İliç'teki siyanür sızıntısında bilirkişi skandalı

İliç'teki Anagold Altın Madeni'deki siyanür sızıntısına ilişkin bilirkişi incelemesiyle Bakanlık raporunun tamamen zıt olduğunu belirten avukat Atal, suç duyurusunda bulunduklarını duyurdu. Atal, 2 bilirkişinin görevlerini kötüye kullandıklarını belirtirken ziraat bilirkişisinin akan dereyi kuru gösterdiğini de kaydetti.

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Türk-Kanada ortaklılığıyla işletilen Anagold Altın Madeni'nde yaşanan siyanür sızıntısının ardından çevre aktivisti Sedat Cezayirlioğlu suç duyurusunda bulundu. Konuyla ilgili soruşturma başlatılırken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da maden sahasında yaptığı çalışmalardan sonra çevreye verilen zarar nedeniyle şirkete 16 milyon TL para cezası ve siyanür sızıntısının bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması yönünde karar vermişti. Öte yandan Bakanlık, altın madeninin faaliyetlerini süresiz durdurulduğunu açıklamıştı.

'Bakanlık raporuyla bilirkişi raporu tamamen zıt'

Siyanür sızıntısını kamoyuna ilk duyuran kişi olan Sedat Cezayirlioğlu ve avukatı İsmail Hakkı Atal, bir basın açıklaması yaparak 6 Temmuz günü mahkeme heyetiyle yapılan bilirkişi incelemesinde keşife katılan 2 bilirkişinin gerçek olmayan bilgilerle rapor hazırladıklarını ve bu raporun, Bakanlık tarafından hazırlanan rapor ile tamamen zıt olduğu belirttiler.

whatsapp-image-2022-09-10-at-15-27-11.jpeg

'Gerçeğe aykırı rapor nedeniyle suç duyurusunda bulunduk'

Avukat İsmail Hakkı Atal, gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlayan 2 kişi hakkında İliç Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını belirterek şöyle konuştu:

6 Temmuz 2022 günü İliç Asliye Hukuk Mahkemesi'nde maden sahasında yaşanan siyanür sızıntısı nedeniyle açtığımız tespit davasında bilirkişi şefi davası yapılacağından dolayı İliç’e gitmiştik. Ancak son anda bizlere gelen bilgiyle keşfe katılacak 2 bilirkişinin yetersiz olduğu öğrendiğimiz için keşfe katılmamıştık. Biz mahkeme heyetine çok daha ağır teknolojik ekipman ve akademisiysen bilirkişiler ile bu keşfin yapılması gerektiğini belirtmiştik. Bizim katılmadığımız tespit keşfinde ve bilirkişi incelemesinde kararımızda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Zira İliç Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2022/14 değişik iş sayılı dosyada 2 bilirkişinin rapor verdiği, bu raporu veren bilirkişilerin bu raporu kötüye kullandıkları, gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenlediklerinden dolayı dün gece saatlerinde savcılığa suç duyurusunda bulunduk.

1-002.jpg

'Akan dereyi kuru gösterdi'

Avukat Atal, mahkeme heyetinin belirlediği bilirkişilerin gerçekleri gizlediğini ve altın madenini aklama yoluna gittikleri, gerçek olmayan bilgileri raporlarına yazdıklarını belirterek şunları konuştu:

Neden suç duyurusunda bulunduk? Çünkü ziraat bilirkişisi bizim defalarca ispat ettiğimiz siyanür sızıntısı sonrası siyanürün aktığı Sabırlı Deresi'nin canlı ve su akışının olduğu bir dere olduğunu defalarca ispat ettiğimiz ortadayken ziraat bilirkişisi akan dereyi kuru bir dere olarak gösterdi. Sahte bir bilirkişi raporu hazırlandı ve suç işledi.

whatsapp-image-2022-09-10-at-15-22-38-1.jpeg

'Yüzey akış izi yok' dedi'

İkinci olarak yine aynı ziraat bilirkişisi 'zeminde oluşması beklenen yüzey akışı izine rastlanmamıştır' diyerek Anagold şirketini aklama gayretine girmiş. Hâlbuki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 08.08.2022 tarihinde Sedat Cezayirlioğlu’nun yazdığı bir yazıya verdiği cevapta, burada siyanür ile zehirlenmiş toprakların taşındığını belirtmişti. Dolayısıyla Bakanlık, siyanür ile zehirlenmiş toprakların o bölgede taşındığını belirtirken, ziraat bilirkişisi sanki burada hiçbir akış olmamış gibi gerçeğe aykırı bir bilirkişi raporu düzenliyor.

