Ya ömür boyu kölelik, ya da iş cinayetinde ölüm
DOĞU TUNÇ
İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) 2021 Temmuz raporuna göre 2021'nin ilk yedi ayında bin 301 işçi hayatını kaybetti. 2020'nin ilk yedi ayında ise bu sayı bin 102 idi. Bu rakamlara baktığımızda işçi ölümlerinde yüzde 18 civarında bir yükseliş görüyoruz. İlk COVİD-19 vakasının görüldüğü Mart 2020'den bugüne kadar 1.168 işçi salgın nedeni ile hayatını kaybetti. Sadece 2020'de salgın nedeniyle 741 işçi hayatını kaybetmişti. Rakamlara baktığımızda işçi ölümlerinde neredeyse yüzde 60 civarında bir artış gözlemliyoruz. Bu tabloda en dikkat çeken husus ise ölümlerden 10'u okulda, 40'ı ise emekli olması gereken yaşta. Tüm bu verileri Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu ile konuştuk.
-Merhabalar öncelikle, İSİG'in son raporu referansında mevcut durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
Salgın döneminde işçiler yoğun olarak çalıştırıldılar. Bazı iş kollarında mesai sınırları oldukça zorlandı. Salgında hastalık bulaş oranı da yükselince böyle bir tablonun çıkması çok doğal. Sonuç olarak ülkede çalışma koşulları asgari ücret bandının da altına doğru zorlanıyor. Bu durumda da çocuk işçi kullanımı oldukça yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bazı işyerlerinde bu duruma yasal kılıf uydurulmaya çalışılıyor, çıraklık gibi. Fakat o çıraklar da bir işçinin çalıştığı gibi çalışmaya zorlanıyorlar. Dolayısıyla bu da ölümlerin gerçekleşmesi, tecrübesizlik, bedenen gelişkin olmama bu ölümlerde birincil sebeplerden.
Sigorta bedelleri ile primleri düşük ödendiği için emekliler çalıştırılıyor. Düşük emekli maaşları aldıkları için de kendileri de çalışmak istiyorlar. Dolayısıyla işverenler açısından kazan-kazan durumu oluyor. Burada işçi ya hayatını kaybetmiş oluyor ya da ömür boyu çalışmaya mahkum edilmiş oluyor. Böyle bir durumda emekliler ya ömür boyu kölelik ya da iş cinayetinde ölüm gibi bir ikilemde kalıyor. Bedenin de belli bir yaştan sonra dinlenmesi gerekir, insanca yaşayabileceği bir emeklilik hayatı yaşaması gerekir. Beden de bütün bu yoğunluk içinde aşındığı ve yorulduğu için de dikkatsizlik ve yorgunluk yaratıyor. Bu durumda da iş cinayetleri, işçilere doğal bir sonuç olarak yansıtılmakta.
Madenciler, 547 lira 24 kuruşluk kamu zararından yargılandı
İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) 2021 Temmuz Raporu:
Temmuz ayında 146 iş cinayeti!
Yüzde 83’ünü ulusal basından; yüzde 17’sini ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, meslek örgütleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Temmuz ayında en az 146 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti...
-Sizce, COVİD-19 kaynaklı işsizlik ve işten çıkarmalar nedeni ile hane yetişkinlerinin işsiz kalmasıyla çocuk işçi sayısının artışı arasında bir bağlantı söz konusu mudur?
Açıklanan veriye göre bu yılın ilk altı ayında 564 bin işçi işsiz kalmış. Bu işçilerin sadece 164 bini işsizlik maaşından yararlanabilmiş. Yani 400 bin işçi açlıkla ve sefaletle baş başa bırakıldığı anlamına geliyor. Dolayısıyla aile fertlerinin, çocukların ve yaşlıların bir şekilde geçimini sağlamak için çalışmaya zorlandığı bir durum söz konusu. Sadece bu altı ay içerisinde işsiz kalanlar için tüm bu işçi toplamını düşündüğümüz zaman çok vahim bir görüntü sergiliyor.
İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) 2021 Temmuz Raporu:
İş cinayetlerinin aylara göre dağılımına baktığımızda:
• Ocak ayında en az 203 işçi,
• Şubat ayında en az 142 işçi,
• Mart ayında en az 144 işçi,
• Nisan ayında en az 257 işçi,
• Mayıs ayında en az 236 işçi,
• Haziran ayında en az 173 işçi,
• Temmuz ayında en az 146 işçi hayatını kaybetti.
• 2021 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinde en az 1301 işçi arkadaşımızı kaybettik.146 emekçinin 116’sı ücretli (işçi ve memur), 30’u kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
İş cinayetlerinde ölenlerin 13’ü kadın işçi, 133’ü erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, madencilik ve sağlık işkollarında meydana geldi.
Sekiz göçmen/mülteci işçi hayatını kaybetti: 4’ü Suriyeli, 2’si Türkmenistanlı, 1’i Afganistanlı ve 1’i Güney Koreli.
Tahir ile Ali Faik'in hikayesi
Maden emekçisi Başaran Aksu: Ciğerimizden söktüler onları... Ne istedik sizden, hak istedik hak!
-İşçi çıkarma yasağının kalkması ne anlama geliyor?
Bu durumla ilgili önceden de veriler açıklanmıştı, benim de az önce bahsettiğim gibi yasak kalkmadan önce işten atılan 564 bin işçiden söz ediyoruz. Dolayısıyla pandemi dönemi boyunca da işten çıkarma yasağı da yalan dolandı. Kod-29'dan çıkış yapılıyordu ve pandemi yokken de bildiğimiz olağan dönemde de atılan her 10 işçiden 9'u zaten Kod-29'dan atılıyordu. Dolayısıyla işçi çıkarma yasağı, sarı sendikaların ve patronların bir yalanıydı, halkı ve işçileri kandırmaya yönelik bir yalandı. Bunun yalan olduğu da zaten geçtiğimiz yılbaşında verilerle ortaya çıktı. Ortaya çıkan verilerde gördük ki işçiler Kod-29'la işten atılıyor. Bu 564 bin kişi rakamı da bu gerçeği bir kez daha doğruluyor. Yani ortada bir işten çıkarma yasağı yoktu, zaten olağan koşullarda da patronlar işçileri Kod-29'dan, yani ahlak ve iyi niyet kurallarından aykırılık maddesinden mahkum ederek işten çıkarıyorlardı. Bu rakamlarla bunun da bir yalan olduğu ortaya çıkmış oldu.
İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) 2021 Temmuz Raporu:
10 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Çocuk işçiler tarım, ağaç, inşaat, enerji ve taşımacılık işkollarında çalışıyordu.
51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 40 emekçi bulunuyor: Çiftçi ve esnaflar ile tarım, maden, büro, metal, inşaat, enerji, taşımacılık, tersane, sağlık ve belediye işçileri.
Genel olarak yaş gruplarına göre ölümlere bakarsak:
• 14 yaş ve altı yaş grubunda 3 işçi,
• 15-17 yaş grubunda 7 işçi,
• 18-27 yaş grubunda 26 işçi,
• 28-50 yaş grubunda 64 işçi,
• 51-64 yaş grubunda 30 işçi,
• 65 yaş ve üstü yaş grubunda 10 işçi,
• Ve yaşını bilmediğimiz/öğrenemediğimiz 6 işçi hayatını kaybetti.