Avrupa ile Hemen Yolları Ayıralım!.

Erdoğan New York yolculuğuna çıkarken; ‘gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz’ dedi…

Ayıralım o zaman... Her yıl aynı sözü duymaktan yorulduk, usandık.

Ayrılacaksak ayrılalım!...

Avrupa Parlamentosu rapor yayınlıyor, bizim iktidar işine gelmeyince celalleniyor…

Gerekirse yolları ayırırız...

İktidar partisinin taraftarları alkışlıyor… Gazeteleri manşet yapıyor… Taraftarları; Reis’e helal olsun Avrupa’yı bi güzel fırçaladı diye gururlanıyor…

Sonra nedense bir türlü gerekirse gerekliye dönüşmüyor. Reis AB ile yoları ayırmıyor…

Ama bu nakarat 10 yıldır sürüyor… Gerekirse köprülere atarız, gerekirse yolları ayırırız, gerekirse!...

Avrupa’ya niye kızmışlar?

Avrupa Parlamentosu raporunda hükümetin yönünü beğenmediğini söylemiş de ondan…

Ben de yönümüzü beğenmiyorum…

Önce Milletler Ligi sonra Avrupa Şampiyonu olan kadın voleybolcularımıza imamlar hakaret yağdırıyor. Onları, onları izleyenleri de onlara destek verenleri de kafir ilan ediyor…

Hem de camiden...

Diyanet sesini çıkarmıyor… İktidar ağzını açmıyor…

Ayıp!...

Taliban zihniyeti bir ülkede işte böyle kök salar.

Bugün milli voleybolcular yarın lisede voleybol oynayan kızlar, öteki gün etek giyen kadınlar, beriki gün başı açık dolaşan kadınlar…

Diyanet İşleri Başkanı zaten Taliban zihniyetinde. Biliyorsunuz Taliban Afganistan’ı ele geçirdikten sonra Türkiye’ye heyet yolladı…

O heyet koşa koşa nereye gitti?

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın yanına…

Kaç defa yazdım; Erbaş emrindeki imamlar vasıtasıyla Türkiye’yi Afganistan’a çevirmeye çalışacağına kendi gitsin oraya…

Büyükelçilik artık ucuzladı. Liyakat falan aranmıyor. AKP’li olmak yetiyor. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ı Kabil büyükelçisi yapsın adam istediği hayatı daya doya yaşasın.

Ama gitmez…

Londra’ya yolla, koşa koşa gider Kabil’e gitmez!

13/14 yaşındaki çocukların evlendirilmesinde sakınca görmeyen oğul Erbakan’a kendi kızı sorulduğunda; yüksek lisans yapıyor, daha zamanı var demişti…

Garibanın kızı 12/13 yaşında evlendirilecek…

Oğul Erbakan’ın kızı yüksek lisans yaptığı için 25/30 yaşına kadar bekleyecek…

Mantıkları bu…

Başkalarının hayatlarını dizayn etmeye bayılıyorlar. Sevap işlediklerini zannediyorlar. Kendi hayatlarına karıştırmıyorlar!

Milli Eğitim Bakanı da aynı zihniyette. Punduna getirse karma eğitime son verecek. Hedefinin bu olduğunu söylüyor ama herhalde yerel seçim var diye hamle yapmıyor…

Punduna getirse demem bundan…

Şampiyon kadın voleybolcularımıza hakaret eden imamlara ses çıkarmayan Diyanet punduna getirip Cuma hutbesinde ev sahiplerine çattı…

Ev sahipleri kiraya zam yaparken merhametli olmalıymış…

Doğru…

Ama hükümet de zam yaparken merhametli olmalı…

Hükümet de vergileri artırırken merhametli olmalı…

Diyanet mazota yüzde yüzün üzerinde zam yapan hükümete de iki çift laf etmeli…

Hükümet dediğin tek kişi …

Erdoğan… Diyanet Erdoğan’a laf edebilir mi?

Neyse!...

Erdoğan yüksek enflasyonun nedeni olarak ev sahiplerini gösterdi ya… Faturayı onlara kesti ya… Diyanet vazife edinmiş…

Camiler hiçbir dönem bu kadar siyasallaşmadı…

Camiler hiçbir dönem bu kadar siyasal iktidarın hoparlörü olmadı…

İktidar Avrupa Parlamentosu’na yönümüzü beğenmediği için kızıyor. Dedim ya ben de beğenmiyorum…

Daha yargının alanına girmedik…

Orası devasa çukur. Siyasallaşmanın uç noktası diyebilirim…

Avrupa bu alana da burnunu sokuyor. En iyisi Avrupa ile yolları ayıralım onlar da rahat etsin biz de…

Ne dersiniz?

Tiyatroya son verelim…

Hatırlayın bir ara mitinglere getirdikleri taraftarlarını ‘idam isteriz’ diye bağırtıyorlardı…

Reis de ‘önüme getirsinler’ imzalarım diyordu… Tek adam rejimi kurulalı altı yıl oldu. Meclis de Reis’in emrinde…

Ne oldu idam cezasının geri getirilmesi!...

O da mı gerekirse!...

Avrupa’ya kafa tutmak gibi yani…

Gerekirse!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi