Naim Babüroğlu anlatıyor... Cumhuriyet Mucizesi

Naim Babüroğlu anlatıyor... Cumhuriyet Mucizesi
Türkiye'nin bağımsızlık ateşi 98 yıl önce bugün yakıldı. Cumhuriyet'in 98. yaş gününde Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, halktv.com.tr'ye Atatürk'ün Cumhuriyeti'ni kaleme aldı.

Atatürk ve silah arkadaşları, milli mücadele sonrasında kurdukları tam bağımsız devleti Cumhuriyet ile 98 yıl önce bugün taçlandırdılar. 98 yıl önce ilan edilen Cumhuriyet, çok kısa zamanda, elinde avucunda neredeyse hiçbir şey kalmamış bir milletin, ona yol gösteren başkomutanın devrimleriyle sadece askeri açıdan değil, çağdaşlık açısından da meydan okuyacağı bir hikayeye dönüşecekti. Emekli Tuğgeneral ve Dr. Öğretim Üyesi Naim Babüroğlu, halktv.com.tr'ye Cumhuriyet Devrimi'ni ve Türk Milleti'ni nasıl çağdaş toplumlarla rekabet eder hale geldiğinin hikayesini aktardı.

Naim Babüroğlu anlatıyor:

"Atatürk’ün Cumhuriyeti’ni Türkiye’den çıkarın geriye Afganistan kalır…

Cumhuriyet Rejimi'ne giden süreçte,

İlk Adım, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılması;

İkinci Adım, Mili Egemenlik İlkesinin 1921 Anayasası’nın birinci maddesi olarak yer almasıdır.

Üçüncü Adım, Sakarya Meydan Muharebesi Ve Büyük Taarruz’la işgalcilerin hayallerinin yerle bir edilmesidir.

Dördüncü Adım, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıdır.

Beşinci Adım, 24 Temmuz 1923’te Sevr’in yırtılması ve Türkiye’nin tapu senedi Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıdır.

Altıncı Adım, 13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent yapılmasıdır.

Yedinci Adımda, 29 Ekim 1923’te siyasal rejimin adı, şekli açıklanmış ve Cumhuriyet ilan edilmiştir.

Atatürk, Cumhuriyet'i bir gecede kurmadı. Cumhuriyet, Mustafa Kemal’in kafasında uzun yıllar boyunca şekillenen 'Çağdaş Türkiye Projesi'nin eseridir. Atatürk, gençliğinden itibaren J.J. Rousseau, Montesquieu, Kant gibi yabancı aydınlar ile Tevfik Fikret, Namık Kemal, Ziya Gökalp gibi yerli aydınları okumuştur.

Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşır ulaşmaz ordu müfettişi olarak 22 mayıs 1919’da gönderdiği raporda yer alan, “Millet, Milli Egemenlik esasını ve Türk Milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır” ifadesi Cumhuriyet’in bir işaretiydi.

21/22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi’nde, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” maddesi aslında Cumhuriyet’in kendisiydi. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi’nde alınan kararlarda, “Milli kuvvetleri etkin ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır” ifadesi ve ardından Sivas Kongresi'nde alınan kararlar Cumhuriyet’e gidişin göstergesiydi. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 20.30’da, anayasa değişikliği onaylandı. “Yaşasın Cumhuriyet” nidaları ve alkışlarıyla Cumhuriyet kabul edildi. Saat 20.45’te, oylamaya katılan 158 üyenin oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Osmanlı’dan Genç Türkiye Cumhuriyeti’ne kalan miras oldukça kötüdür

Cumhuriyet kurulduğunda, Türkiye’nin nüfusu 13 milyondu. Okuma-yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4'tü. Ülkede 72 ortaokul, 23 lise vardı. Ülkede sadece bir üniversite var. Arapça, Farsça ve Fransızca Türkçe'yi istila etmiş.

40 bin köyün, 37 bininde okul, yol, posta yok. 830 köy tümüyle, 930 köy kısmen düşman tarafından yakılmış. 40 bin köye karşılık, diplomalı ebe sayısı 136 idi. sadece 337 doktor, 434 sağlık memuru, 60 eczacı bulunuyordu. 150 ilçede doktor yoktu. doktor başına 30 bin kişi düşüyor.

