AKP’li kardeşime bir matematik sorusu; “46 günde 37 ton lop et nasıl yenir…!”

AKP’den belediyeleri devralan CHP’li başkanların keyfi kaçmış durumda. Hani bir banka soyulur soyguncular kaçar kaçmaz veznedar ellerini açarak sokağa koşar; “Soyulduk” diye feryadı basar ya; aynen öyle.

Şöyle; “Gönül belediyeciliği” adı altında halkı gözüne kestirip gazozuna ilaç atan AKP’li belediyelerin en küçük en şirin olanlarından biri mangal mangal soyulmuş. Bu benim iddiam değil.  Son nüfus sayımında nüfusu 200 bin civarında çıkan Atakum’da belediyeyi AKP’den devralan CHP’li belediye başkanı Cemil Deveci’nin iddiası.

Ne diyor sayın Başkan Deveci; “Belediyeye bağlı Atakum İmar İnşaat Şirketi’nin 2 Şubat- 26 Nisan 2019 tarihleri arasında sadece bir firmadan toplam 37,5 ton ‘Lop et” alımı gerçekleştirdiği belirlendi. Şirket et alımı karşılığında firma 1 milyon 628 bin lira fatura kestiği belirlendi.”

Yani bu küçücük ilçede öyle 46 günde mangal falan yaparak tüketilecek bir et miktarı değil.

Zaten et alımı da ilginç; hareketlenme seçim kararı alındıktan hemen sonra başlamış:

erturk.jpg

 

Yani öyle 100 kilo 200 kilo değil. İlk alışta 5 bin kilo ardından seçimden 5 gün önceye kadar 26 bin kilo et alınmış. Et dediğin de öyle kolestrol falan yapan, insan sağlığını tehlikeye sokan koyun ya da kuzu değil harbi ithal dana eti.

Tabi aldıysanız…!

Peki bu kadar eti aldınız nerede saklayacaksınız değil mi. 37 ton eti iki ayda hangi soğuk hava tesisi depolarında tutacak. Onunla ilgili de bir rapor düzenlemiş şimdinin dürüst belediye başkanı Cemil Deveci;

“Söz konusu firmadan yapılan alışlara ilişkin nakliye bakımından nakliye faturası veya taşıma irsaliyesi bulunmadığı, şirketin söz konusu eti depolayabilecek soğuk hava deposunun bulunmadığı, 08. 04.2019 tarihinde yapılan fiili stok sayımında şirket stoklarında hiç et bulunmadığı tespit edilmiş olup 2 ay gibi kısa bir sürede 37,5 ton etin tüketilmesinin iktisadi ve teknik icaplara uygun düşmediği, şirketin söz konusu et alımlarının olduğu 01.01.2019-31.03.2019 dönemini kapsayan 3 aylık sürede tüm yemek, gıda ve benzeri satış hasılatları toplamının 1.064.197,68 TL olmasına karşın 1.628.625 TL tutarındaki etin tamamının tüketilmiş olunmasının iktisadi ve teknik icaplara uygun düşmediği tespit edilmiştir” .

Aslında bu belgeleriyle ortaya konulan bu iddiadan önce bir yolsuzluk daha vardı. Haber aynen şöyle;

“Atakum Belediye Başkanı CHP’li Cemil Deveci, AKP’li İsak Taşçı dönemini mercek altına aldı. Belediye tarafından kime kiralandıkları bilinmeyen 3 tesise el koyan Deveci, şimdi de belediyeye ait Atakum İmar İnşaat A.Ş.’nin hesaplarında kasada olarak gözüken ancak bulunamayan 7 milyon 201 bin 812 liranın peşine düştü.”

Yani; “İndira Gandi…!”

Yani; ortada ne et var, ne dana, ne kıyma, ne de para…!

Yani; ortada ne utanan, ne arlanan, ne yüzü kızaran var…!

Bitti mi; yok daha bitmedi…!

Bu fındık, fıstık, çerez…!

Bir de halka bırakın ilaçlı gazoz içirmeyi, narkozla bayıltıp 25 yıl rahat bırakmayan bir “Gönül Belediyesi” daha var…!

Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Mansur Yavaş; “Devr-i Sabık yaratmayacağız…!” dedi ama öyle şeylerle karşılaştı ki “Devr-i Ahlak” pozisyonuna düşmemek için konuşmaya başladı. Hem de ne konuşma;

“Yavaş, 2016 - 2017 yıllarında yapılan ihalelerle ilgili olarak; halen Ankara Belediyesi'nin depolarında çok sayıda ithal ağaç var. Bunları da araştırıyoruz. Şu anda 26.500 TL + KDV'ye alınan ağaçlar var" dedi.”

Bakın 30 bin liraya bir tek fidan almışlar arkadaş…!

Siz 30 bin liraya bir kavak ormanı satın alacakken sadece bir tek fidan için 30 bin lira ödemişsiniz. Peki bu alımların belediyeye toplam faturası ne. Onu da açıklamış Mansur Yavaş;

“Cumhuriyet Savcılığı, yeşil alan bakım ihaleleri hususunda 2017 ve öncesi döneme ait 400 milyon liralık yolsuzluk soruşturması yapıyor.”

Devam ediyor sayın Yavaş;

2016 yılında çalı alımı yapılmış (yapan bürokrat AKP’den meclis üyesi şu anda), o dönem 1 TL bile olmayan 1 ardıç için 9 TL ödenmiş. Toplam 350 milyon TL’lik çalı alınmış. Biz aynı ardıç için 6.75 TL’den ihaleye çıktık %55 kırımla (3 TL’ye) satın aldık.”

Yazıktır, ayıptır, günahtır…!...diyeceğim ama AKP seçmeni bunu umursamıyor bile…!

Devam edelim; Mansur Yavaş anlatıyor;

“Geçmiş dönemde yeşil alan ihalelerinde fazladan 150-200 milyon TL hak ediş düzenlenmiş, bunların üstünü çizdik. Firma siz benim paramı nasıl kesersiniz diyerek dava bile açamadı, haksız olduğunu biliyordu. İhaleleri Kızılay’a ekran kurup yayınlayacağım”.

Bakın size bir şey söyleyeyim…!

Bu yolsuzluğu her kim yaptıysa yetim hakkına el uzatmış demektir…!

Ve kim bu yolsuzluğu görüp, bilerek hala bu siyaset anlayışına oy yağdırıyorsa o da en az bunlar kadar kul hakkına el uzatmış demektir…!

Huuu….!

“Biraz Allah’tan korkun yahu…!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Ertürk Arşivi