Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Yeni Bir Sabah'a Gazeteci İsmail Saymaz konuk oldu. Saymaz, Cumhurbaşkanı danışmanı Mehmet Uçum, dün (27 Ekim) yayımladığı dikkat çeken yazısındaki, satır aralarını okudu.
Saymaz, Uçum'un "Sayın Bahçeli’nin, Öcalan’ın Mecliste Dem Grubunda konuşması önerisi bir uç nokta benzetmesidir" sözlerine dikkat çekti. Saymaz, iktidarın terör örgütü elebaşı Öcalan ile ilgili stratejisinin Bahçeli tarafından birden erkene alınmış olabileceği yorumunu getirdi.
MUHALEFETE 'BUNLAR APO'YU SERBEST BIRACAK' DEMİŞLERDİ
Saymaz, Bahçeli'nin terörist başı Öcalan hakkında çıkışına da çarpıcı yorumlar yaptı. Saymaz, bu çıkışı CHP Genel Başkanı Özgür Özel yapsa CHP'ya kapatılma davası açılacağını ifade etti.
Saymaz, Cumhur İttifakı'nın genel seçim boyunca muhalefete karşı 'Bunlar Apo'yu serbest bırakacak' propagandası yaptığını da hatırlattı.
Saymaz, DEM Parti'nin bile Öcalan'ın tamamen serbest kalması yönünde bir fikri akıllarına getirmediğini ifade etti.
KÜÇÜKKAYA: BAHÇELİ GERİ ADIM ATMIYOR
İsmail Küçükkaya da, "Bahçeli'nin bütün bu tartışmaları dikkatle izlediğini anlıyoruz ve geri adım atmıyor. Bahçeli de aynen o yolda yürümeye devam ediyor" yorumunda bulundu.
Saymaz, Ülkücülerin de Bahçeli'nin hem DEM Parti ile el sıkışmasını hem de Öcalan çıkışını sindiremediğini dile getirdi. Saymaz, iki hamlenin de Ülkücüleri çok rahatsız ettiği yorumunda bulundu.
Saymaz, konu ile ilgili şöyle konuştu:
"MUHALEFETİ ÖCALAN'I SERBEST BIRAKACAKLAR DEYİP HEDEF GÖSTERDİLER"
- "Gerek 31 Mart'tan önce gerekse 14-28 Mayıs'tan önce,CHP ve onun Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu neyle suçlandı? Öcalan'ı bırakacaklar. Suçlama oydu. Öcalan'ı bırakacaklar ve bu nedenle kampanya yürütüldü. E şimdi siz daha birkaç ay önce muhaliflerinizi, onun cumhurbaşkanı adayını, belediye başkan adaylarını Öcalan'ı bırakacaklar diye neredeyse yangına ateşe attınız, onları linç edilecek hedef göstererek aşamaya getirdiniz. Şimdi gerekirse Öcalan'ı serbest bırak....
"CHP'YE KAPATILMA DAVASI AÇILIRDI"
- Şimdi sen ya bu Öcalan'ı bırakacaklar sözü bir de sadece bir seçime mahsus değil. 2019'dan bu yana muhalefete temel suçlamaÖcalan'ı bırakacaklar. E kardeşim kim bırakıyormuş Öcalan'ı? Siz bırakıyor musunuz? Yani şu sözleri Sayın Devlet Bahçeli'nin terör, terörün bitmesi kaydıyla, terör, teröre, silah bırak çağrısı yapması hâlinde, umut hakkını gündeme getireceğiz. Gerekirse Öcalan çıkacak mecliste gelecek orada konuşma yapacak sözünü. Devlet Bahçeli değil de Özgür Özel yapsaydı CHP hakkında kapatma davası açılır mıydı, açılmaz mıydı? Açılırdı kardeşim. Bunu Dem Parti yapsaydı. Açılır mıydı, açılmaz mıydı?
