Dikkat! Discord'daki ”Oltalama “ yöntemiyle çocuklar hedef alınıyor. Aileler nasıl önlem almalı?
“Sosyal medya fenomenleri veya YouTuberlar için Discord, Instagram vitrini gibi aslında. Çocuklar gelsin, toplansın onlara reklam ve pazarlama yapalım mantığı var. Çeşitli linkler paylaşılıyor ve hatta online bahis linkleri gibi çocukların yaşlarına uygun olmayan daha nice gayriahlaki içerikler sunuluyor."
"Dijital dünyadaki tehdide karşı en önemli silah çocukların eğitilmesi. Çocuklarımız aslında her şeyin içinde büyüyor. Neyin nasıl olacağını tahayyül edemiyor ancak çocuklar dijitali çok iyi biliyor. Bu tehditlerin nasıl geldiği, nelere dikkat edilmesi gerektiği anlatılınca anlıyor, dijital dünyanın tehditlerine karşı kendilerini koruyabiliyorlar."
Dijital içerik üreticisi Sertaç Güngör, son dönemde müstehcen içerikler ve kurgu video paylaşımlarıyla gündeme gelen mesajlaşma platformu Discord'un fenomenler için bir vitrin olduğunu ve sıklıkla kötü niyetli kişiler tarafından "oltalama" yöntemiyle çıkar amaçlı kullanıldığını söyledi.
Çocuk gelişimi üzerine eğitimler veren Güngör, öğrencilerini 2014-2018 yıllarında YouTube gibi çevrim içi platformlardan uzak tutmaya çalıştığını ancak bunu başaramayınca onlara en azından yararlı, eğlenceli ve zararsız içerikler sunabilmek için içerik üretmeye karar verdiğini belirtti.
Güngör, 2018'den bu yana bir yandan gençlerin milli, manevi ve dini değerlerini destekleyip, diğer yandan sosyal medyada karşılarına çıkabilecek tehditlere karşı bilgilendirecek içerikler üretmeye çalıştığını ifade ederek, "Sosyal medyaya karşı artan ilgiyi görünce ya öğrencilerime bunu yasaklayacak ya da bu platformda faydalı içerikler üretecektim. Alternatif üretmeyi tercih ettim çünkü yasaklayarak bir yere varamayacağımızı gördüm. Bu nedenle onlara, milli manevi değerlerini artıracak ve sanal dünyanın tehditlerini gösterebilecek içerikler üretmeye yöneldim." diye konuştu.
Bazı çevrim içi platformların çocuklar için uygun ortamlar olmasa da kaçınılmaz bir gerçek olduğuna dikkati çeken Güngör, şu ifadeleri kullandı:
"Çocuklarla yaptığımız bir eğitimde, bir dijital yayın platformundaki içeriği izleyip izlemediklerini sordum. Çoğu elini kaldırdı. Sonra kimin evinde bu platform üyeliğinin olduğunu sorduğumda aynı çoğunluk elini kaldırmadı. Bu şu demek, hiçbiri bunları evde izlemiyor. Anne babalar bana bizim evimizde internet bile yok diyor. Sizin evinizde internetin olup olmaması mühim değil. Arkadaşında var veya dışardan bir şekilde ediniyor, ulaşabiliyor."
"Bu açık kanallar kötü niyetli kişiler için adeta açık bir pazar"
Güngör, son dönemde adı sıkça duyulan Discord, Telegram gibi mesajlaşma platformlarının çocuklar için tehditlerle dolu olduğunun altını çizerek, özellikle dijital içerik üreticilerinin gençleri bu platformlara "anlık iletişim" ve "istedikleri anda kendilerine ulaşabilme" vaadiyle çektiğini kaydetti.
Kimi içerik üreticileri tarafından masum amaçlarla kullanılan bu platformların kötü niyetli kişiler tarafından da kullanıldığını aktaran Güngör, "Sosyal medya fenomenleri veya YouTuberlar için Discord, Instagram vitrini gibi aslında. Çocuklar gelsin, toplansın onlara reklam ve pazarlama yapalım mantığı var. Çeşitli linkler paylaşılıyor ve hatta online bahis linkleri gibi çocukların yaşlarına uygun olmayan daha nice gayriahlaki içerikler sunuluyor." dedi.
