Fatih Ertürk
“Lafı uzatıp zurna yapmayın; diz çökün, biat edin ve susun…!”
Hiçbir siyasi parti kendi kısa siyaset tarihinde halkı bunlar kadar aşağılamadı, bunlar kadar hakir görmedi, bunlar kadar parya yerine koyup itip çekmedi.
Ama yakın tarihin hiçbir döneminde; bu kadar aşağılanan, bu kadar hakir görülen, bu kadar parya yerine konulup itilip çekilen bir halk bir siyasi partiye 17 yıldır böylesine bir destek vermedi.
Acı ama gerçek…
AKP seçmeni de aldırmıyor aslında bu duruma. Yediği hakareti yanına alıyor, cebine koyuyor ve gidip sandığa yine oyunu atıyor.
Sosyologlar, psikologlar ya da yeni deyimle toplum bilimciler bir zahmet…!
Sorun bakalım; “Neden yahu…!…”
Aslında bunlar yeni de değil…
Daha 2013 yılında AKP Milletvekili ve dönemin Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu Twitter hesabından kendisini eleştiren bir AKP’li vatandaşa; “Biz farelerin aç gezdiği bir Türkiye devraldık. Biz gelmesek sen bile belki aç kalacaktın. Şükür ve dua edin bize” dememiş miydi.
Karşı çıkan, sesini yükselten, itiraz eden, kınayan ya da eleştiren bir tek yurttaş gördünüz mü.
Daha bayramda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binalı Yıldırım’ın Şanlıurfa’da kendisinden kadro isteyen taşeron olarak çalışan bir partilisine ne demişti; “Biliyorum da sonra kaldı o iş. Lafı uzatıp zurna yapmayın, söylendi bakacağız. Çalışıyorsunuz iyi kötü, devam edin bakalım".
Cumhurbaşkanı kendisinden iş isteyen türbanlı bir hanımefendiye ne cevap vermişti; “Kocan çalışmıyor mu. O yeter…!”
Ne bir yurttaşa karşı duyarlılık, ne zarafet ne nezaket…
Eğer siz çalışmadan yaşamayı, üretmeden tüketmeyi, kazanmadan harcamayı alışkanlık haline getirmişseniz ve birileri sizin adınıza bunu telafi ediyorsa siz artık büyük Önder Atatürk’ün “insanca ve hakça düzende”, “eşit ve adil bir yurttaşlıktan” yıldırım hızıyla “kulluğa” geçiş yapmışsınız ve her türlü hakareti hak ediyorsunuz demektir.
Bakın; 8 Haziran 2019 tarihinde 24 Haziran seçimleri için çalışan AKP'nin 2. sıra Yalova milletvekili adayı Meliha Akyol kendi hemşerileri ve yurttaşları için ne demişti; “Batı Trakya’dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen kendisini ifade edemeyen ezik insanlar”.
Bir dönemin AKP’li bakanı Kürşad Tüzmen kendisini milletvekili olarak nasıl tarif etmişti; “Milletvekilinin parası pul, karısı dul, kendisi kul derler. Bu üçlü her şeyin yanıtı”.
Şimdinin İçişleri Bakanı sayın Süleyman soylu 14 Mart 2019’da bir konuşmasında bu halk için ne diyordu; “AKP mensupları uzun zamandır genel başkanları ve başbakanlarını, Başbakan da kendisini padişah olarak görmek istiyor. Ülkemizde sadaka kültürü var. Türkiye'de 3 kişiden biri fukaralık sınırının altındadır. Eleştirilmesi gerekenler insanları bu duruma düşüren hükümettir”.
Şimdiki görevi ne; eleştirdiği hükümetin İçişleri Bakanı…
Hepinizin sorar gözlerle baktığınızı görüyorum;
“Peki neden…?...
Neden bir halk bu kadar acı çekmesine, itilip kakılmasına rağmen siyasi tercihini bir türlü değiştirmiyor…?
Neden bu kadar aşağılanmasına, soyulmasına, kimsesiz bırakılmasına rağmen sesini yükseltmiyor…?”
Buna yanıtı yine bir AKP’li verdi…
Verdiği yanıt kısa ve net…
Hiç kendinizi üzmeyin, boşa yormayın…
Bakın vekilin dediğine;
Ne demişti AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar;
"AK Parti'ye oy verirseniz Allah sizden mahşer gününde hesap sormayacak…!"
Peki “dini siyasete alet etme” diyenlere ne yanıt vermişti sayın Gülpınar;
“Neden kullanmayayım ki arkadaşlar? Sen de kullan. Din benim tekelimde değil ki…!”
Yersen…!
Ha…!...Eğer sesini yükseltip itiraz edeceksen ona da AKP’den yanıt var…!
Haber şöyle;
“AKP Muğla 1. Sıra Milletvekili Adayı Mehmet Yavuz Demir bugün Milas Güllük Pazarında AKP'ye tepki gösteren vatandaşın üzerine yürüdü, ‘Saygısız köpek, kes sesini şerefsiz” diyerek hakaret etti. Seçmenin üstüne yürüyen AKP'li aday, ‘dur, dur şunu bir aldırayım da görsün" ifadelerini kullandı. AKP'li adayı araya giren vatandaşlar zor durdurdu”.
Anladınız mı…?
Anlamadıysanız daha açık konuşan AKP’li vekiller de var…Hem de Şıh…!
O da şöyle;
“AKP’nin Van adaylarının tanıtım toplantısında konuşan Abdulahat Arvas, toplantıda yaptığı konuşmada Biz hezimet partisi değil, hizmet partisiyiz… Pireye kızıp yorganı yakmamalıyız. Bu memleket bir daha kaybederse toparlanamaz. AKP Van’da kazanmasa tüccarlar kaybedecek, başörtülüler caddelerde yürüyemeyecek, esnaflar huzurlu olmayacak, silahlı çeteler yine şehirde peydahlanacak, esnaf yine ikinci vergiye tabi olacak".
Demokrasi mi…!
Anayasal haklar mı…!
Eşit ve özgür yurttaşlık mı…!
Ona da AKP eski milletvekili Mehmet Metiner’in bir yanıtı var; haber şöyle;
“Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, Adıyaman'da düzenlenen mitinginde konuştu. ‘Belediyemizde, hastanemizde nerede çalışıyorlarsa çalışsınlar. Ekmek verdiğimiz için onları minnet altına alıyor değiliz’ diyen Metiner, devamında ‘Ama AK Parti davamıza karşı bayrak sallarlarsa ertesi gün kendilerini başka yerlerde bulurlar’ dedi”.
Yani; kulluk zor iş be kardeşim…Atatürk’ün aydınlık yolunu terk edip kula kulluk etmeye başlarsan gerçekten senin işin çok zor…
“Keşke Yunan galip gelseydi” diyenleri sarayda hoca diye ağırlayanların, “Keşke Sakarya’da kaybetseydik İnönü de olmazdı, Cumhuriyet de. Osmanlı’yı yeniden kurardık” diyen açıkgöz din taciri vatan hainlerini camiye imam diye atayanların; sırtını sıvazlarsan…
Olacağı bu…
Her neyse; Hadi bakalım, kolay gelsin;
Sizin de işiniz çok zor…
İki kere kul olmak…!