Fatih Ertürk
“Hala anlamadınız mı; AKP asla değişmeyecek…Peki siz ne zaman değişeceksiniz…!”
Toplumun elit siyasi kadrolarından bazıları, iflah olmaz pesimist bir grup, çıkar ve menfaat uğruna el ele vermiş çalışmadan yaşamayı temel ilke haline getirmiş bir grup ve bir türlü Adalet ve Kalkınma Partisinden vazgeçemeyen “biat” kültürünü nirvanaya çıkaran bir grup seçmen.
Ortak bir tek özellikleri var; “AKP’den vazgeçemiyorlar…!”…
Hepsinin içinde bir umut kıvılcımı; “Acaba ülkenin bu halini gördükten sonra AKP biraz değişip hem kendini hem bizi kurtarabilir mi…”.
AKP’nin siyaset etme biçiminde temel ve değişmez tek bir kural var; “Hedefine adım adım yürü, hedefe giden yolda her şeyi dene, çok tepki çekersen mehter takımı gibi iki adım öne bir adım geriye git”…”.
Hemen her siyaset etme biçiminde ısrarla izlenen ve asla vazgeçilmeyen yol bu; “Önce dene, sonra ısrar et, sana büyük zarar verecekse şimdilik alacağını al diğerlerine gelince bir adım geri çekil”.
Peki şimdiye kadar başarılı oldu mu;
Evet, oldu…!
Hedeflerine büyük ölçüde yaklaştı mı;
Evet, yaklaştı…!
Bakın Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda 18 maddelik bir torba yasa getirildi. Komisyonda maddeler görüşülürken; yasa tekniği açısından her teklifin bir genel gerekçesi vardır ve bu gerekçeler teklifin ilk kısmında “madde genel gerekçeleri” diye yer alır. Ki milletvekilleri gerekçeleri okuduktan sonra bu teklifin neden yapıldığıyla ilgili bilgi sahibi olur.
17.05.2019 tarih ve 63 no’lu bu yasa teklifinde bir ilginç nokta vardı. Teklifin 9. Maddesi ile ilgili genel gerekçede bir husus bulunmazken, yine ikinci bölümünde yer alan “madde gerekçeleri” kısmında da sadece madde yazılmış hiçbir açıklama yapılmamıştı.
Dikkatle okuyun bir de 17. Madde vardı. Bu madde de genel gerekçe içinde yer almadığı gibi madde gerekçesinde de çok masum çok hoşgörülü ve rahatlatıcı bir dil kullanılmıştı.
Gelelim önce 9. Maddeye…!
Madde aynen şöyle; “4734 sayılı kanun kapsamındaki idarelerin 1581 sayılı Tarım Kredi kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif Birlikleri hakkında kanun ve 1163 sayılı Kooperatifler kanununa göre kurulan kooperatif ve birlikler ile üretici örgütlerinden gerçekleştirecekleri tarımsal üretime yönelik ihtiyaç duyulan ile tarımsal üretimle elde edilen ürün alımlarının istisna kapsamında temin edilmesi”…
Ne anladınız…?
Sizin ve bir çok milletvekilinin ilk bakışta anlayamadığı bu madde nedir biliyor musunuz; “Üreticinin elinde kalan veya stokta bulunan yaş meyve-sebze ve kuru gıdanın Kamu İhale Kanunu dışına çıkarılarak belirli kooperatif ve birliklerden istenilen fiyatta ve istenilen miktarda satın alınması”.
Peki alacele çıkarılmaya çalışılan bu maddenin heyecanı ve telaşı ne…?
Çünkü AKP’li işadamlarının ve komisyoncu firmaların elinde kalan; özellikle Rusya ve Ukrayna’dan geri çevrilen yaş sebze ve meyvelerin bir anlamda yüksek fiyat ve stokla piyasaya sürülmesi. Bu alımların ihale kanunlarından kaçırılarak istenilen fiyat ve miktarda millete kakalanması.
Bu maddenin birinci şark kurnazlığı bu…!
