1 puan iyi, Aboubakar'ı kaybetmek kötü!

 

Yorumlaması zor olan bazı maçlar vardır. Herkes işini yapar ama kimse ekstra bir şey yapmaz. Hatta denemez bile. Hata yapmanın bedelinin pahalıya patlayacağı ihtimali, belki yorgunluk belki aşırı önlem... Her iki takımda da herkes görevini yaptı. Böyle olunca da maçta bir şey olmadı. Hızlı başlayan mücadele, başladığı gibi sona erdi.  

Beşiktaş, Sivas’ta bıraktığı 2 puandan daha çok Aboubakar’a üzülmeli zira bugün Sivas deplasmanından 1 puanla çıkmak üstelik arkasında son derece dengesiz performanslar sergileyen 2 takipçisinin de durumu düşünüldüğünde iyidir. Ama Aboubakar’ın durumu ciddi ise ve ligin son virajında forma giyemeyecekse işte o zaman tehlike çanları çalıyor demektir. Zaten rotasyonu dar olan Beşiktaş, Cenk’i de kaybettiği için tek santrfor Larin’e mahkum kalıyor. Larin de santrfor oynadığı maçlarda etkisiz performanslar ortaya koyuyor. Bu da demek oluyor ki Beşiktaş’ı çok zor günler bekliyor. 

Her iki takım da maça ideal kurguları ve kadrolarına yakın çıktılar. Sivasspor, ev sahibi olma avantajıyla biraz tempolu ve hızlı başlamak istedi. Beşiktaş da Ghezzal ile oyunun yönünü hızlı değiştirip, Sivas’ı eksik yakalamanın peşindeydi. İlk yarıdaki nispeten yüksek tempo, ikinci yarıda yerini giderek rölantiye bıraktı. Özellikle Aboubakar’ın sakatlığı nedeniyle yerine giren N’Koudou ve Larin çok top kaybetti. 70’ten sonra oyuna dahil olan Töre ve Ljaic ellerinden geleni yapsalar da taktiksel olarak kilitlenme noktasına gelmiş oyun bir türlü açılmadı. Belki her iki takım adına da kilidi bir duran top kırabilirdi. Ancak birbirlerine alan bırakmamak noktasında çok dirayetli olan oyuncular sayesinde bu da olmadı. Sivasspor’da bana kalırsa Kone hamlesi biraz geç geldi. Zira skor bulma mecburiyetiyle Beşiktaş öne doğru çıkacak ve arkada geniş boşluklar bırakacaktı. Belki de girdikten sonra neredeyse hiç pozisyon bulamayan Kone’nin enerjisi bu kadardı. Rıza Hoca da Kone’yi ona göre kullandı. Beşiktaşlı taraftarlar en çok Ghezzal’ın 70’li dakikalarda sahadan çıkmasına kafa yoruyorlardır. Durum ne olursa olsun 70’lerde yerini Gökhan Töre’ye bırakıyor. Sanırım mevcut enerjisi, 70 dakikayı kaldırabilecek kadar. Ama uzunca süredir düzenli şekilde forma giyiyor. Artık bunu 90 dakikaya çıkarmasına engel olan nedir bilemiyorum. Ayrıca Beşiktaş adına sezonun en büyük hayal kırıklığı sanırım Mensah. Kendisi futbol oynamayı öyle aklından çıkarmış ki son dakikalarda kaleye atmaya çalıştığı şut, her şeyi ortaya koydu. Bu seviyede oynayıp, üstelik Atletico Madrid’in futbolcusu olup, böyle problemli bir mentaliteye sahip olmak... Yeteneği onu buraya kadar çok iyi taşımış... Rotasyonu dar, yorgun, peşinde 2 takipçi olan Beşiktaş, sırtında bu yükü nereye kadar taşır bilmiyorum. Ama arkasından gelen 2 rakibi içeride dışarıda fark etmeksizin her maçını kaybedebilir onu biliyorum. Aynı durum, elbette giderek aksayan Beşiktaş için de geçerli ama hala oyun şablonu olarak en istikrarlı görüntüyü onlar çiziyor. Ligin son haftaları, zirvenin bir kaç defa el değiştirdiğine sahne olabilir. Hak eden kazansın.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Durukan Arşivi