TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri tamamlandı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, görüşmelerin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayarak, değerlendirmelerde bulundu.
12 ASKER MAĞARADA NASIL ŞEHİT OLDU?
Geçtiğimiz Temmuz ayında, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde bulunan bir mağarada icra edilen arama tarama faaliyeti esnasında metan gazından zehirlenerek 12 askerin şehit olmasına ilişkin sorulan sorulara Milli Savunma Bakanı Güler, akılları karıştıran bir yanıt verdi.
Şehit Melih Bozkurt'un ailesinin evlatlarının cenazesini istediği için arama çalışmaları başlattıklarını belirten Yaşar Güler şöyle konuştu:
- "Orada biliyorsunuz söz konusu olan bizim Melih Bozkurt şehidimiz. İlk EYP patlamasında mağarada şehit oldu. 4 gün sonra oradaki aramada hem cep telefonu bulundu. Ertesi gün bir daha aramada kendi yeleği bulundu. Şehit olduğundan çok eminim. Böyle 3 tane şehidimiz vardı. O 2022'de Pençe Kilit başladığı zaman ilk başladığında da üç tane şehidimiz oldu. Bunların üçü de hepsinin düştüğünü, vurulduğunu, mağaraya çekildiğini, hepsini bizzat oradaki arkadaşlarımız gördüler.
- "Bu iki şehidimizi ailesine, birisi Erzurum'da birisi Düzce'de, ikisinin de ailesine gittik. Anlatıldı bunlar, görüntüler var, hepsi anlatıldı. Onlar şehitliği kabul ettiler. Ama Melih Üsteğmenimizin ailesi, 'Hayır' dedi. 'Biz kabul etmiyoruz. Bizim evladımızı bulun.' Biz üçünü de aramaya devam ettik. Üçünü de aramaya devam ettik. Öbür ailelerin kabul ettiği iki tane şehidimizin cenazelerini bulduk. Adli Tıp'a götürdük. Onlar tekrar incelediler ve her ikisine ait olduğunu da ortaya çıktı. Onları ailelerine teslim ettik."
MAĞARAYI PKK'MI TARİF ETTİ?
Güler'in akıllara "12 askerin şehit olduğu mağarayı PKK'mı tarif etti?" sorusunu getiren açıklamasının devamında şunlar yer aldı:
- "Fakat Melih Üsteğmen'in cenazesini bir türlü bulamadık. En son o şehit olduğu bin 515 rakımlı tepenin hemen yanında işte bu 852 rakımlı tepe var. Teslim olan bir tane teröristin verdiği ifadede o Üsteğmen'in cenazesinin 815 rakımlı tepeden 852 rakımlı tepeye taşındığına dair bir ifadeyi bulunca, görünce daha önce kapatılmış olan bu mağarayı tekrar açmak zorunda olduğuna inanıyor oradaki komutanlık. Ayın 1'inde, 2'sinde, 3'ünde, 4'ünde ve 5'inde beş gün üst üste keşif köpeği, canlı görüntüleri var. Elimizde bunlar. Keşif köpeğini her seferinde mağaranın bu açılan girişinden mağaraya giriyor.
- Mağaranın en dibine kadar gidiyor keşif köpeği ve tekrar dönüp geliyor. Aslında birinci gün bunu yaptıktan sonra yeterli diye görüyoruz biz. Fakat komutan ikinci günde aynı şeyi bir daha yapıyor. Üçüncü günde aynı şeyi bir daha yapıyor. Dört, beşinci günde de aynı şeyi yapıyor. Artık beş gün üst üste keşif köpeğiyle keşifler yapıldıktan sonra 6. gün komutan bir daha gerek görmüyor. Yani 6. günün sabahı keşif köpeği gene gidiyor, geliyor. O da tamam.
- Normal mağaraya giriş düzenimiz var. En önde işte EYP'ciler. Onun arkasında 10 kişilik bir grup peş peşe bunlar ilk içeri girenler. Komutan düz gitmesi için bunlara söyleniyor. Bu çocuklar orayı görünce önce buraya doğru tırmanıyorlar. Önce öndeki iki çocuk, biraz sonra düşüyor. Merdivenin üzerine düşüyor. Öbürü arkadaki ağırlaşıyor.
- 4 bin 500 tane kemik bulduk. Hepsini İstanbul'a Adli Tıp'a götürdük. Hiçbir tanesi Üsteğmen'e uyuşmadı. Bir tek kemik bile bulabilseydik… Hatta bu son şeyde işte bu şimdi teröristler oradaki bazı mağaraları boşalttı falan diyorlar. O ilk işte ilgililer görüştüğü zaman demişler ki 'O Üsteğmen'in cenazesini biz biliyoruz nerede olduğunu. Gidin çıkarın.' dediler. Gittiler, 3 gün uğraştılar, geldiler hiçbir şey yok."