Oruçta seferi sayılmak için kaç km olması gerekir? Aynı şehirde seferi mesafesinde yolculuk yapan kimse seferi sayılır mı? İşte

Oruçta seferi sayılmak için kaç km olması gerekir? Aynı şehirde seferi mesafesinde yolculuk yapan kimse seferi sayılır mı? İşte
Oruçta seferi sayılma konusu, yolculuk planlayan ve her gün aynı şehirde olmasına rağmen uzak mesafe işe gidip gelen pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Peki, Oruçta seferi sayılmak için kaç km olması gerekir? Aynı şehirde seferi mesafesinde yolculuk yapan kimse seferi sayılır mı? İşte oruçta seferi mesafesi!

Oruç tutmama mazeretlerinden biri sayılabilen seferilik mevzusu için Diyanet konu ile ilgili daha önce oruç sorularında yanıtlamıştı.

Ramazanda oruçlu iken yolculuğa çıkacak olan müslümanlar, seferi sayılmanın mesafe ve zaman kurallarını araştırıyor. Peki seferi nedir, kaç kilometre seferi sayılır? Seferilik kaç gündür? İşte tüm detaylar...

Ramazan'da sefer mesafesi ve oruçta seferilik ve şartları Ramazan ayı ile birlikte en çok merak edilen soruların başında geliyor. Oruçta seferi sayılmak için kaç kilometre (km) olması gerektiği ile ilgili sorular Diyanet fetvalarında yer verilmişti.

ORUÇTA SEFERİ SAYILMAK İÇİN KAÇ KM OLMASI GEREKİR?

Diyanet tarafından Ramazan’da sefer mesafesi en az 90 km olarak belirtilmiştir.

AYNI ŞEHİRDE SEFERİ MESAFESİNDE YOLCULUK YAPAN KİMSE SEFERİ SAYILIR MI?

İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde 90 kilometrelik mesafe varsa aynı il içerisinde seferilik hükümlerine tabi olunabiliyor. Bunun için seferilik sınırlarını belirlemek gerekiyor. Kişinin bulunduğu ilçenin sınırlarını esas almak gerekiyor. Hesaplamada bulunulan ilçe sınırı ile gidilecek ilçe sınırı mesafesinin 90 kilometreyi aşması gerekiyor. Aşıyorsa seferilik hükümlerine tabidir.

Seferiliğin başlangıcı nasıl belirlenir?

Dinen sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan kişi, yaşadığı yerleşim yerinin meskûn mahallinden çıkınca misafir hükmünde kabul edilir. Bu kimse yolculuk hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar (Merğînânî, el-Hidâye, II, 101). Buna göre, yolculuğa başlayıp şehrin meskûn mahallinden çıkan kimse dört rekâtlı farz namazları iki rekât olarak kılar.

Günümüzde şehirler genişlemiş, İstanbul örneğinde olduğu gibi, iki ucu arasındaki mesafe neredeyse sefer mesafesi olacak kadar uzamıştır. Bu nedenle İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan kimseler, yolculuğa kendi araçlarıyla çıktıklarında, ikamet ettikleri ilçenin belediye sınırlarını geçtikleri andan itibaren seferî sayılırlar ve haklarında seferîlik hükümleri sabit olur.

Yolculuğa otobüs, tren, uçak ve gemi gibi umumi vasıtalarla çıkılması halinde ise seferiliğin başlangıç noktası olarak otogar, gar, havalimanı ve limanlar esas alınabilir.

Seferilik kaç gündür?

Seferi namazında bir yere giderken mesafe durumu sahih olsa dahi orada 15 gün kalma niyeti bulunmaması gerekmektedir. Bir yere giderken 15 gün kalmak icab ediyorsa o halde seferi şekilde namaz kılınması doğru olmamaktadır.

Yazlığa giden seferi sayılır mı?

Fıkıh kaynaklarındaki bir görüşe göre; iki yerde kullandığı evi bulunan bir kimse bunlardan hangisine gitse mukim olur. (bkz. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtar, II, 614; Bilmen, İlmihal, s. 163) Buna göre bir beldede kullandığı evi olan kimse oraya gittiğinde seferî sayılmaz.

Günümüzdeki bazı yaklaşımlara göre kişinin yazlığının olduğu yer de aslî vatanı gibidir. Dolayısıyla kişi, kendisine ait yazlık, kışlık evinin veya devre mülkünün bulunduğu yerlerde namazlarını tam kılar.

ORUÇLUYKEN YOLCULUĞA ÇIKAN SEFERİLİK NEDENİYLE ORUCUNU BOZARSA NE GEREKİR?

Diyanet’in sitesinde yer alan bilgiler şu şekilde:

Ramazan’da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferîliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffâret gerekmez, sadece kaza gerekir. Hz. Peygamberin (s.a.s.) Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kadîd denilen yere varınca orucunu bozması (Buhârî, Savm, 34; Müslim, Sıyâm, 88) savaş şartlarının gereği olarak değerlendirilebilir.

Etiketler :