İzmir Tabip Odası, 'özel sağlık' kuruluşlarında çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanların yaşadığı hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını paylaştı.
270'ten 577'ye çıktı
İzmir’deki özel sağlık kuruluşlarında çalışan yaklaşık 3 bin civarında İzmir Tabip Odası üyesi sağlık çalışanları arasında yapılan anket çalışmasında, 2002 yılında başlayan sağlıkta dönüşüm politikası ile birlikte özel sağlık sektör yatırımlarını teşvik edilmesi sonucu 2002 yılında 270 olan özel sağlık kuruluş sayısının 577’ye çıktığı aktarıldı.
Pandemiyle artan iş yükü
BirGün'den Berkay Sağol'un haberine göre, pandeminin başlangıcında birçok özel sağlık kuruluşunun, hasta sayılarında düşme ve ciro kaybı olduğunu ileri sürerek sağlık çalışanlarını ya ücretsiz izne çıkardığını ya da daha düşük ücretlerle çalıştırıldığına vurgu yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, yaşanan hak kayıpları ve hak ihlalleriyle ilgili şu bilgilendirmelerde bulundu:
"Pandemi nedeniyle kamu hastanelerinden sağlık hizmetine ulaşamayan ya da tedirginlik yaşayan hastalar özel sağlık kuruluşlarına yönelmiş, bu kuruluşlarda çalışan sağlık çalışanlarının iş yükü belirgin artış göstermiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Ankete katılanların yüzde 19’u 55 saatin, yüzde 46’sı 45 saatin üzerinde çalıştığını ifade etmiştir. Uzun çalışma saatleri, dinlenme sürelerinin olmaması hekimlerde yorulmayı, mesleğini yerine getirirken hata yapma oranı artırmaya, sağlık sorunların oluşmasına neden oldu. Ankete katılanların yüzde 20’si Covid-19 enfeksiyonu geçirdi”
Resmi tatillerde çalışıyor, öğle arası yemek yemeye zamanları olmuyor
Hekimlerin bu süreçte resmi tatillerde çalışmaya devam ettiğini ve hekimlerin öğle arası yemek yeme ve dinlenme saatlerinin olmadığını belirten Op. Dr. Çamlı, “Ankete katılanların yüzde 47’si resmi tatillerde tam zamanlı, yüzde 21 i ise kısmi çalıştığını belirtmiştir. Hekimlerin yüzde 47’si 1 Mayıs’ta bile çalışmaktadır. Ankete katılan hekimlerin% 38’i son iki yıl içerisinde toplamda 10 günden az, yüzde 41’i 11-20 gün, izin kullanabilmiştir. Bu kadar az izin kullanımında izinlerde gelirinin kesilmesi ve her işyeri değişiminde izin hakkının sıfırlanması önemli bir rol oynamaktadır" diye konuştu.
İş güvencesi kaygısı
Ankete katılan hekimlerin yüzde 53’ünün şu anki çalışma koşullarından memnun olmadığını belirten Op. Dr. Çamlı şöyle devam etti:
"Hekimlerin yüzde 54’ü çalıştığı kurumdaki aylık kazancının yaşamı için yetersiz olduğunu belirtti. Bu olumsuz artan iş yüküne karşın, azalan gelir hekimlerin motivasyonunu düşürmekte, bedensel ve ruhsal sağlıklarını olumsuz etkilemektedir. Yüzde 61’i sosyal hayatlarının giderek kötüleştiğini, yüzde 70’i ciro baskısı yaşadığını, yüzde 61’i iş güvencesi kaygısı taşıdığını belirtmiştir.
Yüzde 81'i tükenmişlik yaşıyor
Katılımcıların yüzde 81’i değişen dönemlerde ve düzeylerde tükenmişlik hissi yaşadığını belirtmiş olup yüzde 19’u sürekli bir tükenmişlik içerisinde olduğunu belirtmiştir. Yüzde 45’i ruh sağlığının tedavi gerektirecek düzeyde kötü olduğunu belirtmiştir. Bu sonuçlarla sağlıkta dönüşüm programının hekimlere artan emek sömürüsü, dışında bir şey sunmadığını söyleyebiliriz” diye konuştu.