'Fen bilirkişisi görevi olmayan konularda beyanda bulundu'

İsmail Hakkı Atal açıklamasında Bakanlık tarafından yapılan tespitler ve resmi yazılarında siyanürün maden sahası dışına taştığını belirtilirken bilirkişilerin ise taşmadığını belirtip raporları bu yönde hazırladığını kaydetti. Atal, diğer bir bilirkişi olan fen bilirkişisinin ise görevi olmayan konularda beyanlarda bulunduğunu ifade ederek, siyanür sızıntısının maden sahası içinde kaldığını söyleyerek yalan beyanda bulunduğunu belirtti.

Avukat Atal, "Devletin bakanlığı siyanürün maden sahası dışına taştığını beyan ediyor ama bilirkişi kraldan çok kralcılık yaparak suç işliyor. 'Siyanür dışarı taşmamıştır' diyor. Bütün bu gerçekler ile 6 temmuz 2022 günü yapılan bilirkişi tespit keşfine katılmama kararımızın ne kadar doğru bir karar olduğu burada ortaya çıkmış durumda" dedi.

whatsapp-image-2022-09-10-at-15-22-39.jpeg

'İki bilirkişi görevi kötüye kullandı'

İsmail Hakkı Atal bilirkişilerin gerçeğe aykırı sahte rapor hazırlayarak Anagold Altın Madeni'ni aklamaya çalıştıklarını belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü:

Siyanür sızıntısı sonrası Sedat Cezayirlioğlu’nun şikayetinin ardından jandarmanın 21 Haziran 2022 tarihli olay yeri tespit tutanağında siyanürün membranlı alan dışına çıktığı belirtiliyor. Yine Anagold şirketinin 22.06.2022 tarihli itiraf niteliğindeki beyanında da Siyanürün membranlı alan dışına çıktığı beyan ediliyor. Bütün bu gerçeklere rağmen bilirkişiler siyanürün dışarıya taşmamış gibi sahte bir bilirkişi raporu imzalamazlar. Biz de bunun üzerine görevini kötüye kullanan bu iki bilirkişi hakkında görevlerini kötüye kullandıkları, gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenledikleri gerekçesiyle fen bilirkişisi İsmail Alp ile Ziraat bilirkişisi Bülent Akkuş hakkına savcılığa suç duyurusunda bulunduk.

whatsapp-image-2022-09-10-at-15-22-40.jpeg

'Birkaç sene sonra kanser vakaları çoğalacak'

Atal açıklamasının son bölümünde İliç'teki bu altın madeninde siyanürün fizik kuralları gereği Fırat Nehri'ne ve yeraltı sularına karıştığını belirterek şunları söyledi:

Şunu da beyan etmek istiyorum 2002 ile 2016 yılları arasında yayınlanan Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye’de erkeklerde kanser vakaları 12 kat kadınlarda 7 kat artmış durumda. Şu an İliç’te Amerika ve Kanadalılara ait yabancı şirket, siyanürü Fırat Nehri'ne karıştırarak Türk halkını zehirliyor. Birkaç sene sonra bu kanser vakaları erkelerde 12 kattan 32 kata, kadınlarda ise 7 kattan 27 kata fırlayacak.

'Hem devlete hem de insanlığa karşı işlenen suç'

Şu an Fırat Nehri'ne karışan siyanür bizim Harran ovasında yetişen buğdayımızı zehirliyor. Bu bir bilimsel gerçeklik, bir fizik kuralıdır. Çünkü bu maden sahası Sabırlı Deresi'nin ve Fırat Nehri'nin üzerinde yani yukarıda. Dolayısıyla buradaki bir akış fizik kuralları gereğince aşağı doğru gider Fırat Nehri'ne karışır yeraltı sularına karışır. Bu yöntem ile sulara karışan siyanür Türk halkının yiyeceği buğdayı, sulama suyunu zehirler. Üzerine basarak söylüyorum. Bu madenin işletilmesi hem Türkiye Cumhuriyeti devletine hem de insanlığa karşı işlenen bir suçtur.

