Sağlık Bakanlığı tarafından Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi için 3 ay süreli olarak MR görüntülenme ihalesine çıkıldı. 810 bin TL’lik ihaleyi özel bir firma aldı.
Bakanlığın, 2021 yılı “Sağlık İstatistikleri Yıllığı”ndaki verilere göre, Türkiye’deki MR cihazı sayısı arttı. İstatistikleri baktığımız zaman da bakanlığa bağlı ve üniversite hastanelerinde olan toplam 450 MR cihazı sayısının 2021’de 482’ye yükseldiği anlaşılıyor.
Özel hastanelerdeki MR cihazları sayısı ise 452’den 457’ye yükselmiş durumda. Yani Türkiye’de bulunan 939 MR cihazı, özel ve devlete yarı yarıya dağılmış durumda.
Peki 85 milyon nüfuslu Türkiye için devlet hastanelerindeki 457 MR cihazı yeterli mi?
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyesi Deniz Erdoğdu’na göre sorunun cevabı ‘Evet’.
Erdoğdu, İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın 2014 verilerine göre Türkiye, bir milyon kişi başına düşen manyetik rezonans cihaz sayısı 10.4 ile alt sıralarda olduğunu söylerken MR görüntüleme sıklığında birinci konumda olduğunu hatırlatıyor.
MR’da 100 bin kişi için yapılan işlem sayısında Avrupa’da birinci olduğumuzun altını çizen Erdoğdu, Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya’nın açıklamalarını hatırlatarak, “Ayrıca özel hastanelerin ticari düşünüp çok tetkik yaparak daha çok para kazanma yaklaşımı da MR çekimlerini artırmaktadır. Ancak çok MR çekildiği halde sağlık verilerimiz düzelmiyor, kronik hastalıkların sıklığı azalmıyor” diye konuştu.
Sayıların yeterli olmasına rağmen, sadece bir hastane için neden özel sektörden 810 bin TL’lik dışarıdan MR hizmeti alındığına dair sorumuza ise Erdoğdu, “Sağlık sisteminde yönetememe, basamaklandırılmış sevk zinciri olmaması nedeniyle hastanelerde yığılma ve fazladan MR çekim talebi ortaya çıkmaktadır. Hastane yönetimleri de bunu gerekçe gösterip radyoloji için dışarıdan hizmet alımına gitmektedir” diyerek ihalenin gerekçesini açıklıyor.
“Dışarıdan hizmet alımı gereksiz yük bindirmektedir”
Fakat Erdoğdu, sağlık sistemine ekstra masraf çıkarılmadan MR yoğunluğunun çözülebileceğini düşündüğünü belirtirken “Hastaneler kendi kadrolu hekimi, kendi cihazı ile bu işleri özel sektöre başvurmadan, tıbba taşeronlaşmayı sokmadan halledebilir, cihazı bozuksa onarılır ya da hastane döner sermayesinden yeni cihaz satın alabilir. Dışarıdan hizmet satın alımı hastane bütçesine gereksiz yük bindirmektedir” diye konuştu.