Güngör, kötü niyetli kişilerin, bahsi geçen mesajlaşma platformlarında anonim olunabilmesi ve denetimlerin zayıf olması nedeniyle istedikleri gibi hareket ettiğine işaret ederek, gençlerin bir şekilde güvenini kazanan bu kişilerin zamanla elde ettikleri bilgileri tehdit, şantaj ve çıkarları için kullandıklarından bahsetti.
Güngör sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fenomenler kitlelerini Discord sunucusuna çağırıyor. Bu ulaşabilme, yakın olabilme imkanı sağlıyor. Bu açık kanallar kötü niyetli kişiler için adeta açık bir pazar. Bir sunucuya bakıyorlar içeride 100 bin genç var. İlk başta normal davranıyorlar, arkadaşlık kuruyorlar ve gözlerine birilerini kestiriyorlar. Sonrasında onlara özel mesaj yolluyorlar. Aynı ortamda oldukları için de çocuklar buna kapılıyor ve sohbet başlıyor. Bu esnada çocuğa ilişkin kişisel bilgileri bir şekilde ele geçiriyorlar. Nerede oturuyorsun, nerede okuyorsun gibi sorularla bilgi elde ediyorlar. Kız gibi davranıp erkekleri tuzağa düşürebiliyorlar, küçük çocuk gibi davrananlar var."
-"Dijital dünyadaki tehdide karşı en önemli silah çocukların eğitilmesi"
Çocuklara verdiği eğitimlerde bu tarz tehdit veya şantaj mesajlarından asla korkmamaları ve cevap vermemeleri gerektiğini anlattığını aktaran Güngör, bunun "oltalama" adı verilen bir yöntem olduğunu ve kişilerin korkularından beslendiğini söyledi.
Güngör, dolandırıcıların rastgele kullanıcı hesaplarına gönderdikleri mesajlarla "oltalama" yaptıklarını anlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben öğrencilerime 'Sertaç sen Şile'de yaşıyorsun, anne baba adın şu.' gibi mesajlar alırlarsa buna inanmayın diyorum. Çünkü bu mesajları korkutmak için atıyorlar. Çocuk bunu görünce 'Eyvah bu beni biliyor.' diye düşünüyor. Fakat bunda korkulacak bir durum yok. Çünkü hiç kimse gerçekten Sertaç'ı tespit edip de onun üzerine gitmiyor. Sertaç'ın bilgilerinden oluşan o mesajı, kişisel bilgileri kodlayıp aynı anda yüz binlerce kişiye atıyor. Çocuklar bunu duyunca rahatlıyor. 'Annenizin, babanızın hesapları üzerinden bile size yazabilirler.' diyorum. Anlatınca çocuklar bunu anlıyor, öğreniyor."
Çevrim içi platformlardaki tehditlere karşı, çocuklara dijital okuryazarlık eğitimi verilmesinin önemine dikkati çeken Güngör, "Dijital dünyadaki tehdide karşı en önemli silah çocukların eğitilmesi. Çocuklarımız aslında her şeyin içinde büyüyor. Neyin nasıl olacağını tahayyül edemiyor ancak çocuklar dijitali çok iyi biliyor. Bu tehditlerin nasıl geldiği, nelere dikkat edilmesi gerektiği anlatılınca anlıyorlar, dijital dünyanın tehditlerine karşı kendilerini koruyabiliyorlar." şeklinde konuştu.
Güngör, bu çağda ailelerin çocuklarına uygulayacağı kısıtlama, yasaklama veya kapatmanın sorunlara çözüm olmayacağını belirterek, sözlerini "Bazı aileler çocuklarının neyi bilip nelere maruz kaldığından haberdar değil ancak hepsi her şeyi biliyor. O yüzden bilgi verince anlıyorlar. Çocuklarda doğrusu öğretilmezse yanlış normalleşip doğruya dönüşüyor." şeklinde tamamladı.