CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özkoç’un konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Adalet arayışımız devam ediyor. Toplumun adalet talebini duyurmak, susamışlığı gidermek CHP'nin, biz siyasetçilerin görevidir. Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 15 Haziran 2017’de Ankara’da İstanbul’a başlattığı Adalet Yürüyüşü, bugün de devam ediyor. Dün Meclis’ten Adalet Bakanlığı’na yaptığımız yürüyüş, Adalet Yürüyüşü’nün bir parçasıdır. Ancak, bugün geldiği nokta ise tüyler ürperticidir.
'Masum bir çocuğun çığlığını duyurmak için yürüdük'
Biz, 2017’de ‘Hepimiz için Adalet’ talebiyle yola çıktığımızda, çıkış noktamız gazeteciler, akademisyenler, siyasetçilerin zindanlara kapatılmasıydı. Onların bastırılmış sesinin yükseltilmesi içindi. Dün ise masum bir çocuğun çığlığını duyurmak için Adalet Yürüyüşü yaptık. 6 yaşındaki bir çocuğun maruz kaldığı ve üstü örtülmek istenen istismar, taciz, tecavüzü açık etmek içindi.
'Bir davanın açılması nasıl oldu da tam 2 yıl sürdü?'
Adaletsizliğin derinleşmesindeki en büyük faktör, Cumhurbaşkanlığı’nın çürümüş sistemidir. Hızlı karar alacağız, her sorunu çözeceğiz, ağır bürokrasiyi yeneceğiz diyorlardı. Öyle oldu mu? Hayır. Sadece bu olay üzerinden baksak bile korkunç olaya maruz kalan kız çocuğu 30 Kasım 2020’de bütün delilleri savcılığa sundu. Dava ne zaman açıldı? 30 Ekim 2022’de. Bu kadar açık ifadeler, deliller, fotoğraflar ortadayken bir davanın açılması nasıl oldu da tam 2 yıl sürdü?
Bu kız çocuğu okuma yazma bilmiyordu. Bir gün okul yüzü görmemişti de onun için. Milli Eğitim Bakanlığı çocuğun zorunlu eğitime getirilmediğini nasıl bilemedi? Bir kız çocuğunun 13 yaşında nişan, 14 yaşında düğün yapılırken emniyet bunu gerçekten nasıl tespit edemedi? 14 yaşında istismar olayı hastanede ortaya çıktı. Savcı, nasıl ve neden doğum kağıdı istemedi? Kemik yaşı tespitinde yerine 21 yaşında bir kadın sokuldu. 14 yaşındaki bir çocuğun görünümüne bakıp 21 yaş kemik testi sonucunda savcı nasıl bu olaya göz yumdu, bu raporu kabul etti?
Soruşturmayı, nasıl kapattı? Hangi vicdanla kapattı. Bir çocuğun 17 yaşında doğum yapması nasıl soruşturmaya gerçekten konu olmadı? Yavrusunu alıp da devlete sığınan bu kadından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iki yıldan beri haberdar. Davaya neden en başından müdahil olmadılar? Kendi ağzı ile söylüyor bakan, dava basına yansıdığı gün bizim de bilgimiz oldu diye. Korkunç olayın gün yüzüne çıkartılması ile Aile Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı hepsi bunların suçüstü olmuştur.
'Cumhurbaşkanı çocuğu değil, kendi bakanlarını savunuyor'
Cumhurbaşkanı, bu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nı, bu Adalet Bakanı’nı, bu İçişleri Bakanı’nı savunmakla kız çocuğunun başına gelenleri aslında meşrulaştırmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı tam da budur. Çünkü suçlu olanlar bu mekanizmanın tamamında bulunanlar; Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’dır. Cumhurbaşkanı çocuğu değil, kendi bakanlarını savunuyor.
'Rezilliği neden örtbas etmeye çalışıyorsun?'
6 yaşındaki bir çocuğa taciz ve tecavüzü ‘bir kızımızın erken yaşta evliliği’ diye tanımlayan Erdoğan ve bakanları bu suçtan asla kurtulamazlar. Ne demek, bir çocuğumuzun erken yaşta evliliği… Bu olay bu mudur? 6 yaşında bir çocuğa tecavüz edilmiştir. 6 yaşındaki bir çocuk evlilik içerisinde değerlendirilmiştir. Ne 14 ne 15’i. Rezilliği neden örtbas etmeye çalışıyorsun? Sen sadece burada masum çocuğun değil, kamuoyunun tepkisini dindirmeye çalışıyorsun.
'Böyle korkunç istismarların yaşanmaması için bu düzenin ortadan kalkması gerekiyor'
Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, emniyet ve tepesindeki Cumhurbaşkanlığı yıllardan beri korkunç gerçeği duymamıştır. Çözümü bu ellere asla bırakmamalıyız. 2016 yılında Meclis’te komisyon kurdular. Şimdi de diyorlar ki bir komisyon oluşturalım. Bunun üzerine gidelim… Kurduğunuz bu komisyonda tüm gruplar birlikte çalıştık. Atılması gereken adımları o tarihte birlikte belirledik. Ortada Meclis raporu var. Erdoğan daha sonra 6 bakanını görevlendirdi. Yine tüm gruplar bu bakanlara destek verdik. Recep Akdağ, ’10 gün içinde adım atacağız’ dedi. 4 ile 5 yıl geçti üstünden, istismarın önüne geçecek tek bir adım atıldı mı? Atılmadı. Bu komisyonlar, bu üzgünüz tavırları tamamen kamuoyunu yormak, oyalamak içindir. Erdoğan ve bakanları bu sistem içinde soruna çare bulamazlar. Bir daha bu ülkede böyle korkunç istismarların yaşanmaması için bu düzenin ortadan kalkması gerekiyor. Kökten bir çareye adım atmamız gerekiyor. Doğru bir şeyin altında birlikte imza atmamız gerekiyor. Kararlı olmamız gerekiyor.
'CHP, Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde mücadelesini sürdürmeye devam edecektir'
Sadece CHP değil, vicdanı kanayan hangi görüşten olursa olsun hangi yolda yürüyorsa yürüsün herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Siyaset kurumu olarak bizler, Meclis, halk burada çığlığa sessiz kalmamalıyız. Çözümün bir parçası olmalıyız. Kokuşmuşluğa, haksızlığa karşı mücadele etmeliyiz. Başka çocukların yanmaması için çığlığımızı yükseltmeliyiz. Bu kadın en büyük saygıyı hak ediyor. Onun mücadelesine destek olmak, sesini yükseltmek, yanında olmak zorundayız. İnsanlık görevimiz bunu gösteriyor. Bunun için CHP, Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Bu evladımızın, vicdanları kanatan bu yaşanmışlığını başka çocuklarımızın da yaşamaması için sorununa kadar mücadele edeceğiz.