Peki 9. Maddedeki ikinci şark kurnazlığı ne; “Yine ihracattan geri dönen ya da yüksek fiyatta ithal edilen kuru gıdanın da ihale kapsamı dışına çıkarılarak özellikle İstanbul seçimleri öncesi “avanta kolileri”’ne dönüştürülerek seçim öncesi avantaj sağlanması.”
Yani; “win-win”, “kazan-kazan”…
Böylece; hem hala üç kuruşluk avanta için dört gözle bekleyenleri mutlu edeceksiniz, hem de elinizde kalan malları ihale kanunu dışında istediğiniz fiyatta ve miktarda devlete kakalayacaksınız, hem de size yakın yandaş ve yakın tüccarlara bir milyonuncu kez köşe döndüreceksiniz.
Bunun adı nedir Allah aşkına…!. Ülke can derdine düşmüşken borsa 84 binlere çakılmışken, Merkez Bankasındaki ihtiyat akçeleri bile ufak ufak harcanıp gün kurtarılmaya çalışılırken;
Bu ne…?
Gelelim 17. Maddeye. Bakın bu yeni başkanlık anayasası adeta millete giydirilmiş bir deli gömleği. Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanı istese şu an meclise gönderdiği bütün teklif ve tasarıları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çıkarabilir. Mevcut yeni anayasaya göre Cumhurbaşkanı sadece; “Temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması veya kısıtlanması” (Ki böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunda olağanüstü hal’i devreyle sokuyorlar), Bir de “seçim yasaları” ile ilgili kararname düzenleyemiyor (Zaten YSK üyelerini kendine yakın ve bağlı ekipler atadığı için buna da ihtiyacı yok) .
Ancak torba yasada öyle bir madde vardı ki insanın aklının tutulması bile işten değil. Kendisine bağlı politika kurulları oluşturması, bakanları ataması, yüksek yargıyı, YÖK’ü, Rektörleri, Valileri, kaymakamları bile ataması söz konusu olan (Ki bu Cumhurbaşkanlığı sisteminden; uyuşturucu taciri Zindaşti’den çıkar karşılığı hapisten salınması için destek olduğu Habertürk yazarı Fatih Altaylı tarafından iddia edilen Burhan Kuzu birinci derecede sorumludur ama neyse) cumhurbaşkanına ek yektiler verilmesi. Bu da gizlenmiş bir biçimde meclise geldi.
Yasa tasarısının 17. Maddesi aynen şöyle; “Teklif edilen madde temel olarak anayasamızda yer alan kurallar gereğince teşkilat düzenlemelerinin Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle gerçekleştirildiği göz önüne alınarak Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yetki verilen kamu kurum ve kuruluşlarının bu madde kapsamında naklen atama yapabilmesi, atanacak personelin hangi kadro ve pozisyonlardan seçileceği, atama şartları ile atanacağı kadro ve pozisyonların Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde gösterileceği düzenlenmektedir”.
Gördünüz mü atılmak istenen kazığın boyutunu; “Bütün kurum ve kurullara, Cumhurbaşkanı olarak süper yetkilerinin yanında; istediğini, istediğin kadroda, istediğin pozisyonda ve istediğin maaşla atayacaksın”.
Niçin bu iki madde; “Çünkü Reis bey İstanbul’u istiyor ve İstanbul’u almak için herkesin ipinin elinde olmasını istiyor”.
Allahtan komisyonda bu iki maddenin geri çekildiği ileri sürüldü. Ancak genel kurulda ne olur bilinmez…
Meclis Milli Savunma Komisyonunda kabul edilen al acele meclise sevk edilen askerlik yasası da bununla ilgili. AKP bu düzenleme ile en az 2 milyon askerlikle sorunu bulunan İstanbullu genci ele geçireceğini düşünüyor.
Daha önce söylemiştim, tekrar söylüyorum; “Tek adam İstanbul’u almak için gözü kapalı Türkiye’yi bile yakar…!”
Onun için siz çıkın sokağa ve devam edin;
“Durmak yok, yola devam…!”