Trahomlu insan sayısı üç milyondu; Sıtma, tifüs, verem, frengi, kifo salgın durumdaydı. Evlerin yüzde 97’sinde tuvalet yok. Bit ciddi bir sorun. Cumhuriyet mucizesi, bu korkunç tabloyu çok değil 10 yılda tersine çevirecekti. Dünyanın hayran kalacağı bir başarı öyküsü yazılacaktı…

Kadınlar ikinci sınıf sayılıyordu

Türk Kadını 1934’te 'Seçme Ve Seçilme Hakkı'nı kazandı. İtalya ve Fransa’da 1946’da, İsviçre’de 1971’de bu haklar verildi. Türkiye, Kadınlara Seçme Seçilme Hakkı verilmesinde Avrupa’da yedinci; dünyada 12’nci sırada yer aldı. 1935’te yapılan seçimlerde 18 kadın meclise girdi. 1935’teki meclisteki kadınların temsil oranına, 2000’lere kadar ulaşılamadı. Cumhuriyet bu yüzden mucize…

Hatay’ı tek kurşun atmadan vatana katma başarısını gösteren aktif siyasetin, “Yurtta Barış Dünyada Barış” politikasının adıdır Cumhuriyet…

Küresel güçlerin baskılarına rağmen, Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı dışında tutabilme başarısıdır Cumhuriyet. ABD’ye, Batı’ya, ambargoya, emperyalizme ve TSK’nın yetersiz donanımına rağmen 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başarıyla yapan ve soydaşları zulümden kurtaran rejimin adıdır Cumhuriyet.

O yıllarda Almanya’da Hitler, Rusya’da Stalin, İtalya’da Mussolini, Portekiz’de Salazar, İspanya’da Franko, Romanya’da 2. Karol, Yunanistan’da Metaksas gibi liderler diktatörlüklerini ilan ederken; Türkiye’de Atatürk, Medeni Bilgiler kitabını yazdırıyor ve gençlere demokrasiyi, çok partili hayatı, düşünce özgürlüğünü ve hoşgörüyü anlatıyordu.

Atatürk’ün yazılı eseri Nutuk, Atatürk tarafından 15-20 Ekim 1927'de altı günde, 36 saat 33 dakikada okunur. Nutuk, Atatürk’ün vasiyetnamesi “Gençliğe Hitabı”yla son bulur. İzleyenler, Gençliğe Hitabı okurken, Atatürk'ün heyecanına hâkim olamayarak, sesinin titrediğini gözlerinden yaşlar aktığını söylerler. “Gençliğe Hitabe”den önce, titrek sesle türk tarihinin özetini açıklar:

“Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin doğurduğu uyanıklığın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. bu sonucu, Türk Gençliği'ne emanet ediyorum"

Ardından, “Ey Türk Gençliği! Birinci Vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, İlelebet Muhafaza Ve Müdafaa Etmektir” Cümlesiyle Başlayan “Gençliğe Hitabe”yi Okur…

"Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir” diyen Atatürk, Cumhuriyeti Türk Gençliğine emanet eder. Kendisinin ölümünden sonra ne olacağı endişesini taşıyanlara da, “Mustafa Kemaller artık yirmi yaşında” yanıtını verir. Cumhuriyet, Anadolu’nun doğusunda yoksul bir köyden bilim ve devlet adamı yetiştiren; Anadolu’nun fakir bir köyünden kimsesizleri Cumhurbaşkanlığı makamına çıkaran rejimin adıdır.

Fırsat eşitliğidir, Cumhuriyet…

Cumhuriyet, liyakattir…

Cumhuriyet, erdemdir…

Atatürk’ün mucizesidir, Cumhuriyet…

Atatürk; akıl, bilim, tam bağımsızlık, antiemperyalist ve umut demektir. Ve Atatürk, bu milletin ebedi lideridir…

Başta Atatürk olmak üzere, vatandan-milletten başka sevgili bilmeyen o kahraman kuşağı saygı ve minnetle anıyorum…

Atatürk’le, Cumhuriyet’le, Sağlıkla Kalmak Dileği İle…"

Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu