Can Durukan
Havada ‘Bulut’ yok
Fenerbahçe, haftaya Vodafone Arena’dan lider çıkma planları yaparak başladığı maçta Kadıköy’de lig sonuncusu Gençlerbirliği’ne kaybetti. Bence Erol Bulut’u da...
Erol Bulut yönetiminde sezon başından beri oyun şablonu anlamında futbol kamuoyunu ikna edemeyen Fenerbahçe, Gençlerbirliği maçına uzun bir aradan sonra Luis Gustavo ile başladı. Gustavo’nun tek ön libero olarak görev aldığı orta saha kurgusunda Sosa ve Mert Hakan ona eşlik ediyordu. Bu kurgu, oyunu rakip yarı alana yıkan, baskı kuran, topu yüksek tempoda dolaştıran her iç saha takımı için doğru gibi duruyor ama Fenerbahçe bunlardan hiç birini neredeyse yapamadı. Pas trafiği belirli bir temponun altında kaldı, atak sonlandırmada sıkıntılar yaşandı üstelik dönen topları kazanıp, yeniden atak organize edemeyince de kontra ataklar üst üste gelmeye başladı.
Her ne kadar ilk yarının sonlarında yedikleri gol tamamen şanssızlık olsa da Fenerbahçe, oyunu kazanacak güçlü planı bir türlü ortaya koyamadı. Böyle olmasında en büyük neden, tempoyu yükseltmekte zorlanmasıydı. Çünkü büyük problem orta saha kurgusunsaydı. Statik kalan, dönen topları karşılamakta yerleşim hataları yapan, top takımdayken yüksek tempolu dolaştırılmasında da pek mahir olamayan Sosa-Gustavo-Mert Hakan orta sahası, ikinci yarıya bir eksikle başladı. Mert Hakan yerini Cisse’ye bırakmıştı. Yani Erol Bulut, sorunu şöyle okumuş olmalıydı; Ben, topu kale önüne kadar getirebiliyorum. Ancak içeri atacak oyuncum yok! Oysa bana göre sorun farklıydı. Topun kale önüne geliş süresi ve niteliği ile ilgiili sorun vardı. Maçta 2-1 geri düşene kadar Fenerbahçe’nin toğu dolaştırarak organize atağı yok gibi bir şeydi. Üstelik maçta buldukları tek gol de duran toptan Sosa’nın kavisli ortasına arka direkte kafa vuran Novak ile gelmişti. Orta sahadan bir adam eksilince, bekler de kapalı Gençlerbirliği savunmasını genişletemeyince Fenerbahçe koca 45 dakikayı neredeyse çaresiz şekilde geçirdi.
Samatta değişikliği tartışılır ama İrfan Can değişikliği bence çok yerindeydi. Ama onu yaparken de bir bek oyuncusunu kenara alıp 3’lü savunmaya dönme kararı son derece hatalıydı. Çünkü Fenerbahçe kapanan rakibinin üzerine merkezden nitelikli şekilde gidemediği gibi, Novak’ı kenara alarak artık kenarlardan ikiye bir yapma şansını da kaybediyordu. Nasıl ki dün Galatasaray, kapanan rakibini bekleriyle açmış hatta darma duman etmişse Fenerbahçe’nin iki kanat iki bek olmak üzere 4 oyuncusu, Gençlerbirliği savunmasını pekala genişlemeye zorlayabilirdi. 57’de Samatta ve İrfan Can sahaya adım attıktan 5 dakika sonra, 62’de Fenerbahçe ikinci golü de kalesinde görünce film iyiden iyiye koptu. Erol Bulut, bu sefer sahaya Ferdi Kadıoğlu’nu attı ki bu tercih de kenarları kullanmak adına doğru sayılırdı. Ama oyundan alınması gereken isim Osayi Samuel miydi onu tartışabiliriz. Nitekim Ferdi’nin girişi, Fenerbahçe’yi bir nebze hareketlendirmişti. Ancak ligin son sırasındaki Gençlerbirliği, kadıköy deplasmanında 2-1 öne geçince elbette tüm hatlarıyla geri çekilecek ve baskı yemeyi göze alacaktı. Yani, ne olduysa kendiliğinden oldu, Erol Bulut’un aldığı herhangi bir aksiyondan değil...
Son dakikalarda oyun iyice kör dövüşüne döndü. Fenerbahçe yüksek toplarla gol aradı. İrfan Can, Pelkas, Ferdi alan değiştirdi, Sosa diyagonal toplar attı. Buna mukabil Gençlerbirliği, Fenerbahçe’den daha fazla fırsat yakaladı. Çünkü Erol Bulut, rakibi baskı altına alacak doğru formasyonu maç boyunca bir an bile oturtamadı. Bana sorarsanız, Fenerbahçe’nin başında son maçına çıktı. Sahasında lig sonuncusuna kaybetmek, üstelik kazansa haftaya liderlik hesapları yapmaya başlayacağı bir haftada Fenerbahçe’yi ağır yaralamış olmalı. Elbette bu yol dönülmez değil, heniz hiç bir şey kaçmış da değil. Ancak çok net görünen bir gerçek var; Erol Bulut, Fenerbahçe’ye geldiği günden kendisinden beklenen baskın ve yüksek tempodaki iç saha oyununu bir türlü oturtamadı. Kadıköy yerine dış sahada başarılı olmasının sebebi de geri çekilip, oyuncularının boş alanlara doğru hızlı hareketlendikleri oyun kurgusunda daha başarılı olması... Bugün İstanbul’da hava bulutsuz ve açıktı. Ama Kadıköy semalarındaki kara bulutlar dağılmak bir yana dursun daha da arttı. Kanımca Fenerbahçe, bulutsuz güzel günlere dönmek ümidiyle Erol Bulut’un görevine son verecektir. Kötü hoca olduğu için değil, yapmayı vaad ettiklerini yapamadığı için...