İşte Alper Taşdelen'in Politikyol'a yazdığı o yazı:

Çankaya, Büyük Atatürk’ün ilçesi. Ülkemizin imar ve inşa edildiği yer. Burada cumhuriyet değerlerine, demokrasiye, adalete, eşitliği ve her türlü ayrımcılığa karşı büyük bir duyarlılık var. Burası son derece toleranslı, örnek bir ilçe. Bu dokusunu da geçmişten bugüne koruyor.

Tolerans deyince sanılmasın ki, Çankaya halkı belediyecilikten yana hiçbir talepte bulunmuyor, belediye de ben ne yaparsam olur diyor? Elbette böyle bir şey yok. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Çankaya halkının da talepleri, hassasiyetleri var. Biz geride kalan 4,5 yılda sadece Çankaya halkını dinledik. Bilinenin tersine fermanı halk verdi, dermanı bizden geldi.

Türkiye’nin en büyük ilçesi Çankaya, Türkiye’nin en genç belediye başkanlarından birini seçti. Biz gençliği, iyi fotoğraf vermek için bir avantaj olarak değil, daha çok çalışmak için daha çok enerji olarak algıladık. Çankaya’da rekor üstüne rekor kırdık. Türkiye tarihinde hiçbir ilçe belediyesinin başaramadığı bir yatırım programını hayata geçirdik. Üstelik bunu bir kuruş borç almadan, bir kuruş kredi çekmeden, bir tek arsamızı dahi satmadan başardık.

4,5 yılda; 4 kültür merkezi, 7 kreş, 14 Çankaya Evi, 2 yüzme havuzu, 5 pazaryeri, 57 park, 7 biyolojik gölet, buz pateni salonu, 420 kişilik öğrenci yurdu gibi yapıları Çankaya’ya, Çankayalılara kazandırdık, kazandırıyoruz. 75 taksi durağı, 70 muhtarlık binasında tadilat ve yeniden inşa etmek suretiyle ayrım yapmadan hizmet verdik. 92 ibadethane ve 235 okula kapsamlı tadilat desteği verdik.

İnsanımızın her anlamda yanında olmak için; 55 bin kişiye özel hastanelerde yüzde 50’ye kadar indirim sağlayan Sağlık Kart, ihtiyaç sahibi 2000 aileye nakdi destek sağlayan Halk Kart projelerini hayata geçirdik.

Belediyemizde duvarları kaldırdık; ilk hizmetlerimizden biri olan Hoş Geldiniz Masası’nda bugüne kadar 535 bin vatandaşımızın belediye işlemlerini 4 dakikada yapabilmesini sağladık.

Görev dönemimiz boyunca 780 bin yurttaşımızı Ramazan çadırlarımızda, 26 bin yurttaşımızı Eskişehir, Amasra, Safranbolu, Konya, Kapadokya, Çanakkale kültür gezilerinde, 45 bin yurttaşımız açık hava yaz sinemasında konuk ettik. Sağlık ve evde bakım hizmetlerimizde de tüm vatandaşlarımıza eşit hizmet vermeye özen gösterdik. 27 bin yurttaşımıza evde sağlık, 4 bin 500 haneye evde temizlik, 140 bin yurttaşımıza da birinci basamak ile ağız ve diş sağlığı hizmeti verdik. Vatandaşlarımızın zor gününde yanında olmak için cenaze hizmetlerimizin kapasitesini yüzde 50 artırdık. Cenazesi bulunan evlere taziye çadırları kurarak ikramlarda bulunduk. Şehir dışı cenaze naklini, THY ile imzaladığımız protokol kapsamında daha kolay ve hızlı yapmaya başladık. Cenaze nakline refakat edecek iki kişinin yol masrafında da indirim yapılmasını sağladık.

Çankaya’nın Sokak ve caddelerinde 750 bin ton asfalt çalışması, 520 bin metrekare renkli desenli asfalt kaldırım çalışması gerçekleştirdik.

Bütün bunları rakam şişsin, reklam olsun, dostlar alışverişte görsün diye yapmadık. Hepsi halkımızın fermanıydı. Biz bu fermanların her birine derman olmak için çalışınca bu rakamlar ortaya çıktı.

Evet Çankaya, bazılarının dediği gibi bir kaledir ama burada fermanı halk verdiği için kaledir. Biz hepsine derman olduğumuz için Çankaya kaledir. Çankaya hizmet alan, Çankaya’da yaşayan herkesin kalesidir.

Çankaya; sadece ve sadece halk için çalışmanın, en değerli arsalarını halkın hizmetine sunmanın, halka hesap vermenin kalesidir.

Çankaya’da oturan bütün yurttaşlarımız bizim için eşittir. Hiçbir görüş, düşünce ve inanç ayrımı yapmadan herkese aynı hizmeti götürürüz. İşte Çankaya bunun için kaledir. Elbette ki Çankaya halkının bir siyasi görüşü, düşüncesi ve oy tercihi vardır.

Çankaya, Atatürk’ün, Cumhuriyetin, demokrasinin, birlikte yaşamanın, özgürlüğün kalesidir. Bunun içindir ki Ankara’da herkes Çankaya’da yaşamak ister, herkes Çankaya’da yatırım yapar. Aynı durumu CHP’li diğer belediyelerin yönettiği ilçe ve kentlerde de görürsünüz. Biz CHP’liler insanı insandan ayırmayız ve herkese eşit hizmet götürürüz. Her partiden insanın bu denli eşit, bu denli özgür yaşadığı bir ilçeyi tercih etmesinden daha doğal ne olabilir ki? Çok çalışan, üreten, paylaşan, derde derman olan bir belediyeyi sahiplenmesinden daha doğru ne olabilir ki? Başardıklarımız, Çankaya’nın neden kale olduğunun ve neden kale olarak kalacağının en açık ve net kanıtıdır.