'Eğitim sistemi zeka seviyesini düşürüyor!'

'Eğitim sistemi zeka seviyesini düşürüyor!'
İstanbul'da 672 çocuk ile yüz yüze görüşülerek yapılan "Zeka Seviyesine Etki Eden Faktörler" araştırmasının sonuçları açıklandı. 2 yılda tamamlanan çalışma çarpıcı tespitler içeriyor.

TÜM Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) Başkanı Tunahan Coşkun tarafından yapılan araştırmada, eğitim uzmanları ve psikologlardan oluşan 20 kişilik ekip 672 çocuğun her biriyle yaklaşık 1 buçuk saat yüz yüze görüştü. 2 yıl süren çalışma, anne babanın eğitim durumu, çocuğun gittiği okulun türü, kardeş sayısı ve sırası, yaşadığı ilçe ve bölge gibi birçok farklı etkenin zeka puanı üzerindeki etkilerini belirledi. İlk kez bu kadar geniş çaplı bir araştırmaya imza attıklarını altını çizen TÜZDER Başkanı Tunahan Coşkun, "Yüzde 33'ünün kız, 67'sinin erkeklerden oluştuğu çocuklara Stanford-Binet gibi uluslararası geçerliliği olan testler uyguladık. Yaptığımız bilimsel bir çalışmaydı. Sonuçları hem ulusal hem uluslararası mecralarda yayınlanacak" dedi.

'STANDART EĞİTİM ZEKA SEVİYESİNİ DÜŞÜRÜYOR'

Araştırmada zekayı etkileyen 10 faktörü mercek altına aldıklarını anlatan Tunahan Coşkun, çocuğun sınıf seviyesi arttıkça zeka seviyesinin düştüğünü açıkladı. Anaokulundan 8'inci sınıfa kadar çocuğun IQ düzeyini incelediklerini aktaran Coşkun, "Çocukların maalesef sınıf seviyeleri arttıkça zeka puanlarında yani IQ'larında bir düşüş gözlemledik. Bunun nedeni de standart bir eğitimin uygulanması, müfredatın her yerde sabit olması, çok fazla farklılaştırmanın olmaması olabilir. Bu nedenlerin IQ'da yaklaşık 5 puanlık bir düşüşe neden olduğunu gördük" dedi.

'AİLENİN İLK ÇOCUĞU DAHA ZEKİ'

Kardeşler arası zeka düzeyini de incelediklerini kaydeden Coşkun, ilk çocukların daha zeki olduğunu sonucuna ulaştıklarını söyledi. Burada genetik aktarımın daha kuvvetli olabileceğine dikkat çeken Coşkun, "Anne ve babanın ilk çocuğu desteklediğini biliyoruz. Dolayısıyla ilk çocuklar  diğer çocuklara göre daha zeki çıktılar" dedi.

'EBEVEYNİN EĞİTİM DÜZEYİ DE ZEKAYI ETKİLİYOR'

Genetik aktarımın yanı sıra anne ve babanın eğitim düzeyinin de çocuğun zeka düzeyini belirlemede etkili olduğunu vurgulayan Coşkun, "Anne babanın eğitim düzeyi ile çocuğun IQ düzeyi arasında bir bağlantı olup olmadığını merak ettik. Burada ilkokul, lise, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve üzeri diye aileleri kategorilere ayırdık. Ön lisans ve lisans ile lise düzeyindeki bir ebeveynin çocuğu arasında yaklaşık 7 puanlık bir IQ puanı farklılığı gözlemledik. Burada anne ve babanın çocuk üzerindeki ilgisinin bu puan farkına etkisi olduğunu düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'İL VE İLÇELER ARASINDA IQ FARKI YOK'

Farklı illerde ve ilçelerde yaşayan çocukların zeka düzeyleri arasında ise bir farka rastlanmadığını vurgulayan Coşkun, "İstanbul'daki ilçeleri kategorize ettik ve çocukların zeka seviyeleri arasında bir fark olup olmadığına baktık. Bunu İstanbul ilçelerinin yanı sıra il ve bölgeler bazında da yaptık. Türkiye geneline yaydığımızda hem ilçeler hem bölgeler arasında bir fark göremedik. Bölgenin çocuğun IQ seviyesini etkilemediğini gördük. Bunda Türkiye genelinde aynı müfredatın uygulanmasının etkili olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu. Coşkun anne ve babası boşanan çocukların da IQ'larında da diğer çocuklara göre bir fark olmadığını söyledi.

'ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLAR FARK EDİLEMİYOR'

Çoğu zaman çocuğun üstün zekalı olduğunun fark edilemediğinin altını çizen Coşkun, ebeveyn ve öğretmenlerin dikkat etmesi gereken hususları şu sözlerle sıraladı:

"Doğumla birlikte aşırı hareketlilik, çocuğun enerjisinin yüksek olması, uykularının az olması, kıyafetlerinin etiketlerinden rahatsız olması, üzerine atılan battaniyeye karşı bile oluşan hassasiyet, kelime haznesinin genişliği, genelde akranlarından önce okuma ve yazmayı öğrenmesi, liderlik yeteneğinin yüksek olması birer üstün zekalılık belirtisi.  Ancak burada son sözü uzman bir psikolog söyleyecektir. Aileler 4 yaş sonrası çocukların zeka seviyesini ölçtürmeliler. 'Çocuğumun hangi özellikleri iyi, hangileri zayıf ve bunları nasıl geliştirebilir' gibi bir tarama yaptırmalılar."

'EKRANI KAPATTIĞINIZDA ALTERNATİF SUNUN'

Üstün zekalı çocukların 3 önemli ihtiyacı olduğunu belirten Coşkun, "Birincisi zihinsel doygunluk dediğimiz şey. Bu çocuklar maalesef normal okullarda zihnen doymuyorlar. Ailelerin çocukları zihnen doyuracak okulların tercih edilmesi lazım. Ekranı kapattığınızda çocuğunuza alternatifler sunabilmelisiniz. Ebeveynlerin artık evlerinde zeka oyunlarına alışkın olması lazım. Çünkü çocuğun ekranla teması neticesinde otizm, obezite, dikkat eksikliği, niteliksiz uyku gibi problemler baş göstermektedir" uyarısında bulunu.

'9 AYLIKKEN KONUŞTU'

Üstün zekalı bir çocuk babası olduğunu söyleyen Sinan Başoğlu, oğlu Ahmet Yiğit'in ilk kelimelerini 6 aylıkken söylediğini belirtti. Ahmet Yiğit'in 9 aylıkken akıcı şekilde konuşmaya başladığını anlatan Başoğlu, 3 yaşında uygulanan test sonrası çocuklarının üstün zekalı olduğunu öğrendiklerini anlattı.  Kızı Güneş'in 2 yaşında sayıları Türkçe ve İngilizce olarak sayabildiğini anlatan anne Şule Alkış ise, "Kızım bütün tekerlemeleri, İstiklal Marşı'nı biliyordu ve çok erken konuştu. Test sonucu üstün zekalı olduğu ortaya çıktı. Üstün zekalı çocuk yetiştirmek zor. Kendi yaşıtlarıyla anlaşamıyor ve bize çok faklı sorular sorabiliyorlar" dedi.

Kaynak: DHA