Zarrab davasında ifade veren eski polis için Fethullah Gülen'in mektup yazdığı ortaya çıktı!

Zarrab davasında ifade veren eski polis için Fethullah Gülen'in mektup yazdığı ortaya çıktı!
Atilla'nın avukatı Todd Harrison, Türkiye'de 17 ay cezaevinde kalan, Şubat 2016'da tahliye edilen Hüseyin Korkmaz için, Gülen'in Nisan 2015 yılında, o dönemde görevli olan bir hakime mektup yazdığını açıkladı.

Atilla'nın avukatı Todd Harrison, Türkiye'de 17 ay cezaevinde kalan, Şubat 2016'da tahliye edilen Hüseyin Korkmaz için, Gülen'in Nisan 2015 yılında, o dönemde görevli olan bir hakime mektup yazdığını açıkladı.

Mektupta sadece Korkmaz'ın değil, FETÖ bağlantılı çok sayıda kişinin isminin olduğunu, mektubun da o dönemde 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi olan Mustafa Başer'e yazılmış olduğunu kaydeden Harrison, mektubu Hüseyin Korkmaz'a da gösterdi. Korkmaz ise, kendisinin “FETÖ, Gülen Hareketi ya da cemaatle hiçbir şekilde ilgisi bulunmadığını” öne sürerek, mektup için “bu mektubu bilmiyorum. Hakim Başer'i de tanımıyorum. Sadece Nisan 2015'te hakkımda bir tahliye kararı olduğunu avukatımdan duydum” açıklaması yaptı. Hakim Mustafa Başer'in içinde kendisinin de olduğu FETÖ sanıklarının tahliyesine ilişkin kararı konusunda ise Korkmaz, “Bu belgeyi hiç elime almadım. Kimin verdiğini de bilmiyorum. Sadece avukatımdan hakkımda tahliye kararı verildiğini öğrenmiştim” dedi. Korkmaz, “Bu iddialar çok saçma. Ne Fethullah Gülen'i tanırım, ne de Hakim Başer'i tanırım. Tanışmıyorum kendileriyle” dedi.

FETÖCÜ POLİS, ABD'YE DE “TAHRİF EDİLMİŞ” BELGELER GÖTÜRMÜŞ

Atilla'nın avukatı Todd Harrison ayrıca Hüseyin Korkmaz'ı Türkiye'den ABD'ye kaçırdığı 17 Aralık 2013 operasyonuna ilişkin belgeler konusunda da sorguladı. Sorgulama sonucunda Korkmaz'ın ABD'ye kaçırıp New York Güney Bölge Federal Savcılığına teslim ettiği belgelerde de “tahrifat” olduğu ortaya çıktı. Korkmaz belgeleri altı ayrı seferde, beşini soruşturma savcısından, sonuncu bölümünü ise Haziran 2016'da adli bilirkişiden aldığını açıkladı.

Harrison Korkmaz'a, bilirkişiden aldığı belgelerde “tahrifat olup olmadığını” sordu. Korkmaz ise, bilirkişinin kendisine belgelerdeki imza bloklarını sildiğini anlattığını kaydetti. ABD savcılığına sunulan dijital belgelerde “meta data” yani profil bilgilerinin, Amerikalı savcılara teslim edilmeden önce değiştirilmiş olduğu sorgu sırasında bizzat Korkmaz tarafından da teyid edildi. Ancak daha sonra Savcının yeniden sorgulamaya başladığı Korkmaz, belgelerin tahrif edilmediğini iddia etti.

SAVCININ ADINI VERMEDİLER: KORKMAZ, “FİRAR ETTİ” DEDİ

Korkmaz, 17 Aralık belgelerini ilk olarak 25 haziran tarihinde operasyon talimatını veren savcının ofisinde, “Savcı'dan izin alarak” kopyalamaya başladığını, ardından iki kez Ocak 2014, bir kez Şubat 2014 ve son kez de Temmuz 2014'te yine savcıdan aldığını açıkladı. Ancak ne Korkmaz sözkonusu savcının adını verdi, ne de Savcılık ya da Atilla'nın avukatları bu kişinin kimliğini sordu. Korkmaz, sözkonusu savcının 17 Aralık soruşturmasından hemen sonra yerinin değiştiğini, ardından görevden alındığını, kendisinin Türkiye'de hapiste olduğu dönemde de “firar ettiğini televizyondan öğrendiğini” söyledi.

“BELGELERİ KOPYALAMANIN SUÇ OLDUĞUNU BİLİYORDUM”

İfadesi boyunca sürekli “kendisinin polis olarak yetiştirildiğini, görevinin de adaleti sağlamak olduğunu” tekrarlayan Hüseyin Korkmaz, 17 Aralık operasyonu belgelerini yetkisiz şekilde kopyalamasını ve ardından da Türkiye dışına kaçırmasını “suç olduğunu bildiğini” söyledi. Korkmaz, Atilla'nın avukatı Todd Harrison'un “bir polis memur olarak, yetkiniz olmadığı halde resmi evrakları kopyalamanızın, ardından da ülke dışına çıkarmanızın suç olduğunu bilmiyor musunuz?” sorusuna, “evet biliyorum” yanıtını verdi.

