'Haşimi' kişinin Hz. Muhammed ile aynı sülaleden, 'Kureyş' ise aynı kabileden geldiğini anlatıyor. Yani örgütün liderleri, aynı zamanda İslam halifesi olarak kabul edildiği için özellikle 'Haşimi' ve 'Kureyşi' olarak künyeleniyor.
IŞİD'in son üç liderinin künyesinde 'Haşimi' ve 'Kureyşi' isimlerini kullanması, kamuoyunda liderlerin karıştırılmasına neden oldu. Oysa IŞİD liderlerini tanımlayan asıl isimler, İbrahim, Hasan ve Hüseyin'di.
Suriye ve Irak’ta 2011 sonrasında etkili olan IŞİD’in gücü, 2014’te liderleri Ebu Bekir Bağdadi’nin Musul’daki hutbesiyle doruk noktasına ulaştı. Birçok Avrupa kentinde ve Türkiye'de saldırılar düzenleyen örgüt, sınırlarını Suriye ve Irak’ta zorlarken Uluslararası Koalisyon tarafından yapılan operasyonlarla 2017’den sonra gücünü kaybetti.
IŞİD'in ilk halifesi Ebu Bekir Bağdadi
Fiili gücünü kaybeden örgütün militanları ise ya güvenli bölgelere ya da cezaevine girdi. Bu motivasyon kaybının üstüne Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) o dönem başkanı olan Donald Trump, Ekim 2019’da "Biraz önce çok büyük bir şey oldu” açıklamasıyla Bağdadi’nin öldürüldüğünü duyurdu.
Örgüt, hızlıca yeni liderlerinin Ebu İbrahim Kureyşi olduğunu duyururken istihbarat çalışmalarıyla bu kişinin Muhammed Abdurrahman el Mevla el Selbi olarak bilinen bir Iraklı Türkmen olduğu anlaşıldı. Ebu İbrahim Kureyşi ABD operasyonuyla Mart 2022’de öldürüldü.
IŞİD'in ikinci halifesi Ebu İbrahim Haşimi el Kureyşi
Örgüt, yeni liderinin Ebu Hasan Kureyşi olduğunu duyururken bu künye hakkında çok fazla bilgi bulunmuyordu.
Türkiye'de yakalanan kim?
Türkiye, Mayıs 2022’de İstanbul’da yaptığı operasyonda ‘IŞİD’in lideri’ olduğunu söylediği bir ‘yüksek kalibre yöneticiyi’ yakaladı.
Bu kişi, Hattab Ghazal Al-Sumadai’ydi ve ifadesinde örgütün yöneticisi olabileceğini fakat bunun kendisinin rızası dışında gerçekleştiğini aktarıyordu. Bölgeyi yakından takip eden gazeteciler ve uzmanlara göre Al-Sumadai, dini bilgisinin üstünlüğü, örgütteki geçmişi dikkate alındığında lider olmaya en uygun adaydı.
Türkiye'de yakalanan ve Ebu Hasan Haşimi el-Kureyşi olduğu söylenen Al-Sumadai.
Bu arada IŞİD, 30 Kasım’da Ebu Hasan Kureyşi’nin öldürüldüğünü duyurdu. Bu, Türkiye’de yakalanan kişinin kim olduğu konusunda kafa karışıklığına neden olurken birçok kişinin tekrardan IŞİD’le ilgilenmesine neden oldu.
Yerel kaynaklar, IŞİD’in öldüğünü açıkladığı liderinin kimliğine dair araştırmalarının ardından birtakım bilgilere ulaştı.
Gazeteci Wael Essam konuya dair hazırladığı özel raporda, öldüğü açıklanan liderin (Ebu Hasan Kureyşi) Irak’ın Anbar kentindeki Rawa kasabasından Nour Karim Mutni olduğunu belirtti. Anbar, IŞİD’in öncüsü olarak kabul edilen El-Kaide’nin de ilk kurulduğu bölgelerdendi.
Ölen ‘liderin’ kimliği, örgütün açıklaması ve Türkiye’de yakalanan Al-Sumadai’nin ifadelerinden yola çıkınca birçok ihtimal akıllara geliyor.
- Türkiye’de yakalanan Al-Sumadai hiçbir zaman Ebu Hasan Kureyşi olmamıştı. IŞİD’in öldüğünü açıkladığı Nour Karim Mutni gerçek Ebu Hasan Kureyşi’ydi.
- Al-Sumadai yakalandığı Mayıs ayına kadar örgütün halife olarak açıkladığı Hasan Kureyşi’ydi, öldürülen Nour Karim Mutni, Mayıs ayından bu yana örgütün lideriydi ve bu kod adını devam ettirdi.
- Örgütün öldüğünü açıkladığı Nour Karim Mutni, gerçek Hasan Kureyşi değildi. Örgüt, liderinin (İstanbul'da) tutuklanmış olduğunu açıklamamak için bu operasyonu kullanarak gerçeği çarpıttı.
- Örgüt tarafından yapılan açıklamada ölen militanlar lider kadro ya da örgütün yönetiminde söz sahibi olan Şura Meclisi’nde değildi. Örgüt, künye değiştirerek liderinin gizliliğini korumak istedi.
(NOT: Selefi-cihatçı örgütlerde liderin kimliğini korumak için gerçeği çarpıtan açıklamalar daha önceki tarihlerde de yapılmıştı)
Bölgeyi ve IŞİD’i takip eden gazetecilerden Hassan Hassan’a göre örgüt, liderinin yakalandığını açıklamak yerine lider değişikliği için ‘öldü’ açıklaması yapmış olabilir.
Tekrar Wael Essam’ın özel raporuna dönüp, öldüğü açıklanan (Nour Karim Mutni) liderin gerçek kimliği ve Türkiye arasındaki bağı anlamakta yarar var.
Nour Karim Mutni, Rawa kasabasındandı ve Al-Rawi aşiretindendi.
Al-Rawi ismini, IŞİD liderinin öldürüldüğü operasyonu yöneten 5. Kolordu’nun Deraa’ya hakim olduğu ve başında Ahmed el-Awda’nın olduğunu aklınızda tutun.
Resmi açıklamalara göre liderin öldürüldüğü operasyon 14 Ekim’de yapıldı. Fakat ne ABD, ne Rusya ne de muhalif gruplardan IŞİD’den açıklama gelmeden bir açıklama yapılmadı.
Bunun nedeninin operasyonda öldürülen kişilerin kimliğinin tespiti miydi yoksa başka bir neden mi olduğu bilinmiyor.
Nour Karim Mutni’nin aşireti olan Al-Rawi, IŞİD’in en büyük finans organizasyonlarından birini kurmuştu. Al-Rawiler, Türkiye’de 2016’dan beri ticaret yapıyorlardı.
Hatta halktv.com.tr'nin ‘Laleli’de para basıyorlar’ haberi, Al-Rawilere aitti ve bu dükkan IŞİD’in öldüğünü açıkladığı liderinin aşiretinden olan sadece bir dükkandı.
Ayrıca 5. Kolordu Komutanı Ahmet el-Awda’nın operasyondan 5 gün sonra Türkiye’de olduğunu belirten haberlerin olması ilgi çekici. Fakat ziyaretin operasyon ve Türkiye’deki Al-Rawiler arasında bir bağlantı nedeniyle mi yapıldığı bilinmiyor.