Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Bugün Yılın İlk Günü

Bir yıl daha bitti. Kötü bir yıldı 2023 gerçekten. Yenisinden umutlu olmak alışkanlık haline geldiğinden, nasıl olacağının işaretleri görülse de umut işte, iyi olsun dileniyor yine de. Olsun bakalım.

Yüzlerce yıl öncesinin toplumlarına mensup olsaydık, yeni gelen yılın iyi olması için yapacaklarımız son derece basitti aslında. Bir kurbağayı saksıya gömmek mutlu bir yeni yıl, iyi bir hasat garantisi demekti. İşin uzmanları 4 bin yıllık bir geçmişi olduğunu söyler şu yılbaşı dileklerinin. Demek ki insanlık bıkmamış dilekte bulunmaktan.

Bu yeni yıl mesajını ya da dileğini Babilliler sarmıştır derler başımıza. O zamanlar yıl, yeni ürünlerin ekildiği Mart ayının ortalarında başlardı. Bu Mart’ta başlama geleneğini Romalılar da sürdürmüştür. Hatta bazı Akdeniz topluluklarında bugün hala sürer bu adet. Melbourne Üniversitesi'nde Roma şarapları ile yağları konusunda uzman olan tarihçi Tamara Lewit’in yazısında rastladım. Romalılar Yeni Yıl'da bizim 'yemin' dediğimiz ya da 'yemin' olarak tercüme edebileceğimiz şeyleri yaparlarmış diyor Lewit. "O zamanlar geleceğe bakış, bizim sahip olabileceğimiz türden bilimsel temelli bir bakış değildi” diyor profesör.

Peki nasıldı o halde? Dr. Lewit’e göre, bu yeni yıl yeminleri iyi bir yıl, iyi bir hasat karşılığında tanrıları memnun etmek için verilen sözlermiş aslında. Biz bugün yapacaklarımıza ilişkin olanlar dışında herhangi bir konuda söz vermiyoruz kimseye, malum. Diliyoruz sadece. Çünkü söz vermek, verenin de bir şeyler yapmasını gerektirir. Dilek öyle değil, daha kolay her anlamda. Her neye inanıyorsan ona havale ediyorsun işi.

"Abrakadabra" gibi büyüler sağlık getirmesi için yapılırmış Romalılar zamanında. Ekinleri hastalıklardan ya da kötü hava koşullarından korumak isteyen çiftçiler tarladaki bir çömleğin içine bir kurbağa gömerlermiş. Girişte sözünü etmiştim. Karı - kocaların hediye alışverişinde bulunmalarına yasal olarak izin verilirmiş o zamanlar. Bunun yılın yasaklar olmayan tek dönemi olduğunu söylerler. Bugün alışveriş yapmak için kimse kimseden izin almıyor ama alışveriş çılgınlığı yine var. Demek ki yeni yıl hayli önemsenen, daha hoşgörülü olmayı gerektiren bir olguymuş o zamanlar. O kadar hoşgörülüymüş ki toplum, hamile kadınlar tanrıça Juno'nun tapınaklarını ziyaret ederken saçlarını açarlarmış.

Dr. Lewit ilginç laflar ediyor. "Romalıların Mart ayındaki bu festivalde yaptıkları en ilginç şey, köleler ile köle sahipleri arasındaki rol değişimiydi" diyor, örneğin. Köleler köle sahiplerine hizmet etmek yerine, kadınlar evdeki kölelerine yemek ikram ederlermiş. Bugün de büyük firmaların ya da ünlü figürlerin yılbaşında hizmetlilerine hizmet ettikleri yemekleri olur, magazin haberlerinde rastlarız zaman zaman. Yılda bir kez olsun “mütevazı görünme” ihtiyacı var demek ki insanların, ister Roma döneminde olsun, ister şimdi. Günümüzde, sadece günümüze özgü sandığımız modern alışkanlıklar, en az 200 yıldır var hayatımızda.

Yılda bir kez de olsa bir dönüm noktasıdır elbette yaşadığımız. Böyle olduğu içindir ki, tarih boyunca düşünürler, yazarlar, önemli figürler güzel laflar etmişler. Yeni yılda yaşanacak her ruh halini betimleyen ifadeler bunlar. Tabii ki yaşanmışlıklardan süzülüp gelmişliklerden devşirilmiş hepsi. Yeni yıla hala bir şeyler yapamadığınız duygusuyla giriyorsanız, "Olmuş olabileceğiniz şey olmak için asla geç değildir" deyişini anımsayın George Eliot’un, herhalde kendi yaşamından yola çıkarak söylemiştir bunları.

İnsanız, her geçen yılla yaşam süremizin kısaldığının farkında olmak duygulandırıyor. Bu anlarda Hal Borland’ın "Yıl sonu ne bir son ne de bir başlangıçtır, devam etmektir" deyişini anımsamak iyi olur. Ayrıca yeniye uyum sağlamalı. “Çünkü geçen yılın sözcükleri geçen yılın diline aittir, gelecek yılın sözcükleri başka bir sesi bekler" diyor T.S. Eliot.

Bir yılı geride bıraktık nihayet. Bugün 2024’ün ilk yılı. Ben de hepiniz için Benjamin Franklin’in şu dileğini tekrarlıyorum: ”Kötü alışkanlıklarınızla savaş halinde, komşularınızla barış içinde olun, her yeni yıl sizi daha iyi bir insan olarak bulsun"

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi