Afla 50 bin hükümlü tahliye edilmişti! Kadınları bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekti

Afla 50 bin hükümlü tahliye edilmişti! Kadınları bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekti
AKP tarafından TBMM’den geçirilen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 11. Yargı Paketi kapsamında 50 bin hükümlü tahliye edilirken ÇYDD'den yapılan açıklamada, “Af adı altında, suçun niteliği ve toplumsal etkileri gözetilmeden gerçekleştirilen tahliyeler; özellikle kadınlar için yaşamı doğrudan tehlikeye atan bir ortam yaratmaktadır" denildi.

Kamuoyunda Covid Affı olarak bilinen düzenlemeyle, 50 bin hükümlü cezaevlerinden tahliye edildi. Birçok siyasi ve kadın derneği, affın yaratacağı toplumsal tehlikelere dikkat çekerken geçtiğimiz günlerde, afla tahliye edilen bir şahsın serbest kaldığı gün eşini öldürmesi infial yarattı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD), söz konusu düzenlemeye ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’de yürürlüğe giren 11. Yargı Paketi ile birlikte, ‘af’ niteliği taşıyan düzenlemeler kapsamında binlerce suçlunun tahliye edilmesi, kamuoyunda derin bir güvensizlik yaratmıştır. Toplumsal güvenliği doğrudan ilgilendiren bu süreç, ne yazık ki daha ilk günlerinde geri dönüşü olmayan sonuçlar üretmiştir. Uyuşturucu ticareti suçundan tahliye edilen bir erkeğin, serbest bırakıldığı gün 28 yaşındaki bir kadını katletmesi; plansız ve denetimsiz yürütülen bu tür düzenlemelerin ne denli ağır bedeller doğurabileceğini açık biçimde göstermektedir.” denildi.

ydd.jpg

“YENİ ŞİDDET DÖNGÜLERİNİN ÖNÜNÜ AÇMAKTADIR”

Suçla mücadelede temel ilkenin cezasızlık değil, hukukun üstünlüğü ve toplumun korunması olması gerektiği burgulanan açıklamada, “Af adı altında, suçun niteliği ve toplumsal etkileri gözetilmeden gerçekleştirilen tahliyeler; yalnızca adalet duygusunu zedelemekle kalmamakta, aynı zamanda özellikle kadınlar için yaşamı doğrudan tehlikeye atan bir ortam yaratmaktadır. Kamusal güvenliği öncelemeyen, risk analizi yapılmadan hayata geçirilen her düzenleme, yeni şiddet döngülerinin önünü açmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

af2-001.webp

“YAŞAM HAKKINI KORUYAN POLİTİKALAR HAYATA GEÇMELİDİR”

“Bugün gelinen noktada, 2025 yılı içerisinde en az 446 kadının, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu sayı; sistematik bir eşitsizlikten, yetersiz koruma mekanizmalarından ve kadınların yaşam hakkını öncelemeyen politikalardan beslenen yapısal bir soruna işaret etmektedir.” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Kadın cinayetleri, yalnızca bireysel suçlar değil; hukuki, toplumsal ve siyasal sorumluluk alanlarıyla doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ne bir an önce geri dönülmeli; kadınlara yönelik şiddeti önleyen, suçu karşılıksız bırakmayan ve kadınların yaşam hakkını koruyan bütünlükçü politikalar kararlılıkla hayata geçirilmelidir” sözleri sarf edildi.

Açıklamanın devamında, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak, kadınların özgürce konuşabildiği, düşünebildiği, üretebildiği ve korkmadan yaşayabildiği bir dünya için mücadeleyi sürdürüyoruz. Adaletin, eşitliğin ve yaşam hakkının savunucusu olmaktan vazgeçmeyecek; hukukun gerçekten toplumdan yana işletildiği bir düzen için sorumluluk almaya devam edeceğiz. Toplumsal eşitlik, ancak kadınların şiddetten arınmış, özgür ve güvende olduğu bir yaşamla mümkündür.” ifadeleri kullanıldı.

Kaynak:ANKA