Ömer Çelik'ten SDG açıklaması: Türkiye için tehdit
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Son Dakika | Hakan Fidan'dan net mesaj: SDG Suriye'ye entegre olmalı
"AK Parti olarak komisyonumuza sunduğumuz raporda görüşlerimizi açık şekilde ifade ettik" diyen Çelik, "Arkadaşlarımız bütçe konuşmalarında bunu net bir şekilde ortaya koydular. Önümüzdeki dönemde silahların bırakılması konusunda atılacak adımlar, terör örgütünün feshinin fiili olarak tespit ve teyit edilebildiği birtakım raporların, gözlemlerin ortaya çıkması bir sürü konuyu kolaylaştıracaktır" diye konuştu.
"Odağımız; PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların yakılması ve bırakılmasıdır" diyen Çelik, konuşmasında şunları söyledi:
"Bu çerçevenin, hem bizim açımızdan hem de Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile bir devlet politikasına dönüşmesi bakımından son derece önemli olduğu açıktır. Şimdiye kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar çerçevesinde Cumhur İttifakı boyutu son derece sağlam, konsolide ve güçlüdür.
Aynı şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hedefe ulaşmak için bütün devlet kurumlarına verdiği talimatlar doğrultusunda yürütülen çalışmalar, meselenin devlet ve kabine boyutunu da açıkça göstermektedir. Yine Yüce Meclis’in, bu değerli komisyon vasıtasıyla sürece vaziyet etmesi, millî iradenin temsili açısından son derece kıymetli bir rol oynamış ve oynamaya devam etmektedir.
"SÜRECİ TARTIŞMA KONUSU YAPMADAN YÜRÜTÜYORUZ"
Bütün bu süreci; gayet olgun bir şekilde, marjinal söylemlere kapılmadan, toplumsal değerlerin merkezinde durarak, devletimizin niteliklerini ve milletimizin değerlerini herhangi bir şekilde tartışma konusu yapmadan ve hedef almadan yürütüyoruz. İnşallah bütün bu çalışmaların neticesinde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşmayı ümit ediyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızı da bu çerçevede değerlendireceğiz. Arkadaşlarımız, yeni dönemle ilgili olarak, komisyona raporların teslim edilmesinden sonraki süreçte çalışmalarını yapmaya başlamışlardır."
AKP Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu'nun Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a yönelik eleştirilerine ilişkin gelen soruya ise Çelik şu yanıtı verdi:
"Arkadaşlar, burada net bir şeyi söylemek lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın, devletimizin başı olarak çizdiği ve bütün siyasi iradenin temelini oluşturan dış politika çizgisi; hem kabinedeki bütün arkadaşlarımız tarafından hem de genel başkanımız olarak partimiz tarafından aynen takip edilmektedir.
SDG konusunda da bakanlarımız arasında ya da parti yetkililerimiz arasında herhangi bir görüş ayrılığı ya da görüş farklılığı yoktur. Aynı şekilde, kabinedeki hiçbir arkadaşımızın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında bir faaliyeti ya da söylemi söz konusu değildir.
"KABİNE'DE GÖRÜŞ AYRILIĞI YOK"
Bu konuda görüşümüzü baştan beri açıkça ifade ediyoruz. Bu çerçevede Dışişleri Bakanımızın söyledikleri de Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesinin bir neticesidir. Millî Savunma Bakanımızın ve Millî İstihbarat Teşkilatımızın yürüttüğü faaliyetler de bu iradenin ve bu çerçevenin içerisindedir. Bizim burada yaptığımız açıklamalar da aynı şekilde bu iradenin kapsamındadır.
Dolayısıyla burada bakanlarımız arasında ya da parti ile kabine arasında bir çelişki aramak doğru değildir. Zaman zaman bazı yorumlar görüyoruz; “şu kişi sert konuşuyor, bu kişi yumuşak konuşuyor” deniliyor. Böyle bir durum söz konusu değildir. Tutumumuz nettir."
"SDG SURİYE'DE PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"
SDG’nin entegrasyonu dair soruya ise şunları söyledi: "SDG Suriye'de PKK terör örgütüdür. Bu Türkiye için tehdit teşkil etmektedir. Bunların söylenmesi terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge ile çelişik bir şey değildir. Herhangi şekilde kan dökülmeden tek Suriye ve tek ordu ilkesi çerçevesinde orada bir ulusal bütünlük oluşsun. Herhangi bir şekilde Suriye'de yeni çatışma çıkmasın, kan dökülmesin. 10 Mart mutabakatına uyulması halinde bu yapı Türkiye için tehdit olmaktan çıkacaktır, Suriye için de. Burada 10 Mart mutabakatının ikinci maddesinde ve diğer maddelerinde Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin kazanımlarının, Esad rejimi zamanında reddedilmiş kimliklerin tanınması anlamında. Onların Suriye'nin ayrılmaz parçası olduğunu ifade etme anlamında güçlü ifadeler var."