TBMM'de 2022 Yılı Bütçesi görüşülmeye devam ediliyor. Bütçe görüşmeleri esnasında 3. gün 2. oturum devam ederken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kürsüye gelerek konuşma yaptı.
Soylu'nun konuşması sırasında Meclis'te gerilim yükseldi. İyi Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu'nun Meclis'teki konuşması sonrası kürsüye gelen Soylu şöyle konuştu:
"Biraz önce İYİ Parti Sözcüsü, şahsımı ve hükümetimizi bütün konuşması boyunca hedef alarak Kirli ve karanlık ilişkiler ağının içerisinde olduğumuzu, koltuktan aldığımız güçle de tehdit ve şantaj yaptığımızı ifade etmiştir. Sayın Dervişoğlu hayatı boyunca herhalde karşı karşıya kaldığı iftiralara, ithamlara, yalanlara, zannediyorum, teslim olan bir karakter ortaya koymuştur. Hak savunmak, iftiraya karşı direnç göstermek, yalana karşı savaşmak bir insanın en şerefli ve onurlu hakkıdır. Bu hak bakan olduğu için bir kişiye verilmez, Bu hak, koltuk için bir kişiye verilmez. Bu hak, suç örgütleriyle yapmış olduğumuz mücadelede onların kolunu büktüğümüz için, onların sırtını yere vurduğumuz için, onların her biriyle ilgili büyük bir mücadele içerisinde olduğumuz için karşı karşıya kaldığımız bu iftirada bu hak, bize insan olduğumuz için verilir. Bilinsin.
Bana ahlaklı siyasetten bahsettiniz. Çok üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.
Ahlaklı olmayan siyasetten bahsediyorsunuz, doğru söylüyorsunuz. 20 dakika burada konuştunuz. Türkiye dört bir tarafında terörle mücadele ediyor, bir tek cümle sarfetmediniz. Ahlaklı olmayan siyasetten bahsediyorsunuz, belediyelerde benim tehditle şantajla bürokratları tehdit ettiğimi söylüyorsunuz ama HDP'nin CHP'nin ve PKK'nın şehir yapılanması içerisinde olduğu belediyelere payandalık yaptığınızı ahlaklı siyasetle bağdaştırmıyorsunuz. Ve bana bu imkanı verdiniz, bana bu imkanı verdiniz"
Soylu'nun konuşması sonrasında Meclis'te muhalefet gruplarının oturduğu sıralardan tepkiler yükselirken, Bakan Soylu ile muhalefet vekilleri arasında sözlü tartışmalar yaşandı.
Dervişoğlu: Siz olduğunuz sürece İYİ Parti sıralarında nöbet tutmak şeref ve namustur
Daha sonra Süleyman Soylu'nun sözlerine cevap vermek için kürsüye gelen İYİ Parti'li Müsavat Dervişoğlu "Bizim için siz TBMM’de olduğu sürece iYİ parti sıralarında nöbet tutmak şeref ve namustur" dedi.
Dervişoğlu'nun konuşması şu şekilde:
"Sayın Bakanla ilgili ithamlar gündeme geldiğinde İYİ Parti'yi temsilen şu açıklamayı yaptım; 'Sayın Bakanın, bakanlığının ve kendisinin terör ile olan mücadelesini bildiğim için de azami ölçüde kelimelerimi seçerken özen gösterdim'. Hayatım boyunca ben de hakaretlere ve iftiralara her zaman göğüs gerdim. O sebeple bir siyasiye yöneltilen itham ve isnatlarla ilgili ben şunu söyledim: 'İddialar muteber midir, değil midir bilmiyorum. Bundan sonra görev savcılara düşer' dedim. Savcılar herhangi bir tahkikat yapmadı.
Bir şey daha söylediniz, ben başka yerlere vurgu yapacağınızı varsayıyor idim. 'HDP'ye payende olmak' ya da HDP belediyeleriyle ilgili... Siz her TBMM'ye teşrif ettiğinizde HDP ile ilgili kelam etmek zorunda değilim.
Bizim için siz TBMM’de olduğunuz müddetçe İYİ Parti sıralarında nöbet tutmak şeref ve namustur"
Beştaş: Artık bitti, gelin gerçekleri konuşalım
Dervişoğlu'nun konuşması sonrası da muhalefet ve hükümet milletvekilleri arasında atışmalar devam ederken kürsüye HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş geldi.
Beştaş konuşmasında Soylu'ya, "Siz de, iktidar partisinin milletvekilleri gibi, sıkıştığınız anda... 'terörö' lafını biliyor musunuz? Biz ona 'terörö' diyoruz. 'terörö' sizi kurtaramaz. Artık bitti, gelin gerçekleri konuşalım" dedi.
Beştaş'ın konuşması şu şekilde:
"Biz burada kayyum atamalarının hukuksuz olduğunu anlattık. Belli ki siz dinlememişsiniz. Kayyum atamaları tamamen hukuk dışıdır. Tamamen keyfidir. Tamamen AKP iktidarının ve İçişleri Bakanlığı'nın işbirliğiyle daha doğrusu, bakanlığınızın marifetiyle halk iradesine el konulmasıdır.
Kayyum atanan arkadaşlarımın iddianamelerinde, sizin iddialarınız bile yer almamıştır.
