Barış Soydan
Merkez Bankası ENAG gibi enflasyonu izliyordu; ne oldu ona?
Bugün enflasyon günü. Saat 10:00’da tüketici enflasyonunun yüzde 40’ı, hatta belki de yüzde 50’yi de geçtiğini öğreneceğiz. Asıl soru, önümüzdeki aylarda ne olacağı. Normal şartlarda enflasyondaki artışın sürmesi lazım. Bu köşede daha önce yazdığım gibi tarımda korkunç bir maliyet artışı var. Üstelik çiftçilerin önemli bölümü, yüzde 300-400’lük zamlar nedeniyle bu yıl gübre kullanmadı. Bu, rekoltenin düşmesine neden olacak. Arz-talep dengesizliği, maliyet etkisiyle zaten yükselen fiyatları daha da yukarı itecek.
Evet, normal şartlarda enflasyonun önümüzdeki aylarda daha da yükselmesi gerekiyor. Ama normal şartlarda değiliz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdaki köpük nasıl alındıysa enflasyondaki köpüğün de öyle alınacağını söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, seçimin yapılacağı 2023 Haziranında enflasyonun tek haneye ineceğini iddia etti.
Üstelik piyasada bir süredir Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam etmek için enflasyondaki düşüşü beklediği yönünde bir algı var. Yani Cumhurbaşkanı’nın ısrarcı olduğu faiz indirimlerinin sürmesi için de enflasyonun inmesi gerek.
İyi de tarımda işler kötü giderken enflasyon nasıl düşecek? Bunun bir yolu, gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığını azaltmak olabilir mi?
İktidarın böyle bir niyeti olduğu biliniyor. Hem de yeni değil, uzun zamandır. Eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, 2016’da gıdanın enflasyondaki ağırlığının azaltılması gerektiğini söylemişti. Geçtiğimiz günlerde de Saray’daki danışmanlardan enflasyonun “suni şekilde” yükseltildiği, gıdanın ağırlığının azaltılması gerektiği yönünde sesler duyuldu.
Tam bu sırada Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) başkanının değişmesi sizce bir tesadüf mü? “Önceliğimiz kurumun itibarı” diyen TÜİK Başkanı Prof. Dr. Sait Dinçer geçen hafta görevden alındı, yerine istatistikle bir ilgisi olmayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yöneticisi Erhan Çetinkaya getirildi.
Çetinkaya’nın ayağının tozuyla, Merkez Bankası’ndan uzmanların da katılımıyla enflasyon hesabının ele alınacağı bir toplantı düzenlenmesini talep ettiğini duydum.
“Merkez Bankası’nın enflasyon hesabıyla ne ilgisi var?” diye soranlar olabilir. Bankanın sınırlı sayıda ürün için fiyat verilerini topladığını ve TÜİK’ten bağımsız kendi TÜFE endeksini oluşturduğunu biliyor muydunuz?
Merkez Bankası bunun dışında TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin detaylarını inceler, trendleri anlamaya çalışır. Metodoloji konusunda TÜİK ile zaman zaman ortak değerlendirmeler yapılır, Avrupa Birliği’nin istatistik kuruluşu Eurostat’la ilgili gelişmeler ve mevzuat takip edilir…
Bir de 2017'de devreye alınan büyük veri çalışması vardı. Milyonlarca veri Merkez Bankası tarafından çekilip analiz ediliyor, yapay zeka ile tahminler yapılıyordu. Büyük marketler, internet, mağazalar, hatta gıda hallerinden veri alınıyor, enflasyon günü gününe izleniyordu…
Bağımsız akademisyenler ve uzmanlardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) metodolojisine ne kadar çok benziyor, öyle değil mi?
Bu proje 2019 yazında görev gelen ve 128 milyar dolarlık rezerv satışıyla özdeşleşen eski Başkan Murat Uysal döneminde kızağa alındı. Çünkü onun döneminde Merkez Bankası, enflasyondan bağımsız bir politika izlemeye başlamıştı…
Merkez Bankası’nın büyük veri projesi bir gün yeniden canlanır mı? Banka’nın bunu layıkıyla yapabilecek kurumsal kapasiteye sahip olduğunu biliyoruz. Neden olmasın?