İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik operasyonlar kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alınan ve 23 Mart'ta tutuklanan Medya AŞ Genel Müdürü Fatoş Pınar Türker'in çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddia edildi. CHP lideri Özgür Özel Edirne mitinginde söz konusu iddiaları gündeme getirdi.
ÖZEL'DEN 12 EYLÜL BENZETMESİ
Özel, mitingde yaptığı açıklamada konuya ilişkin şunları söyledi:
Kabul etmedikleri beyanlar alınmak için sürekli savcılığa çağrılıp avukatsız görüşmelere zorlandıklarını hep anlattım. Ama buna Hakimler ve Savcılar Kurulu bir soruşturma başlatmadı. Şimdi iddianame çıktı, İBB davasında. 12 Eylül’ü aratmayan işler… İBB’ye ayrı bir iştirak, başında bir kadın müdür, 13 Mart’ta kızının okulu için yurtdışına çıkmak isterken durduruluyor. ‘Çıkamazsın’ diyor. 14 Mart’ta savcıya gidiyor, ‘İfademi al.’ Almıyor. 15 Mart, ‘Yok.’ 16 Mart, ‘Yok.’ Gidiyor devamlı savcılığın kapısında, ‘Bekleyin.’ Sonra kendi ayağıyla üç kez giden kadını sabah 06.00’da uyuşturucu çetesine operasyon yapılır gibi evinin kapısına gidip vura kıra, alıp götürüyorlar. Götürdükleri yerde, depo dedikleri bir yerde insanlığa aykırı çıplak aramaya tabi tutuyorlar. 12 Eylül darbesinin taşıyamadığı bu ayıbı yaşatıyorlar dört gün boyunca. Şimdi o kişi savcılığa başvurmuş, dinlememişler. Mahkemeye başvurmuş, dinlememişler. En son Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş uğradığı hak ihlalini anlatmaya çalışırken. Biz suçu olana sahip çıkan bir parti değiliz. Hiç olmadık. Ancak bu kadar haksızlığın yanında susup da arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmadık.”
AYM'YE BAŞVURU YAPILDI
Türker'in avukatları söz konusu iddialar hakkında Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM'ye yapılan başvuruda Türker'in 13 Mart günü yurtdışına çıkmak üzereyken pasaportuna el konulduğu ve bunun üzerine 14, 15 ve 18 Mart'ta 3 ayrı kez savcılığa başvurduğu ancak ifadesinin alınmadığı aktarıldı.
"4 GÜN BOYUNCA DEPODA TUTULDU"
Dilekçede Türker'in "depo" olarak adlandırılan bir yerde 4 gün boyunca tutulduğu ve burada çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddia edildi.
Dilekçede Türker'in hukuka aykırı muamelelerle gözaltında tutulduğu ve 4 gün sonunda tutuklandığının vurgulandı.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi: "Haksız ve hukuksuz gözaltı işlemi ile başlayan, itirazların zamanında incelenmemesi ile devam eden, tutukluluk incelemelerinin veya müdafine önceden bildirilmeden yapıldığı, tutukluluk incelemelerinde ısrarla müdafi yardımından yararlandırılmayarak etkili bir inceleme yapılmamasına sebep olunduğu, avukat dilekçelerinin dikkate alınmadığı, taraflar hakkında verilen kararların dahi zamanında tebliğ edilmediği veya özellikle verilmediği 6 aylık süreç içerisinde tüm delillerin toplandığı açıktır. Müvekkilemize isnat edilen hususlar ihaleler ile ilgili olup tüm ihal dosyaları gözaltı işleminden önce ilgili kurumlardan alındığı ve bunların resmi belge sıfatıyla değiştirilmesinin mümkün olmadığı açık
iken, halen tutukluluk halinin devam ettirilmesi ve makul sürede sonlandırılmaması doğru değildir.Müvekkilemiz ile ilgili tutuklama kararı rüşvet suçlamasından dolayıdır. Ancak ne emniyet ifadesinde, ne savcılık ifadesinde ne de sulh ceza sorgusunda kendisine rüşvet aldığına ilişkin tek bir soru sorulmamıştır. Buna rağmen müvekkilemizin yaklaşık 7 aydır tutuklu olması hatalıdır. Bu durum kişi hak ve özgürlüğünü açıkça ihlal etmektedir. Özellikle başvuruya konu kararda itiraz ile ilgili olarak dahi karar 'verilmemesi adli kontrol tedbiri olan tutukluluğunun dışına çıktığını göstermektedir."
TUTUKLULUK HALİNİN SONA ERDİRİLMESİ TALEP EDİLDİ
Tutukluluk halinin sona erdirilmesi ve 100 bin TL manevi tazminat talep eden Türker'in avukatları "kişi özgürlüğü ve güvenliği, kanuni hakim güvencesi, hak arama hürriyeti" haklarının ihlal edildiğini belirtildi. Öte yandan 23 Mart'ta tutuklanan Türker'in avukatları daha sonra tutukluluğun kaldırılması için birçok kez başvuru yaptığı ve bu başvuruların reddedildiği ifade edildi.