İsmail Saymaz
Bir hükümet avukatının portresi
Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümü töreni, 10 Mayıs 2014 günü sakin bir atmosferde başladı. Protokolde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kürsüde Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu vardı.
Feyzioğlu'nun eleştirilerine öfkelenen Erdoğan, ayağa kalkarak "Edepsizlik yapıyorsun" diye bağırdı ve salonu terk etti.
Kim derdi ki...
Erdoğan'ın bir kaşık suda boğmak istediği Feyzioğlu, gün gelecek iktidarın baroları ele geçirmek için biricik umuduna dönüşecek.
Dekanlıktan TBB Başkanlığı'na
Feyzioğlu'nun adı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı olarak atandığı 2009 yılında duyuldu. Doğrusu, Ergenekon Davası'nın dalga dalga büyüyen operasyonlarına itiraz etti. 2010'da Ankara Barosu Başkanı oldu.
Tek adam iktidarını eleştirdi:
"Ülke hızla bütün iktidarın tek elde, bir yönetici zümrenin elinde toplandığı sisteme kayıyor. Farklı görüşlere ve eleştiriye tahammül yok."
2013'te iktidarın desteklediği Vedat Ahsen Coşar karşısında TBB Başkanlığı'na seçildi.
"Demokrasiyi askıya alan tek adam rejimine direceneceğiz" dedi.
Gezi Parkı'nı "Özgürlük paydasında buluşan insanların bir araya geldiği halk hareketi" diye tanımladı.
'Türkiye Ağaca Neden Sarıldı' adlı kitabı yayınladı.
Artık adı CHP liderliği için anılıyordu.
O da lider adayı gibi Anadolu'yu geziyordu.
Ta ki 15 Temmuz'a dek...
15 Temmuz'da Beştepe'de
Feyzioğlu, 16 Ağustos 2016'da kanlı bıçaklı olduğu Erdoğan'ı Beştepe'de ziyaret etti. "Zatı aliniz, bu işgal girişiminin püskürtülmesinde liderlik görevi yapmıştır. Açıklamalarınızı dinlediğimizde yüreğimiz ferahladı" dedi.
Erdoğan ile kapışmalarından beri Yargıtay ve TBB'nin ayrı kutladığı adli yıl açılışının beraber yapılacağını müjdeledi, Feyzioğlu.
Tören Beştepe'de gerçekleştirilecekti.
Yargı ayağa kalktı.
TBB yönetimi, "Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı nedeniyle katılmayacağını" bildirdi.
İddia o ki Feyzioğlu, katılma yanlısıydı.
Feyzioğlu'nun Beştepe ziyaretine Ankara, İstanbul ve İzmir'in de aralarında olduğu 9 baro karşı çıktı. O yıl Ankara Barosu başkan yardımcılığına Feyzioğlu'nun öğrencilerinden, 1978 doğumlu Erinç Sağkan atandı.
'Hükümetin avukatı olacak mısınız?'
2018'de Afrin operasyonuna karşı çıkan Türk Tabipleri Birliği, "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı bildiriyi yayınladı. Bahçeli, TTB'nin adındaki Türk ifadesinin kaldırılmasını önerdi.
Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği'ni de paranteze aldı.
Feyzioğlu'nun çağrısı üzerine beş bin avukat Anıtkabir'e yürüdü.
Feyzioğlu, şöyle konuştu:
"Meslek birliklerinin bölünmesi Türkiye'nin bölünmesidir. Bundan terör örgütleri ve onları kullanan güç odakları memnun olur. Bu FETÖ projesidir."
Ardından avukatlara "Hükümetin avukatı olacak mısınız?" diye sordu.
"Hayır" dediler hep bir ağızdan.
Fakat kendisi oldu.
Yeşil pasaport sevinci
Ertesi yıl Erdoğan, avukatlara yeşil pasaport verileceğini duyurunca sevinçten deliye döndü.
Beştepe'deki adli yıl açılış törenine çağrıldı.
Feyzioğlu, geçmişte reddettiği törene katılmayı kabul etti.
Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'ın da olduğu 52 baro karşı çıktı.
Feyzioğlu, itiraz edenleri "tuzu kuru" diye suçladı. "Türkiye'nin normalleşmesine ve yeniden kucaklaşmasına katkıda bulunacağız" dedi.
Gitti de.
Erdoğan, o törende çoklu baroya ve nisbi temsile geçeceklerini açıkladı.
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, "Feyzioğlu artık savunmayı temsil etmiyor" diye açıklama yaptı ve TBB'yi olağanüstü genel kurula çağırdı.