Korkmaz, İstanbul'daki köprü karakolundan Hakkari'ye tayin edildiğinde ise çaldığı belgeleri şifreleyerek hard diske ve flash belleğe kaydettiğini, kendisi Hakkari'deyken de annesine emanet ettiğini açıkladı.

17 ARALIK'TAN SONRA RAPOR ALMIŞ, İŞE GİTMEMİŞ AMA 25 ARALIK'TA SAVCIYI ZİYARETE GİTMİŞ

Yine Hüseyin Korkmaz'ın çapraz sorgusunda 17 Aralık operasyonundan hemen sonra, 22 Aralık'ta tayininin çıkmasına rağmen “doktor raporu alarak, 31 Aralık 2013'e kadar ilişiği kesmediği de ortaya çıktı. Ancak mahkemede avukatın sorularına karşılık “o dönemde gerçekten hastaydım. Strese bağlı basurum zuhur etmişti” demesine rağmen, raporlu olduğu dönemde, 25 Aralık 2013 tarihinde savcılığa gittiğini de anlattı. Korkmaz, 25 Aralık günü savcılığa gittiğinde, 17 Aralık savcısının ofisinde olduğunu, burada “savcının izniyle 17 Aralık operasyonuna ilişkin sesleri kaydettiğini” söyledi.

15 TEMMUZ'DA NE OLDUĞUNU BİLMİYORMUŞ: DARBE DEMEDİ, “HADİSE” DEDİ…

Korkmaz, Atilla'nın avukatı Todd Harrison'un 15 Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe konusundaki sorularına ise ısrarla yanıt vermekten kaçındı, kaçamak cevaplar verdi.

Kendisinin bu darbeyle bir ilişkisi bulunmadığını öne süren Hüseyin Korkmaz, Harrison'un “Türkiye'den 15 Temmuz darbesinden hemen sonra, Ağustos 2016'da kaçtığınız doğru mu?” sorusuna ise, “15 Temmuz'da bir hadise olduğunu biliyorum. Ancak bunun bir darbe olup olmadığını bilmiyorum. Darbeci değilim, darbe uzmanı değilim, darbeyi soruşturan kişi de değilim” dedi. Avukat Harrison'un 15 Temmuz günü TSK'daki Gülen takipçisi askerlerin tanklar, uçak ve helikopterlerle TBMM'ye saldırmalarını, ateş açmalarını hatırlatması üzerine ise Korkmaz, İstanbul'da olduğunu, “bir hadise olduğunu farkında olduğunu” ancak mahiyetini bilmediğini söyledi. Avukat Harrison'un “Şubat 2016'da cezavinden tahliye oldunuz. Ama Şubat'ta Türkiye'den ayrılmadınız, Mart'ta, Nisan'da, Mayıs'ta, Haziran'da, Temmuz'da ayrılmadınız. Ancak 15 Temmuz darbesinden çok kısa bir süre sonra, Ağustos 2016'da Türkiye'den kaçtınız. Doğru mu?” sorusuna ise Korkmaz, “Bir hadise olduğunu biliyorum. Ama iç yüzünü bilmiyorum. 15 Temmuz gecesi bir hadise oldu, kimler yaptı bilmiyorum. Arkasında kimler var bilmiyorum. Ama ilk dakikasından itibaren bu hadisenin benim aleyhime olduğunu hissettim” dedi.

KORKMAZ DEĞİL, AMERİKA'DAKİ SAVCILIK ONUNLA İLETİŞİM KURMUŞ

Korkmaz'ın ifadesinde dikkat çeken bir başka unsur ise, kendisinin tanık olmak için ABD'deki New York Güney Bölge Federal Savcılığı ile temasa geçmediğini, savcılığın avukatı aracılığıyla kendisiyle temas kurduğunu iddia etmesi oldu.

Korkmaz, Amerika'daki savcılığın Nisan 2016'da avukatı ile bağlantıya geçtiğini, bir ön görüşme yaparak, kendisinin 17 Aralık soruşturmasını gerçekleştiren ekipte olup olmadığını, elinde belge bulunup bulunmadığı konusunda avukatından bilgi aldıklarını söyledi. “O tarihte benimle bağlantıya geçmediler. Avukatla bağlantı kurdular. Avukatım bana sadece bilgi verdi. Bu bir ön görüşmeydi, tanıklık konusunun gündeme gelip gelmediğini bilmiyorum. bir ön görüşme olmuş. Benim 17 Aralık konusunda bilgiye vakıf olup olmadığım, bu soruşturmada görev alıp almadığım sorulmuş” dedi.

Ardından Temmuz 2016'da yine avukatının Amerikalı savcılarla görüştüğünü anlatan Hüseyin Korkmaz, bu görüşmede “daha somut, tanıklık ile ilgili konuların görüşüldüğünü” avukatının kendisine ilettiğini açıkladı.

Korkmaz, Ağustos 2016'da kaçak şekilde Türkiye'den ayrılmasının ardından ABD yetkilileri ile nasıl iletişim kurduğu konusunda ise bilgi vermedi.

Etiketler :