Barış Soydan
Borsadaki peri masalı kabusa mı dönüyor?
Borsa İstanbul’da tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Geçen ayın ortasında kamu bankaları Vakıfbank ile Halkbank’ın hisseleri öncülüğünde çılgın bir tırmanış başladı. Yükseliş bu ay da sürdü. Vakıfbank hissesindeki yükseliş dün sabah itibariyle yüzde 220’yi, Halkbank’ta yüzde 196’yı bulmuştu. Böyle bir getiri kripto paralarda dahi yok. Olsa olsa kumarda var.
Dün akşam saatlerinde ise sert satışlarla borsa birdenbire çakıldı. Düşüşün yüzde 5’i geçmesi üzerine devre kesiciyle işlemler durduruldu. Borsadaki peri masalının kaldığı yerden devam mı edeceğini yoksa kabusa mı döneceğini bugün göreceğiz. Ama ne olursa olsun yaşananlar çok tuhaf.
Peri masalının en dikkat çekici noktalarından biri, borsadaki dev sanayi şirketlerinin birçoğunun yükselişe katılmamış olmasıydı. Dün sabah itibariyle Türkiye ekonomisinin bel kemiği olarak tanımlanabilecek şirketlerden Erdemir Ereğli’de aylık yükseliş yüzde 19, Şişecam’da yüzde 17, Tofaş’ta yüzde 15, Arçelik’te yüzde 13 ile sınırlıydı. Bunlar da fena getiriler değil ama kamu bankalarındaki yüzde 200’ün yanında lafı bile edilmez.
Evet, ikinci çeyrekte bankacılık kesiminin kârlarında büyük artışlar yaşandı. Ama Vakıfbank ve Halkbank hisselerindeki yükseliş, bununla da açıklanamayacak kadar yüksek.
Kamu bankalarının hisselerinin hangi aracı kurumlar aracılığıyla alındığını gösteren takas bilgileri ilginç bir gerçeği ortaya koyuyor: Bu hisselerin büyük kısmı bankaların kendi aracı kurumlarında.
Halkbank hisseleri hangi aracı kurumlarda?
Vakıfbank hisseleri hangi aracı kurumlarda?
Doğru, herkes kamu aracı kurumları üzerinden hisse alım satımı yapabilir. İyi de vatandaş ya da kurumsal yatırımcılar kamu bankalarının hisselerini alacak olsa neden neden sadece kamu bankalarının aracı kurumlarını kullansın?
Öyleyse?
Ekonomist Artunç Kocabalkan geçtiğimiz günlerde ilginç bir Tweet paylaştı: “Yeni KKM keşfedilmiş oldu: BİST.” KKM malum, kur korumalı mevduat demek. BİST ise Borsa İstanbul.
Kur korumalı mevduat geçen Aralık’ta doların 18.40 TL’yi gittiği günlerde apar topar uygulamaya sokulmuştu. Amaç, enflasyondan korunmaya çalışan tasarruf sahiplerinin dolara hücumunu durdurmaktı. KKM bir süre için gerçekten de etkili oldu, parası olanlar döviz, altın yerine KKM’yi tercih etti.
Ama KKM’nin istiap haddi doldu. Vatandaşın dolara, altına geçmesini engellemek, Türk Lirası’nda kalmalarını sağlamak için şapkadan yeni tavşan çıkarmak gerekiyordu.
Öyle anlaşılıyor ki, şapkadaki yeni tavşan borsa. Hesap basit: Dolar alacağına kamu bankalarının hisselerini al, yüzde 200 kazan.
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati geçtiğimiz hafta sonu “Borsa her geçen gün daha cazip hale geliyor” dedi. Şöyle devam etti: “BİST 100 endeksi 2 aydır rekor üstüne rekor tazeliyor. Öyle ki, bu yükseliş, Temmuz 2005'ten bu yana en güçlü ralliye işaret ediyor. Borsamızdaki yükselişin temelinde ekonomimizin artan üretimi ve istihdam kapasitesi yatıyor.”
Borsadaki yükselişin temelinde Nebati’nin dediği gibi üretim ve istihdam artışı olsa sanayi şirketlerinin hisselerinin de rekor kırması gerekmez mi? Gördüğümüz gibi durum öyle değil.
Bu, Nebati’nin borsayla ilgili tek değerlendirmesi değil. Geçtiğimiz hafta da şöyle demişti: “Borsamız son dönemdeki performansıyla diğer gelişen ülke borsalarından pozitif yönde ayrışmış durumda. İlerleyen dönemde de bu güçlü seyrin sürmesini bekliyoruz.”
Yükseliş ya sürmezse? Bakan’a güvenip paralarını borsaya yatıranların vebali ne olacak?
Her çıkışın bir inişi var. Borsaya son vagondan binenler, bankacılık hisselerinin çıktığı gibi düşeceğini de hesap etmeli.