Bu madeni işletenler, bu madene izin verenler Türk Ceza Kanunu'nun 305’inci maddesine göre yargılanırlar. Hiçbir suç cezasız kalmaz. Çünkü hiçbir suç sonsuza kadar gizli kalmaz mutlaka bir gün açığa çıkar.

'O atıkların içinde milyonlarca ton siyanür var'

Basın açıklamasında konuşan Sedat Cizayirlioğlu maden ocağı içinde atıkların biriktiği yerde geçmiş yılarda heyelan olduğunu, milyonlarca ton siyanürlü toprağın çevreye zarar verdiğini ve aldığı son bilgilere göre maden ocağının 15 Eylül’de açılabileceğini belirterek şunları söyledi:

Bu maden ocağı yaklaşık 13 yıldır çalışıyor. Yani 13 yıllık membran, yani orada milyonlarca ton atık depolanıyor o toprağın, o atıkların içinde milyonlarca ton siyanür var. Atıkların toplandığı, depolandığı bölgede ilk olarak yıllar önce heyelan yaşanmış ve bir yırtık oluşmuştu. Biz o zaman da suç duyuruşunda bulunmuştuk. O zaman içeriden bize verilen bilgilerde o atık toprağın biriktiği yerde artık binlerce, milyonlarca toprak biriktiğini ve birçok yerde yırtık oluştuğunu belirttim. Göstermelik olarak 1 kilometrekarelik alanın değiştirildiğini, oysa heyelan sahasının yaklaşık 30 futbol sahası büyüklüğünde olduğunu söylemişlerdi.

'Açılış için Bakanlık iznini bekliyorlar'

Zaten uzmanlar da o membranın komple değiştirilmesi gerektiğini söylemişlerdi. Şimdi bunlar göz boyayıp madeni tekrar faaliyete geçirmek için sadece belirli bir bölgenin temizliğini yaptılar. 8 Eylül tarihinde Bakanlık müfettişleri İliç altın madeninde incelemeye gelmişlerdi. Şirket yetkilileri 15 Eylül’de altın medenini açmayı planlıyorlar ve Bakanlık iznini bekliyorlar.

'Oradaki bütün yöneticileri vatana ihanetten yargılatacağız'

Ben buradan duyuruyorum çağrıda bulunuyorum eğer bu şekilde bu medeni tekrar faaliyete geçirirseniz, o bölge İliç Barajı'na 300 metre yakın, o bölgede yeraltı kaynak suları var. Bu yeraltı suları aracılığı ile siyanür zaten yeraltında sızarak Fırat Nehri'ne karışıyor. Maden tekrar açılırsa bu şekilde çalışmaya devam ederse, yeni açacağımız davalar ile oradaki bütün yöneticileri vatana ihanetten yargılatacağız. Buradan söylüyoruz madeni bu şekilde asla tekrar faaliyete geçirmeyin.

'Onlar altınlarını alıp gidecek, ölümcül atıklar bize kalacak'

Cezayirlioğlu altın madeninin kapatılması için herkesin yardım etmesini isteyerek şu sözlerle konuşmasını noktaladı:

O maden ocağı kapatılsa bile o atık barajı ilelebet orada kalacak. O atık barajında 66 milyon ton atık var milyonlarca ton siyanür ve asit türü var atık barajında. Çıkardıkları altının yüzde 98.5 şirketlere yüzde 1.5’lik kısmı Türkiye’ye kalıyor ve onlar altınlarını alıp gidecek kanserli ölümcül atıklar da bize kalacak. O kanserli atıklar sonsuza kadar orada kalacak atmosfere barışacak bizler de solacağız. Milyonlarca zehirli ton atığı, kimyasal maddeyi doğmamış çocuklarımız, torunlarımız solumaya devam edecek. Bütün Türkiye halkının bu konuda bizim yanımızda olmasını, bizlerle birlikte bu madene karşı çıkmalarını bekliyoruz.

Kaynak:halktv.com.tr