Bu günlerde Feyzioğlu, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ile resmi ve dini nikahın birlikte kıyıldığı törende şahitlik ediyordu.
Barolara Ankara kapısında dayak
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 24 Nisan 2020 günü eşcinselleri lanetleyince Ankara Barosu, "Sesi çağlar ötesinde gelen şahıs" diye açıklama yaptı.
İktidar baroya çullandı.
Erdoğan, kampanyayı baro temsiliyetini değiştirmek için kullandı.
53 baro itiraz etti.
TBB'nin 10 yöneticisi karşı çıktı.
Nisbi temsile sıcak baktığını kaydeden Feyzioğlu yapayalnız kaldı.
41 baro ülkenin dört yanından 'Savunma Yürüyüşü' başlattı. Avukatlar 22 Haziran'da Ankara girişinde toplanınca polis müdahale etti. Bir baro başkanı dövüldü. Gece yağmurda ıslanan avukatlara battaniye ve çadır verilmedi.
Feyzioğlu, 24 saat sonra yanlarına geldi. Avukatlar ona sırtını döndü.
Bir gün sonra başkente girdi avukatlar.
Delege adaletsizliği
TBMM'de, baro yapısını değiştiren yasa kabul edildi.
İki bin avukatla baro kurulmasına olanak tanındı. Her baroya başkan ile üç delege ve ayrıca her 5 bin avukat için bir delege hakkı getirildi. Hesaba göre muhaliflerin barodaki gücü kırılacak; İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının TBB'deki temsiliyeti yok edilecekti.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa barolarına kayıtlı 89.656 avukat 32 delege ile temsil edilirken...
Ardahan, Tunceli, Muş, Bilecik, Bingöl, Çankırı, Kilis, Sinop, Kırşehir ve Kars barolarına kayıtlı 1414 avukat 33 delegeye sahip oldu.
Bu değişiklik bile Feyzioğlu'nu kurtarmadı.
İçişleri Bakanlığı salgın bahanesiyle baro genel kurullarını erteledi. Böylece İstanbul ve Ankara'da kurulacak yandaş baroların TBB'ye delege göndermesi için vakit kazanıldı. Ancak İstanbul 2 No'lu Barosu işlemlerini tamamlayabildi.
CHP'nin tüzüğünü yazan ve tarihi oyla PM üyeliğine seçilen Feyzioğlu, kazanacağından emin şekilde adaylığını açıkladı.
Karşısında Sağkan vardı.
Sağkan kazandı.
Feyzioğlu'nun dönüşümü
Ergenekon Davası'nda haksız gözaltılara direndiği, Gezi'de ağaca sarıldığı için TBB başkanlığını kazanan Feyzioğlu, bir bildiriden ötürü Ankara Barosu'na, pankart yüzünden İstanbul Barosu'na çullanıldığında ikbali için susunca kaybetti.
Kürsüde demokrasiyi savunurken, Erdoğan tarafından azarlandığı için kazanmıştı.
Vaktiyle gitmeyi reddettiği Beştepe'ye çıkarak yeşil pasaport için avuçları çatlarcasına alkışlayınca kaybetti.
"FETÖ projesi" dediği çoklu baroya karşı çıktığı için 420 delegeden 419'unun oyunu almıştı. Yandaş baro ve iktidar desteğine rağmen 159'a karşı 181 oyla kaybetti. Feyziooğlu'nun umut bağladığı, AK Partili Anadolu şehirlerinin baroları da Sağkan'ı destekledi.
Kaybeden yalnızca Feyzioğlu olmadı.
İktidar da kaybetti.
31 Mart'tan sonra, kurallarıyla oynadıkları bir seçimde daha sandığa gömüldü.
Ve bir tek Sağkan kazanmadı.
Yargı erkinin Beştepe'nin hukuk bürosuna çevrilmesine, AİHM ve AYM kararlarının tanınmamasına, cübbenin iliklenmesine, FETÖ Borsası'na, Hak-Yol'dan Menzil'e varıncaya dek onlarca tarikat ve cemaatin adliyeleri zaptetmesine, vatandaşın siyasi kanaatlerle terörist, casus ve darbeci ilan edilmesine direnenler kazandı.
Tek adam iktidarına karşı çoğulcu demokrasiyi...
Ceberrut devlete karşı hukuk devletini...
Dini kurallarla yönetilmeye karşı laikliği ve düşünce özgürlüğünü savunanlar kazandı.