisi, Antalya Büyükşehir belediyesine hiç gelmeyen çok sayıda ev kadının sözleşmeli memur olarak göründüğü ileri sürülüyor. Bu belediyenin bankamatik memurlara ödediği maaşın aylık 30 milyon lirayı bulduğu da iddialar arasında. Ayrıca Süleymancılar diye bilinen tarikata çok sayıda; arazi, arsa, ve gayrimenkul transferi yapıldığı iddiaları da var…”

Samsun İlkadım belediyesi:  “31 Mart yerel seçimlerinde AKP'den İYİ Parti'ye geçen Samsun'un İlkadım belediyesinde, İlkadım Belediyesi’ne ait hizmet binasının 30 milyon lira borç nedeniyle hacizli olduğu ortaya çıktı.Samsun’da İYİ Partili İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş başkanlığında toplanan İlkadım Belediye Meclisi’nde İlkadım ve Gazi Hizmet binalarının satış konusu görüşüldü.Haziran ayında yeni yapılan İlkadım Belediye Başkanlığı binasına taşınacak olan İlkadım Belediyesi’nde, bir önceki yönetim döneminden kalan 260 milyon lira borç nedeniyle mevcut belediye hizmetlerinin verildiği İlkadım ve Gazi hizmet binalarının satışı gündeme geldi.”

Demre Belediyesi; “Antalya'nın Demre ilçesinde Belediyesi Başkanı olan İYİ Partili Okan Kocakaya yaklaşık 100 bankamatik memuru tespit etti. Demre'de belediyeye gitmeden maaş alan çok sayıda kişinin tespit edildiği ve bazılarının işine son verildiği belirtildi. Antalya'nın Demre ilçesinde, 31 Mart Yerel Seçimlerinde İYİ Partili Okan Kocakaya yüzde 54 oy olarak AKP’li eski başkan Süleyman Topcu’yu geride bırakarak belediye başkanı olmuştu. Göreve gelir gelmez çalışmalara başlayan Kocakaya, birçok kişinin belediyeye uğramadan maaş aldığını tespit etti ve çalışmalara başladı.Sözcü'de yer alan habere göre İYİ Parti Demre İlçe Başkanı Hüseyin Şahin ‘bankamatik memurlarıyla' ilgili olarak , ‘Belediye'de çalışıyor görünüp fakat işe hiç gitmeden maaş alanların olduğunu tespit ettik. Bu kişiler, AKP'nin seçim kampanyalarında çalışmış kişiler. Bunların bir kısmı, broşür dağıtmış, bir kısmı seçim bürosunda görevlendirmiş partililer. Hatta ortalıkta görünüp kalabalık yap denilen kişilerde var. Bunların hepsiyle bire bir konuşuldu. Onların beyanları bu yönde’ dedi.”

Bakın bunlar sadece basına kısmen yansıyanlar. Peki daha yansımayanlar. Mesela Adana; Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da “yandım anam” diye feryat ettiği belirtiliyor. İlk anda feryat eden başkan daha sonra konuşmuyor. Mansur Yavaş’ın halen Ankara’da zarar tespit çalışmalarını sürdürdüğü belirtiliyor.

Peki size bir soru; “Belediyelerde bu kadar yolsuzluk iddiaları varken ortalıktan bu toz duman kalktıktan sonra ülke genelinde hangi işte neler olduğunun farkına vardığınızda asıl siz hep bir ağızdan ‘yandık anam’ diye bağıracak mısınız…!”

 

Allahtan korkun” dediğimde bir AKP seçmeni bana “Yürü dürzü” demiş.

Allaha şükür aslım, nesebim, kimliğim bellidir. Ben bir Terzi çocuğuyum ve Terzi torunuyum. Helal lokma, Allahtan korkma, kuldan utanma ve Ahilik terbiyesiyle yetiştim. Söylendiği gibi; “Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır”..

 

Peki yetim hakkına, kul hakkına el uzatanlara gözlerini kapayan “ucundan azıcık da bana” diyen dürzülere ne demeli. Ramazan’da çay içtiler denince kulaktaki tüylere kadar gerginleşip bağıranlar koca memleket ( ve kendileri donuna kadar) soyulurken tuttukları orucun hakkın rızası olduğunu mu düşünüyorlar acaba.

Her neyse; yakında her beraber göreceğiz;

“Majestelerinin ‘İndira Gandi’ belediyelerini…!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Ertürk Arşivi