'Süleyman Soylu, Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içine girdi'

'Süleyman Soylu, Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içine girdi'
Gazeteci Barış Pehlivan, Sedat Peker'in suçlama ve iddialarına yayınlarında yer verdiği gerekçesiyle, Bakan Soylu'nun şikayeti üzerine Halk TV ve KRT'ye gelen para cezalarını "Soylu, Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içinde" sözleriyle değerlendirdi.

Gazeteci Barış Pehlivan, son yazısında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) televizyon kanallarına verdiği cezalarla ilgili, "Demem o ki mayıs ayında Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içine girdi Süleyman Soylu. Nedenini yakında anlarız" ifadelerine yer verdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatı aracılığıyla 24 Mayıs'ta RTÜK'e iki dilekçe verdiğini belirten Pehlivan, Soylu’nun birinde Halk TV'de ekrana gelen 'Asıl Mesele' diğerinde KRT'de ekrana gelen 'Olağan İşler' programından şikayetçi olduğunu ifade etti.

'Kişilik haklarına saldırı içerikli hakaret ve iftira' içerdiği gerekçesiyle Soylu'nun bu dilekçeleri verdiğine dikkat çeken Pehlivan, bu programlarda Sedat Peker'in iddia ve suçlamalarının konuşulduğunu belirterek şöyle yazdı:

"İşin rutini gereği, şikâyet üzerine RTÜK uzmanları bir rapor hazırladı ve bunu üst kurula sundu. Şimdi... İşin bam teli tam da burası.

Ne ilginçtir: Süleyman Soylu’nun avukatı Uğur Kızılca ceza verilmesini istediği maddeleri şikâyet dilekçesinde yazarken RTÜK Kanunu’nun 8. maddesinin 'i' bendini de hatırlatıyordu. Neydi, yayın kurallarıyla ilgili o bent:

'Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.'

Sahi, ne demek oluyordu bu?

Soylu’nun avukatı tam da yazının girişinde aktardığım gibi 'Soylu’nun suçluluğu henüz kanıtlanmadı' demiyor muydu? Dahası...

Dedim ya, RTÜK uzmanları rapor hazırladı. Halk TV için hazırlanan raporda, kanunun 8. maddenin birinci fıkrasındaki 'ç' bendinden ceza verilmesi talep ediliyordu. Yani, 'Yayın kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez' maddesi öne sürülüyordu.

Ancak KRT’deki program için Soylu’nun avukatının işaret ettiği ve yukarıda vurguladığım 'i' bendinden ceza isteniyordu. Sonuç ne mi oldu? Şu:

RTÜK Üst Kurulu, masasına konulan RTÜK uzmanlarının raporundaki maddeyi son anda değiştirdi. KRT’ye de tıpkı Halk TV’ye olduğu gibi 'ç' bendinden ceza verdi.

Kuşkusuz, iki ceza da politik ve adaletsizdi. Lakin aksi olsaydı... Yani 'i' bendinden ceza verilseydi, yani hem Soylu’nun avukatı hem de RTÜK uzmanlarının sözü dinlenseydi Türkiye’de şu an nasıl bir tartışma yaşanırdı, farkında mısınız?

Ve ne ilginçtir...

İlk Sedat Peker gündeme getirmişti Engin Sigorta’yı. Süleyman Soylu’nun yazıcısından çıkan poliçe sesini sevdiği aile şirketini... Gazeteci Çiğdem Toker’den öğrendik ki Soylu 13 Mayıs’ta da o şirketindeki hisselerini devretti.

Demem o ki mayıs ayında Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içine girdi Süleyman Soylu. Nedenini yakında anlarız."

Ne olmuştu?

Halk TV ve KRT'ye yayınlarında Sedat Peker'in iddiaları ve suçlamalarına yer vermesi sebebiyle, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından 'Kişilik haklarına saldırı içerikli hakaret ve iftira' gerekçesi belirtilerek RTÜK tarafından yüzde 3 para cezası kesilmişti.