Tedavi gördüğü hastanede iki gün önce hayatını kaybeden ünlü tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy'un Türk bayrağı ve Galatasaray bayrağına sarılı tabutu cenaze aracıyla İstiklal Caddesi'nde bulunan Ses Tiyatrosu'na getirildi. Şensoy'un tabutu indirildiği sırada cadde üzerinde bekleyenler alkışlarken, kızları Derya Şensoy ve Müjgan Ferhan Şensoy gözyaşlarını tutamadı. Tabut daha sonra törenin yapılacağı salona getirildi, burada da Şensoy'un cenazesi dakikalarca ayakta alkışlandı. Törene Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Elif Durdu Şensoy, eski eşi Derya Baykal, Derya Baykal'ın oğlu Mert Baykal, tiyatro oyuncuları Zeliha Berksoy, Şevket Çoruh, Ali Poyrazoğlu, yazar Nedim Gürsel, yakınları ve sevenleri katıldı. Törende sunuculuğu Okan Bayülgen yaptı.
Tiyatrocu Şevket Çoruh törende yaptığı konuşmada, "Yeni mezun olmuştum, Nevizade’den cesaret alıp Ferhan Şensoy’un karşısına geçtim. Bu tiyatroda oynamak istediğimi söyledim, o da kendi üslubunca beni tiyatrodan kovmuştu. Şimdi onun emanetçisiyim. Başımız sağ olsun, çok söylenecek şey var, kitaplar yazılacak hakkında, bu ses tiyatrosunu biz yaşatacağız. Hepimizin başı sağ olsun" dedi.
'Hiç yorulmadı, çok emek sarf etti'
Ali Poyrazoğlu ise konuşmasında “Hiç yorulmadı, çok emek sarf etti ama çok eğlendi. Şimdi demin içeriye girmeye çalışırken arkadan birileri itip kalkıyor, şöyle bir dönüp baktım; Munir Özkul, Erol Günaydın, Rasim Öztekin, Adile Naşit, Bülent Erbaşar… ‘Ya ne arıyorsunuz burada siz’ dedim, Nisa Serezli oradan dedi ki ‘Ferhan’ı almaya geldik, götürüyoruz’ dedi ‘Nereye gidiyorsunuz?’ diye sordum, ‘Neşeli bir meyhaneye gidip kafaları çekeceğiz’ diye cevap verdi. Ferhan Şensoy öbür tarafta da bizleri izlemeye devam edecek, biz de ona sahip çıkarız herhalde” ifadelerini kullandı.
'70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor'
Tiyatrocu Cihat Tamer ise, şu ifadeleri kullandı:
“İnsan doğar, yaşar ve ölür. Onu ailesi, çocukları, yakın dostları bir süre anar, sonra unutulur. Ama bir de unutulmayanlar vardır. Duruşuyla, ilkesiyle, dünya görüşüyle, yazdıkları, çizdikleri, oynadıklarıyla ülkeye mal olmuş insanlar vardır. İşte Ferhan onlardan biridir; unutulmayanlar listesine adını yazdırdı.
70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ama ona rağmen 70 senedir inadına tiyatro yapıyoruz. Ferhan da inadına tiyatro yaptı hep.”
'Size babamı anlatmaya kalkamam'
Kızı Müjgan Ferhan Şensoy ise gözyaşları içinde, "Ne söylesem eksik kalacak. Size babamı anlatmaya kalkamam. Onu en az benim kadar tanıyorsunuz. Babamı ne kadar sevdiğimden bahsetsem, biliyorum ki her biriniz ayrı ve özel olarak benim kadar seviyorsunuz. Küçükken babamın bu kadar sevilen birisi olması, bu sevgiyi paylaşmak zorlardı beni. Onu en çok benim sevdiğimi ispat etmeye uğraşırdım. Bu sevgiyi, özlemi sizinle paylaşmak yüreğimi biraz olsa hafifletiyor" şeklinde konuştu.
