Serpil Yılmaz
İmamoğlu’nu Tehdit Eden Kızılay Gönüllüsü Bakın Kim Çıktı?
Türkiye’nin “kader seçimi” 14 Mayıs’a geri sayımın başladığı şu günlerde, siyasi parti liderlerinin birinci sorumluluğu “seçime kan bulaştırmamak” olmalı…
Son iki gündür buna benzer cümleler birbirini kovalıyor.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Danışman Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erzurum mitingi sırasında provokatörlerin taşlı saldırısına uğradı.
Miting alanına gelenlerden yaralananlar oldu.
İmamoğlu burada kendisini dinlemeye gelenlere seslenebilseydi, ekonomik gelişmişlik endeksinde 81 il içinde 62’inci sıraya gerileyen Erzurum’a umut olacak projelerini anlatacaktı.
Demokratik rejimlerin güzelliği budur:
Seçimler iktidara neyi/neleri, eksik/yanlış yaptıklarını değerlendirme; muhalefete halka daha iyi hizmet verme yarışına girme fırsatı verir.
İmamoğlu dün de Konya’da Anıt Meydanı’ndaydı.
Erzurum’daki saldırının kamu otoritesi tarafından “olağanlaştırılmasından” güç alan üç-beş AKP’linin, Konya’da benzer eylemlerin olabileceğini ima eden mesajları neyse ki bu kez boşa çıkarıldı.
* * *
Miting öncesi kendisinde Vali yetkisi gören Konya AKP İl Başkanı Hasan Angı düzenlediği basın toplantısında aba altından sopa göstermişti: "Gedavet Parkı da Anıt alanı da miting alanı değil, yok 'ben yaparım' der ve istenmeyen olaylar yaşanırsa üzülürüz" sözleri kamuoyuna yansıdı.
Aynı gün AKP’nin iç ve dış siyaset aparatına dönüştürülen 154 yıllık Kızılay’ın Konya şubesinden de tehdit içeren cümleler döküldü…
Konya Genç Kızılay Başkan Yardımcısı Abdullah Halit Üzülmez sosyal medyasından, Hac ritüellerinden “Şeytan Taşlama”olayına atıfta bulunarak “Memlekette Hac dönemi erken başlamış. :)” ve mitingin yerini ve saatini duyuran paylaşımı alıntılayarak “Yarın Konya’da her şey çok güzel olacak desene bekliyoruz” mesajlarını paylaşmıştı.
(Bu yazıyı yazdığım saatlerde Üzülmez’in twitter hesaplarına erişilemiyordu. Çeşitli medya organlarında yer alan tweet’leri alıntıladım.)
Kızılay Selçuklu Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Dağlı, “Şeytan taşlamak isteyen Anıt Meydanı’na gidebilir” diye yazmıştı.
Türk Kızılay yönetimi miting başlamadan bu paylaşımları yapan “gönüllüleriyle” ilişkisini kestiğini duyurdu.
* * *
Bu gönüllülerin rüzgarsız havada yelkenlerini ne şişirmiş olabilir?
5 Mayıs’ta düzenlenen Erzurum mitingini hatırlatan Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ın sözlerinden, kendilerine “vazife” çıkarmış olabilirler.
İmamoğlu’nun Erzurum’da alanına girmesine iki-üç saat kala, Erdoğan Yeşilköy Millet Bahçesi’ndeki “Büyük İstanbul Mitingi” nden Türkiye’ye şöyle sesleniyordu:
“Dadaşlar, bizim otobüsün adeta önünü kestiler, yürütmüyorlar. Fakat alana bir geldik, orada da 130 bin kişi. Dadaş bu dadaş, o yürü demezse yürüyemezsin. Ve onlarla beraber alana yürüdük. Alandaki coşku yine bir başkaydı.”
Millet İttifakı mitinglerinde en çok duyulan “Hak-Hukuk-Adalet” sloganının et kemiğe bürünen hallerine tanık oluyoruz…
* * *
Kızılay’ın yanı sıra AKP Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi’nde de görevli olan Abdullah Halit’in “Üzülmez” soyadına takıldım.
Abdullah Halit, eski AKP Konya milletvekillerinden ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Hüseyin Üzülmez’in oğlu.
Baba Üzülmez 2019 yılında Kızılay Konya Şube Başkanlığı’na atandı.
2022 yılındaki genel kurulda “güven tazeleyen” Üzülmez, Kızılay Konya Şubesi hizmetlerini şöyle anlatmış:
“Tıpkı geçmişte olduğu gibi Suriye, Afganistan, Doğu Türkistan, Filistin gibi savaş bölgelerinden kaçarak Konya’ya gelmiş muhacirlere, mültecilere ve göçmenlere nakdi ve ayni destekler veriyoruz.”
AKP’nin önde gelen isimlerinin de kayıtsız kalmadığı “Kızılay depremzedelere çadır sattı” eleştirilerine rağmen Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın görevde kalmasına şaşırmamalı.
Ülkede yardıma muhtaç olanlara, enkaz altında kalanlara kucak açmayı yan faaliyete indirgeyen Kızılay yönetimi; AKP’nin dış politikasını destekleyen yardımların toplandığı “havuz hesabını” yönetiyor.
* * *
Baba Üzülmez aynı zamanda kentte kısa adı “Kimsev” olan Kimsesiz ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Başkanı da…
Vakıf; yurt faaliyetlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi ile 2005 yılında yapılan işbirliği protokolü çerçevesinde yürütüyor.
Kentin en kapsamlı bağış toplayan iki kurumu da Üzülmez’e emanet…
Üzülmez’in iş piyasasında “emin insan” olarak mı görülüyor?
Pek öyle durmuyor.
* * *
2007 seçimlerinde Konya’dan bağımsız aday olan Eczacı Ali Gürbüz Dayıoğlugil, “Konya Ilgın’da Üzülmez ile yüzde 50 ortak 24 bin metrekare arsamız vardı. Üzülmez ağabeyi ile birlik olup arsamı ele geçirmeye çalıştı. 2019 yılında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet ettim. Sonra aramızda sulh oldu, arsayı yarı yarıya paylaştık. Şikayetimi geri çektim” diye anlatıyor.
Dayıoğlugil de Konya’da tanınan ailelerinden bir iş insanı.
Merhum babası Dr.Ali İhsan Dayıoğlugil, Konya’da Verem Savaş Dispanseri kurucularından.
Baba Üzülmez’in adli sicili bundan ibaret değil.
* * *
2008 yılında Konya Ticaret Odası Başkanı’yken Üzülmez, 38 üyeden 17’sinin yaptığı “görevini kötüye kullanma” şikayeti üzerine yargılandığı davada, genel sekreteri ile birlikte 1 yıl 15 günlük hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme ayrıca aynı davada kendisiyle birlikte yargılanan 11 kişinin, 7'şer ay memuriyet hak ve yetkilerinden yoksun bırakılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
* * *
Bu örnekleri niçin veriyorum, onu da anlatayım:
İktidar desteği ile kişisel ekonomik menfaatler arasına “hak-hukuk-adalet” çizgisi çekilmemişse; ortada ne etik kalır, ne vicdan…
Görevi kötüye kullanmaktan hüküm giymiş birisi Kızılay’a başkan da yapılır; 20 ay önce hakkında gümrük bölge müdürlüklerine “Ruhsar Pekcan adında bir kadın gümrük kaçakçılığı yapabilir. Teyakkuzda olun” talimatı verilen birisi bakan da olur!...