“Atatürk, vatanından sonra en çok annesini severdi”

 “Atatürk, vatanından sonra en çok annesini severdi”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Kadın Kolları Başkanlığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı ölümünün 92. Yıldönümünde ‘Zübeyde Hanım Parkı’ndaki ‘Zübeyde Hanım Büstü’ önünde saygıyla...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Kadın Kolları Başkanlığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı ölümünün 92. Yıldönümünde ‘Zübeyde Hanım Parkı’ndaki ‘Zübeyde Hanım Büstü’ önünde saygıyla andı.

Büst önüne karanfiller bırakan CHP’li kadınlar adına konuşan CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Av. Rukiye Çinkılıç, Zübeyde Hanım’ın 1857 yılında Selanik yakınlarındaki Langaza’da dünyaya geldiğini, çocukluk ve gençlik yıllarını burada babasının çiftliğinde geçirdiğini hatırlattı.

“ATATÜRK, ANNESİNE SAYGIDA KUSUR ETMEMİŞTİR”

Zübeyde Hanım’ın damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hala Toros dağlarında özgür yaşamlarını sürdüren sarışın Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlandığını belirten Av. Çinkılıç,“Zübeyde hanımın soyu, Konya Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da Rumeli’deki diğer Yörük gruplarından farklı olarak “Konyarlar” diye anılan Yörüklerdendir. Zübeyde Hanım, güçlü bir karaktere ve sağlam bir iradeye sahiptir. Doğru bildiği şeyler uğruna sonuna kadar mücadele etmiştir. Doğuştan akıllıdır. Yalnız yeteri kadar eğitim görmemiştir. Okuma yazmayı ailesinden öğrenmiştir.Az çok okuma yazma bildiği için kendisine “Zübeyde Molla” denilmiştir.Belli ki Mustafa Kemal, hem görünüşüyle hem de içsel özellikleriyle annesine çekmiştir” dedi.

Hiç kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk’ün vatanından sonra en çok sevdiği kişinin annesi Zübeyde Hanım olduğuna dikkati çeken Av. Çinkılıç, “Atatürk’ün, annesi Zübeyde Hanım’a duyduğu derin sevgi tüm ömrü boyunca devam etmiştir.Bu sevginin en önemli nedenlerinden biri, Mustafa Kemal’in çok küçük yaşta babasız kalması ve bu süreçte Zübeyde Hanım’ın büyük fedakârlıklar göstermesidir.Annesine minnet duyan oğul, o yüce anaya hiçbir zaman saygıda kusur etmemiştir” diye konuştu.

“ANNEMİN ÖLDÜĞÜNÜ BİLİYORUM”

Mustafa Kemal’in çocukluk ve ilk gençlik yılları dışında sıklıkla annesinden ayrı kaldığını, annesini çok seven bir oğul olarak annesinden uzak kaldığı dönemlerde anne hasretini derinden hissettiğini, tüm güçlüklere rağmen her fırsat bulduğunda annesini ziyaret etmeyi de ihmal etmediğini vurgulayan Av. Çinkılıç, şunları söyledi:

“Mustafa Kemal son olarak Kurtuluş Savaşı yıllarında annesinden ayrı kalmıştır; fakat anne hasretine dayanamamış olsa gerekir ki, annesini Ankara’ya yanına aldırmıştır..Anne ve oğul üç yıl ayrılıktan sonra nihayet kavuşmuşlardı. Zübeyde Hanım bir süre Çankaya Köşkü’nde kalmış; ancak kısa süre içinde İstanbul’dan beri devam eden hastalığı iyice artmıştır. Mustafa Kemal, hasta annesine İzmir havasının iyi geleceğini düşünmüştür. Zübeyde Hanım, uzun uğraşlardan sonra, İzmir’e gidip bir süre kalması için ikna edilebilmiştir.Zübeyde Hanım, İzmir’de Mustafa Kemal’in evliliği düşündüğü Latife Hanım’ın Karşıyaka’daki yazlık evlerinde kalmıştır.Burada bulunduğu sırada hastalığı iyice ağırlaşan Zübeyde Hanım 14 Ocak 1923’te vefat etmiştir.Mustafa Kemal ise bu sırada Ankara’dan başlayan ve Batı Anadolu’yu kapsayan bir yurt gezisine çıkmış ve 15 Ocak’ta Eskişehir’e gelmiştir.

Gün ağarmak üzeredir.Mustafa Kemal emir eri Ali Çavuş’u çağırıp, “Bir haber var mı?” diye sormuştur.Ali Çavuş, “Şifre geldi ama çözülmedi” diye yanıt verince, mavi gözleri çakmak çakmak olan Mustafa Kemal hafifçe başını kaldırıp Ali Çavuş’a hüzünle bakarak, “Annemin öldüğünü biliyorum. Bir rüya gördüm.Yeşil tarlalarda annemle dolaşıyordum.Birden bire bir fırtına çıktı, anamı alıp götürdü” demiştir. Deşifre edilmiş telgraf kendine verildiği zaman gözlerini kapamış, derin bir nefes almış, başını hafifçe öne eğmiş, bir an düşündükten sonra “İzmir’e gitmiyoruz. Treni İzmit’e çevirsinler” talimatını vermiştir. Mustafa Kemal, aynı gün, İzmir’de bulunan başyaver Salih Bozok’a şu telgrafı çekmiştir: “...Verdiğiniz elim haber beni çok müteessir etti. Merhumenin münasip bir tarzda merasim-i tedfiniyesini (İslami kurallara uygun bir şekilde cenaze törenini) ifa ettiriniz.Cenab-ı Hak milletimize hayat ve selamet versin.”

Mustafa Kemal, görevini tamamladıktan sonra 27 Ocakta  İzmir’e gelir.Trenden iner inmez, annesinin Karşıyaka’da mezarını ziyarete gider ve büyük bir teessür ve heyecan içinde gözleri dolu dolu;"Annem ölmüş, bu hazin hakikat karşısında benim için teselliye sebeb bir nokta var; Kurtuluşu hepimiz için, gaye-i emel ifade eden bu güzel İzmir’in mukaddes topraklarına gömülmüş olmasıdır. Annem benim için çok sıkıntılar çekti. Allah orada ona rahat uyumasını nasip etsin." diye içini döktü.”

Zübeyde Hanım’ın doğurduğu ‘O’ evladın bir ulusu esir olmaktan, köle olmaktan kurtardığının altını çizen Av. Çinkılıç, “O evlat sayesinde bugün Türkiye’de camilerden ezan sesleri yankılanabilmekte, Müslümanlar 92  yıldır özgürce ibadetlerini yapmakta, çağdaş medeniyet seviyesindeki ülke yurttaşı olma yolunda ilerlemektedir” diye konuştu

CHP ilçe kadın kolları başkanları, il yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda partili kadının katıldığı anma etkinliğine, Av. Çinkılıç’ın açıklamasının sonuna doğru Zübeyde Hanım Parkı’na gelen Türk Kadınlar Birliği (TKB) Adana Şube Başkanı Ayşe Birkölge ve TKB üyeleri de destek verdi.

Katılımcılar Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, annesi Zübeyde Hanım ve şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunup, Zübeyde Hanım Büstü’ne kırmızı karanfiller bıraktılar.