Can Durukan
Kazanan hep haklı mıdır?
Süper Lig’e hasret Adanademir deplasmanında kazanmak gibi zorlu bir misyonu başaran Fenerbahçe, bunu taktiksel açıdan nasıl başardığını Pereira ile açıklamak zorunda zira maçı izleyen biz sıradan faniler olarak bu sırra kani olamadık. Bilen söylesin; bu takım maçtan önce ne amaçladı ve amaçladığının ne kadarını başardı?
Süper Lig’e hasret kalan ev sahibi ile Süper Lig şampiyonluğuna hasret kalan iki takım karşı karşıya geldi Adana’da... İlk dakikalarda her iki ekibin de iştahı yerindeydi ancak bu karşılıklı iştahlılık, oyunun sertleşmesine neden oldu. Fenerbahçe alışık olmadığı bir düzende sezona başlamış ve 3 stoperle sahaya yayılmıştı. Bu yeni düzende savunmada, hücumda olduğundan çok daha dağınık duruyorlardı. Oysa ki Adanademir’in telaşı karşısında topu ayağında tutsa, kısa paslarla dolaştırsa kimin favori olduğunu kolayca gösterebilirdi. Mesut’un sıklıkla ceza sahası içine girmesi bir teknik adam tercihi miydi yoksa oyuncunun gol özleminden mi bilinmez ki bana göre maçın en beklenmedik durumuydu. 45 dakikada Twitter’da en popüler konu başlığı olmayı başaran Samatta da bence aynı bilinmezlik içindeydi. Kendisi santrfor ise Mesut’un orada ne işi vardı? Mesut santfor ise onun sahada ne işi vardı?..
Pereira maçı santrforsuz, ataksız, organize hücumsuz bitirdi.
İkinci yarıya çıkarken Samatta sahada yoktu, Mesut kaldığı yerden devam ediyordu. Ayrıca Ferdi yerini Serdar Aziz’e bırakmıştı. İşte tam da bu andan sonra işler son derece karmaşık hale geldi zira Pereira not defterini çıkardı ve sonu gelmez notlar almaya başladı. İkinci yarının hemen başında Fenerbahçe’nin attığı gol bile kafasını not defterinden kaldırmasına yeterli olmamıştı. İlk yarıda sıklıkla ceza sahasına giren Mesut, golü atmış, takımını deplasmanda öne geçirmişti. Samatta yerine oyuna dahil olan Serdar Dursun, belli ki İrfan Can ve Mesut’un ceza sahası girişlerine koridor açma göreviyle sahadaydı. Bu plan ne oranda işe yaradı bilemiyoruz çünkü ilk yarının ilk saniyelerinde gol geldi. Bundan sonra işler daha da karmaşıklaştı çünkü Serdar sakatlandı. Fenerbahçe kulübesinde net bir santrfor yoktu. Fenerbahçe’de görev yaptığı bir önceki dönemde aldığı yoğun eleştirileri haklı çıkarır gibi Pereira maçı santrforsuz, ataksız, organize hücumsuz bitirdi. Bunun karşısında Adanademirspor ise taraftarının yaratmak istediği baskının, atmosferin ve sanırım stresin altında ezildi ve kurduğu bir kaç yalancı baskı hariç hiç etkili olamadı.
Fenerbahçe pek parlak sinyaller vermedi
Kısaca Fenerbahçe adına oyun şablonunun oturmadığı, saha içi görev dağılımının net olmadığı, taktik olarak da coşku olarak da pek parlak sinyaller vermediği bir maçta Fenerbahçe, bulduğu tek golle maçı kazandı. 90 dakika boyunca maç yerine Pereira’nın aldığı notları izleme şansımız olsaydı eminim daha fazla eğlenirdik ancak kazanmak her zaman eğlenceli değildir ve Pereira, takımını lige 3 puanla başlattı. Adanademir açısından ise kazansa olay olacak, kaybetse kolay atlatacak bir maç geride kaldı. Sonuçta her iki testi de kırılmadı. Pereira sıkı bir maç sonu açıklamasına, Adanademirspor camiası ise pozitif mesajlarla camiayı zinde tutmaya devam etmek zorunda. Bunun dışında bana göre sahada analiz edilmeye değer bir parametre yoktu. Malum, burası Süper Lig. Her iki takımın da zamana ihtiyacı vardı. Kazanan hep haklıydı. Maçın yıldızı, ilk yarıda topla en az buluşan 2 futbolcudan biri Mesut Özil’di. Fıkra burada bitti.