"BU SON HAMLE ÜLKÜCÜLERİN BOĞAZINDAN GEÇMEDİ"
- Bir Ekim'de gidip elini sıkması da bence bu hazırlığın bir ürünüydü. Yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın çözümle ilgili deneyimleri artık çok herhalde bıkkınlık yaratmış olacak ki, inandırıcılığını kaybetmiş olacak ki, Bahçeli'ye o iş bölümü gereği Bahçeli'ye bırakıldı. Bahçeli'den kimse böyle bir hamleyi beklemediği için kalktı, gitti, el tokalaştı ve süreci başlattı. Tokalaşmayı da çok ülkücü hareket sindirebilmiş değil bu arada. Yani onu da çok kolay yutamadılar. Takıldı buraya. Fakat sonuçta Devlet Bahçeli Türkiye'deki en etkili, kendi taban açısından en etkili liderlerinden biri. Partisi istediği gibi dönüştürebiliyor, bu kabiliyeti var. Fakat bu son hamle o boğazdan geçmedi işte. Yani o Öcalan'ı meclise çağırmak, efendim söyleyeyim, umut hakkı kapsamında cezaevinin kapısını açmak o olmadı. Bunun birkaç nedeni var.
"TUTARLI OLUN"
- Birincisi bugüne kadar MHP ve onun lideri Bahçeli hatta Cumhurbaşkanı, muhalefeti Öcalan'ı serbest bırakmakla,suçladılar. Aslında kasıt, Selahattin Demirtaş yani muhalefet Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını savunuyordu. Ana muhalefet savunuyordu. Fakat onlar, Selahittin Demirtaş değil, APO'yu bırakacaklar diye kampanya yaptılar. Ya da tutarlı olun.
"BAHÇELİ SON DAKİKA HAMLESİNİ ÖNE ALDI"
- Devlet Bahçeli'nin hamlesini çok radikal bir hamle. Son dakikayı öne almak, önceliklerin yerine değiştirmeye dönük bir hamle.
- Bahçeli kamuoyunun hazırlanma sürecini hızlandırdı, daha doğrusu kamuoyunun hiç hazır olmadığı bir öneriyi masaya getirdi. Belki müzakere sürecinin son aşamalarında bu gündeme gelecekti. Yani ama Devlet Bahçeli radikal bir öneriyle geldi. Bu radikal önerile ne kendi tabanına hazır ne Erdoğan ve AKP parti hazır ne de böyle bir şey gündemlerinde var hiç akıllarına gelmemiş. Öcalan'ın bir gün umut hakkıyla tahliye olma ihtimali. Ya da yasalara da uygun değil bu arada. Yani Sayın Devlet Bahçeli'nin önerisi bir kere, kendisiyle çalışıyor. Çünkü bugüne kadar siz Öcalan'ı bırakacaklar diye muhalefeti suçlamışsınız o işi şimdi kendiniz yapıyorsunuz.
"DEM PARTİ İLE ÖCALAN TAMAMEN SERBEST BIRAKILSIN DEMEDİ"
- Ben şunu anlarım. Bir gün silahlar ilelebet gömülüğünde Öcalan'ın konusu da önümüze gelir. Onu o gün tutukluluk ile ilgili tedbir gözden geçirilir. Zaten o yasa böyle bir yasa. Diyor ki ağırlaşmış muhabbet hapis cezasında sen insanın ömrünün sonuna kadar hücrede tutmazsın ama bir aşamada iyi hâline bağlı olarak bak oradaki şart şu, iyi hâline bağlı olarak tedbirin durumunu değiştirirsin.
- Bugüne kadar bu hep evapsi diye nitelendi. Bak yıllarca bu meseleyi okuyorum. Dem Parti bile bir gün Öcalan tamamen serbest bırakılsın demedi. Kimsenin aklına böyle bir şey gelmedi. Bu bunu sadece Sayın Bahçeli dile getirdi. Bırak çıksın, meclise gelsin konuşsun. Yarın mecliste milletvekili olsun desinler acaba diyorum. Aklıma bir şey geldi. Bir şey söyleyeceğim bak.
SAYMAZ HAKİMLERLE YAPTIĞI GÖRÜŞMEYİ ANLATTI
- Ben geçen gün de yargıçlarla otururken onlar bu örneği verdiler. Dediler ki Can Atalay'a hatırlıyor musunuz? Can Atalay'a, neden milletvekili olamaz tartışması, yargıtayın kararı var. O kararda bir örnek verdiler. Can Atalay eğer bu şartlarda milletvekili olursa Abdullah Öcalan da olur, Murat Karayılan da olur dediler. Çünkü eğer eee, yargılandığı dava terör kapsamına yani Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında diyor ki, anayasaya atıp da diyor ki milletvekili olma şartlarına...