Siz bize İçişleri Bakanı olarak bu kayyumların yaptığı yolsuzlukları anlatın, hırsızlıklarını anlatın. Mustafa Yaman'ın neden görevden alındığını anlatın. Türkiye kamuoyunu aydınlatın. Ve siz de, iktidar partisinin milletvekilleri gibi, sıkıştığınız anda... 'terörö' lafını biliyor musunuz? Biz ona 'terörö' diyoruz. 'terörö' sizi kurtaramaz. Artık bitti, gelin gerçekleri konuşalım"
Bu sözler üzerine Beştaş ve Soylu arasında tartışma çıktı. Tansiyonun oldukça gerildiği anlarda oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç'in defalarca Bakan Soylu'yu ve HDP'li Beştaş'ı uyararak sakinleştirmeye çalıştığı görüldü.
Özel: Halk, sizin alçalınabilecek seviyenin en dibine inen bir şahsiyet olduğunuzu her gün görüyor
Beştaş ve Soylu arasındaki tartışmanın yatışması üzerine kürsüye Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel geldi.
Özel konuşmasında, Soylu'ya "(Halk) Sizin nasıl acımasızca yalan söyleyen, yalan bitmeden doğru konuşmayan ve sadece siyasi çabayla alçalınabilecek seviyenin en dibine inen bir şahsiyet olduğunuzu her gün görüyor" dedi.
Özel'in konuşması şu şekilde:
"Önce, ne yapılmaya çalışıldığın bir teşhis edelim. Bu sabah komisyonda ne oldu? 'Sen bana yan bakamazsın' diye kavga çıkarmak. Ben Erkan Aydın'a laf atıldığını ilk kez bugün gördüm.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin grubunu bir kavga olup da arkasına almaktan başka hiçbir iş ve eylemi yoktur kendisinin de ondan.
Düşünün ki İçişleri Bakanlığı bütçesi konuşuluyor. Grubumda Aksaray Valisi var. İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürü var İçişleri Bakanlığı Bütçesi'nde konuşmuyor.
Selami Altınok nerede? Selami Altınok neden yok? Neden konuşmuyor?
Beyefendi (Süleyman Soylu) kendi paçasını kurtarmak için basına servis ettiği metinde, Selami Altınok gibi birisini FETÖ ile mücadele konusunda, 15 Temmuz gecesinin en alnı açık kişisini FETÖ'cülükle suçlayacak kadar küçüldü de o yüzden, Selami Altınok burada yok.
Bu beyefendi (Süleyman Soylu) İstanbul'u Ankara'yı gezdi. 'Aman yalvarıyorum size, sakın ha CHP'ye oy vermeyin. CHP kazanırsa su faturaları DHKP-C militanları dağıtacak' dedi. Bugün Ankara'da evine su faturasını getiren her siyasi görüşten, erkekli kadınlı, vatanına bağlı insanları gören her Ankaralı; İSPARK’a aracını park ederken sizi seçimdeki, 'Bunlar İSPARK'ı PKK'ya verecekler' yalanınıza karşı o güzel İSPARK çalışanlarını gören her İstanbullu sizin nasıl bir müfteri, sizin nasıl acımasızca yalan söyleyen, yalan bitmeden doğru konuşmayan ve sadece siyasi çabayla alçalınabilecek seviyenin en dibine inen bir şahsiyet olduğunuzu her gün görüyor"
Bilgiç: İş zıvanadan çıktı
Özel'in konuşması sonrası Meclis'te tekrar sesler ve tansiyon yükseldi. Milletvekillerini sakinleştirmeye çalışan Meclis Başkanvekili Bilgiç, kendisine bir şeyler söyleyen AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'a dönerek, "Sayın Elitaş, ne yapabilirim ki? Artık iş zıvanadan çıktı. Grup Başkanvekilleri olarak siz yardımcı olmayacaksanız, nasıl olacak bu iş" diyerek tepki gösterdi.
Beştaş: Halkın oyuna saygı göstermeyi öğreneceksiniz
Bilgiç'in tepkisi sonrasında HDP'li Beştaş'a söz verdi. İkinci kez kürsüye gelen Beştaş şöyle konuştu:
"Bakan bey biraz önce, ben kürsüden yerime giderken beni açıkça tehdit etti. Şu şekilde: 'Akşam göreceksin, başını öne eğer çıkacaksın' dedi.
Biz Halkların Demokratik Partisi üyeleri olarak, milletvekilleri olarak; sizin bütün saldırılarınıza, sizin bütün kumpaslarınıza, sizin tüm işkencelerinize rağmen tek bir saniye diz çökmedik, boyun eğmedik, teslim olmadık.
Ve üstelik, o sizin yönettiğiniz İçişleri Teşkilatı var ya.. Davul sizin elinizde, tokmak kimde onu takdir edin... Vali sizde, polis sizde, kaymakam sizde.. Oturup sahte delil üretiyorsunuz. Bizler hakkında sahte delillerle soruşturma açıyorsunuz, dava açıyorsunuz…
Valilerinize talimat veriyorsunuz, HDP'nin bütün etkinlikleri yasaklanıyor. Siirt’te 3 gün önce, Cumhurbaşkanı oradaydı, bütün AKP'liler yürüdü. Ben 6 aydır orada açıklama yapamıyorum. Valiler, AKP'nin il başkanı gibi çalışıyor. Hukuku yerle bir ettiniz.
Siz buraya nasıl, 'Halkın oyuyla geldik' diyorsanız biz de o sandıktan çıktık. Halkın oyuna saygı göstermeyi öğreneceksiniz"
Tartışmaların sürmesi üzerine Meclis Başkanvekili oturuma ara verdi.