Hayvan otlatırken öğrendi, UNESCO mirasını 66 yıldır yaşatıyor
Kuzey Makedonya'nın Konçe kasabasına bağlı Dedino köyünde yaşayan 81 yaşındaki Slavco Trajcov, Türkiye ve Kuzey Makedonya'nın ortak kültürel mirası olan tulumu gelecek nesillere aktarmak için çaba gösteriyor.
Trajcov, yerel dilde “gayda” olarak bilinen tulumla ilk tanışmasını şöyle anlattı:
“Annemin tulum çalan bir dayısı vardı. Onun bir tulumu vardı ve hayvanları otlatmaya çıkardığım zamanlarda tulum çalardı ve ben de tulumu öyle öğrendim.”
15 yaşından bu yana tulum çalan Trajcov, bugüne kadar yurt dışında pek çok festival ve etkinlikte sahne aldı. Özellikle geleneksel Makedon giysileriyle katıldığı programlarda yoğun ilgi gördüğünü belirten Trajcov, birçok kişinin kendisiyle fotoğraf çektirmek istediğini söyledi.
Tulumun diğer çalgılardan daha zor olduğunu vurgulayan Trajcov, şunları ifade etti:
“İlgi var, insanlar tulum dinlemek istiyorlar. Diğer enstrümanlar tulumdan daha kolay. Örneğin kaval, ağzınızdan bir şeyler ekleyerek çalarsınız ancak tambur ve tulum parmak ve beyinle çalınır.”
Trajcov, elinde tuttuğu tulumu 20 yıldan uzun süredir kullandığını belirtti. Şimşir ağacından yapılan melodi bölümünün "nav" olarak adlandırıldığını, gövdesinin ise oğlak derisinden üretildiğini aktardı. Tulumun yaşatılması gerektiğini vurgulayan Trajcov, gençlerin bu çalgıyı öğrenmesini arzuladığını ifade etti.
Tulum, 2024 yılında Türkiye ve Kuzey Makedonya’nın ortak başvurusuyla UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girdi. Türkiye'de Rize, Artvin, Ardahan, Erzurum ve Gümüşhane’de çalınan tulum, Kuzey Makedonya’da ise Ovçe Pole bölgesine özgü bir çalgı olarak biliniyor.
İki ülkedeki tulum yapısal olarak farklılık gösteriyor. Kuzey Makedonya’daki gayda; melodi borusu, sabit ses borusu, üfleme borusu ve hava haznesinden oluşurken, Türkiye’deki tulumda sabit ses borusu yer almıyor.
Kaynak:Anadolu Ajansı (AA)