'Baba kız aşkımız şimdi okyanusları, çok bulutlar ve yıldızları aştı'
Diğer kızı Derya Şensoy ise, babasına üniversite öğrencisiyken yazdığı şiiri okuyarak, "Zamanlardan bir zaman çıksa gelse, ben o gün izlemeye doysam seni, hadi diyelim dünya tersine dönse ve okumaya doysam seni. Hatta haftanın sekizinci günü aklına bile doyarım belki. Ama sana hiçbir zaman doyamam baba'. O da bana şöyle yazmıştı mektubunda, 'Bir baba kız aşkıdır aşar okyanusları, çok yunusları'. Baba kız aşkımız şimdi okyanusları, çok bulutlar ve yıldızları aştı. Seni çok ama çok seviyorum" dedi.
'Bilgeler ölmez… Varsayalım ölmedin!'
Tiyatrocu ve Şensoy’un eski eşi Derya Baykal, “Ses Tiyatrosu’na hoş geldiniz. Bu tiyatroya her zaman değer verip doldurdunuz. Bu tiyatroya enkaz halinde geldik. Bu sahnenin üzerinde örülmüş bir duvar, bir film perdesi acayip filmler oynatılıyordu. O kadar iyi dostları vardı ki arkadaşları destek oldu. Her şeyini buraya yatırdı Ferhan… Çok güzel oyunlar oynadık. Çok güzel üç çocuğum var, Mert’in de babası her şeyinde emeği var… Gerçekten çok güzel bağları vardı çocuklarla… Yaşamayı bilmek doğmayı, bilmekle ölmeyi bilmenin arası… Doğmayı bilmiyoruz, bizi doğruyorlar… Ölmeyi nereden bilelim. Birkaç kez ölünmüyor ki! İkisini de bilmezken ikisinin arasındaki yaşamayı nerden bilelim. Ustam sen ikisinin arasındaki yaşamayı bana, bize evlatlarına, ailene, dostlarına, seyircine, öğrencilerine, Türk halkına bütün bunlarla ışık oldun. Sana her şey için çok teşekkür ediyoruz. Bilgeler ölmez… Varsayalım ölmedin!” ifadelerini kullandı.
'Benim bu babam Don Kişot'muş ve yel değirmenleriyle savaşıyormuş'
Mert Baykal ise, "Anladım ki insanın iki tane babası olabilirmiş, dağ gibi iki tane babası olabilirmiş. Ben bugün bir tanesini kaybettim. Benim bu babam Don Kişot'muş ve yel değirmenleriyle savaşıyormuş" ifadelerini kullandı. Eşi Elif Durdu Şensoy da gözyaşları içinde, kendilerini yalnız bırakmadıkları için herkese teşekkür etti.
'Türk tiyatrosu ulu bir çınarını kaybetti'
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, "Türk tiyatrosu ulu bir çınarını kaybetti. Bu toprakları ve insanımızı çok sade ve yalın şekilde anlatan çok güçlü bir dili ve yazım yeteneği vardı. Toplumumuzun her kesimi tarafından sevilmesi, takdir edilmesi bunun en önemli ispatı" dedi.
'En yaratıcı yazarlarından biriydi'
Ekrem İmamoğlu, "Türkiye'nin ve bence Türkçe'nin de en yaratıcı yazarlarından biriydi, uluslararası bir sanatçıydı. Güldürü geleneğimizi bir simgesi olan kavuğu 30 yıl taşımız bir tiyatrocu olarak örnektir Şensoy'un hayatı" ifadelerini kullandı.
Törende son olarak Mert Baykal'ın hazırladığı bir video gösterildi. Törenin sonunda salonda bulunanlar Şensoy'u ayakta alkışlayarak sahnede bulunan tabutuna kırmızı karanfiller attı.
Teşvikiye Camii'ne getirildi
Törenin ardından Şensoy'un cenazesi cenaze namazı için Teşvikiye Camii'ne getirildi. İkindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Ferhan Şensoy'un naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.