Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Dünyayı ateşe atabilir... Kosova gerginliği korkutuyor!

Bir yıldan az bir süre içinde bölgede benim bildiğim üçüncü huzursuzluk bu. Sırbistan ile Kosova arasındaki gerginlikten ötürü bölge patlamaya hazır barut fıçısı olmaya devam ediyor. Sırbistan - Kosova gerilimi Kosova polisinin bölgenin kuzeyinde Sırpların çoğunlukta olduğu bölgelere baskın düzenlemesi, yerel belediye binalarına el koyması nedeniyle yeniden alevlendi.

Çatışmaların nedeni hayli tarihsel, son derece de derin ama son zamanlarda yaşanan huzursuzluklar aslında rahatlıkla çözülebilecek türden sorunlardan kaynaklanıyor. Bölgeye batının uğursuz müdahaleleri de sorunu arttırıcı bir etkiye yol açıyor tabii. Acaba Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, "Avrupa'nın merkezinde, 1999 yılında NATO'nun akla gelebilecek her türlü uluslararası ilkeyi ihlal ederek Yugoslavya'ya saldırdığı yerde büyük bir patlama hazırlanıyor" iddiasında gerçek payı olabilir mi?

Kendi adıma Avrupa’nın bölgede bir savaşı daha kaldırabileceğini sanmam. Ancak Sırplar ile Kosovalı müslümanlar arasındaki etnisiteye dayalı düşmanlığın da biteceği yok. O nedenle en önemsiz sayılabilecek sorunlar bile etnik çekişme konusu olabiliyor. İşte en son, Kosova’da bazı kentlerin belediye başkanlıklarını Müslümanların kazanmasını bahane eden Sırp aşırılıkçıları hem Kosova polisi hem de NATO öncülüğündeki Barış Gücü (BG) askerleri ile çatıştı. Sırplardan dayak yiyen BG askerlerinin görüntüleri, bu gücün toplumsal sorunları bastırmadaki işe yaramazlığının bir kanıtı gibiydi adeta.

Sırbistan ordusunun tehdidi ürkütüyor

Olay büyüdü kısa sürede. Sırbistan sınır yakınlarında konuşlu birliklerinin savaşa hazırlık seviyesini yükselterek Kosova'daki Sırpların tekrar saldırıya uğraması halinde buna seyirci kalmayacağı uyarısında bulundu. Bu tür uyarıların bölgedeki etkisi iyi olmuyor. Çünkü Kosova'da 1998-99 yıllarında yaşanan, 10 binden fazla kişinin ölümüne, 1 milyondan fazla kişinin evsiz kalmasına neden olan çatışmaların yeniden başlaması korkusu yükseliyor hemen. Sırbistan herhalde Kosova’ya saldırmak gibi bir çılgınlık yapmaz, aksi takdirde tüm NATO ülkelerinin katılacağı bir savaşa yol açar ki kendisi için de son olur bu.

Ne zamandır kargaşa var?

Yüzlerce yıldır var. Kosova, eskiden Sırbistan'ın bir vilayeti olan, çoğunlukla etnik Arnavutların yaşadığı bir bölge. Sırbistan 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı devletinin, dininin kalbi kabul ediyor. Kosova'da Ortaçağ'dan kalma çok sayıda Sırp Ortodoks Hıristiyan manastırı bulunuyor. Sırplar için burayı vazgeçilmez kılan da bu manastırların varlığı. Sırp milliyetçileri 1389'da Osmanlı Türklerine karşı burada yapılan savaşı da ulusal mücadelelerinin sembolü olarak görüyor.

Öte yandan nüfusun çoğunluğunu oluşturan, Kosova’yı kendi yurtları olarak kabul eden Arnavutlar da Sırbistan’ı işgalci, baskıcı olmakla suçluyor. Bu yüzden Arnavutlar 1998 yılında ülkeyi Sırp yönetiminden kurtarmak için mücadele etmişti. Buna Sırbistan’ın verdiği orantısız, acımasız tepki 1999’da NATO’ya bölgeye müdahale fırsatı vermiş, Sırbistan’ın geri çekilmesinin ardından Barış Gücü devreye girmişti. Sırpların NATO’ya bağlı BG askerlerini dövmelerinin nedenlerinden biri de bu.

Ertelenmiş bir “sorun”dur Kosova. 1999’dan beri iki düşman topluluk arasında ortak bir anlaşma zemini yaratmak için onlarca uluslararası girişim olduysa da günümüze kadar sonuç alıcı nihai bir anlaşma yapılamadı. Şu oldu ama; sorunun yaratıcıları, bölgeyi ateşe atan iki yüzlü AB ülkeleri iki ülke arasındaki ilişkilri normalleştirmek için hazırlanan müzakerelerde aracı oldu. Kalıcı olmasa da kimi anlaşmalara varıldı.

Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını tanımamakla beraber burayı hala Sırbistan’ın bir parçası sanıyor. Bu tabii ki büyük bir sorun. Kosova’ın bağımsızlığınınn aralarında ABD’nin de bulunduğu yüz ülke tarafında tanındığını anımsatalım. Rusya ile Çin’in yanı sıra beş AB ülkesi de Sırbistan’ı destekliyor. Bu çözümsüzlüğü arttıran bir durum tabii.

AB üyeliği istiyorlarsa barışmalılar

Ancak küçük de olsa belki bir anlaşma umudu var. İki ülke de AB üyesi olmak istiyor. Bunun gerçeklemesi için aralarındaki sorunları mutlaka çözmek zorundalar. Barışın sağlanması için AB üyeliğinin gerektiğini söylemek bana acı veriyorsa da sanırım başka bir yolu da yok bunun.

Nasıl olursa olsun yeter ki gerginliğe yol açan sorunlar çözülsün bir an önce. Durum gerçekten ama gerçekten çok ciddi. Avrupa’nın göbeğinde bir savaşı daha kaldıramaz AB dedim ama onların durdurabileceği aşamayı da geçti bölgedeki sorunlar.

Bir anlaşma sağlanmazsa üçüncü dünya savaşı oradan patlak verecek. Birinci dünya savaşının aynı bölgeden patlak verdiği gibi.

Bir halklar kardeşliği yurdu olan sosyalist Yugoslavya’yı parçalayanlar nelere yol açtıklarını acaba biliyorlar mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi