Okullar açıldı. Havalar iyice soğumaya başladı. Kapalı alanlarda geçirilen zaman da artmaya başladı. Peki, mevsim geçişlerinde okullardaki çocuklar ve aileleri nelere dikkat edecekler? Çocuklar kendilerini hastalıklardan nasıl koruyabilir? İşte bu soruların yanıtlarını İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Ali Varkal verdi...
1- Bulaşıcı hastalıklar:
Anaokulu, kreş ve okullarda enfeksiyon hastalıkları çok sık görülüyor. Çünkü bu ortamlar uzun süre yakın temasların yapıldığı kalabalık yerler. Bu nedenle enfeksiyon hastalıkları kolayca yayılabiliyor. Bu enfeksiyonların çoğu virüslere bağlı. Yakın temasla ve aynı ortamda bulunan kişilere damlacık yoluyla kolayca bulaşıyor. Viral enfeksiyonlar genellikle soğuk algınlığı bulguları ile kendini gösteriyor. Soğuk algınlığının bulguları 2-3 gün devam eden ve 39’u çok geçmeyen ateş, öksürük, şeffaf burun akıntısı, halsizlik ve iştahsızlık. Bu şikayetler varsa, genel durumu iyi olan çocukların okula gönderilmeden birkaç gün takip edilmesi uygun. Ancak ateşinin 3 günden uzun sürmesi, 40 dereceye ulaşması, koyu yeşil burun akıntısı veya balgamın olması, kulak ağrısının olması, göğüsten hırıltı gelmesi, hızlı nefes alıp verme gibi durumlarda çocukların bir çocuk doktoruna götürülmesi doğru olur. Bu yaşlardaki çocuklarda özellikle sarı-yeşil renkte burun akıntısı ve kulak ağrısı varsa; antibiyotik tedavisi gerektiren bakteriyel durumlar olabilir. Bu şikayetler varsa mutlaka doktora başvurulmalı. Hasta olan çocuklara doktora danışmadan antibiyotik başlanması kesinlikle doğru değil. Hatta bazı viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının yan etkileri olabilir.
'Yüksek sesle konuşuyorsa hemen doktora götürün'
2- Görme ve işitme sorunları
İlk kez okula başlayan çocuklarda eğer görme problemi varsa çocukların eğitim ve öğretiminde aksaklıklara neden olur. Bu sorunu çocuklar kendileri fark edemeyebilir. Öğretmenin, anne ya da babanın da anlaması zor olabilir. Bu nedenle okula yeni başlamış çocuklarda tarama amaçlı rutin bir göz muayenesi yapılmasını öneririm.
Aynı şekilde çocukların işitme sorunları varsa öğretmenlerini iyi duyamayabilirler. Bunu evde yüksek sesle konuşma, televizyon ya da tablet gibi elektronik cihazları yüksek sesle kullanma, dinleme ile anlayabilirsiniz. Şüpheli durum varlığında işitme testi yapılmalı.
3- Kalp hastalığı olan çocuk beden eğitimi dersinde efor harcamamalı
Bir diğer sağlık sorunu da kalp hastalıklarıdır. Bazı çocuklarda doğuştan gelen konjenital kalp hastalıkları dediğimiz bazı kalp rahatsızlıkları olabilir. Bunlar belirti veya bulgu göstermeyebiliyor. Okula başladıktan sonra çocuklar beden eğitimi derslerinde yarışmalı sporlar yapar. Kalp hastalığı olan çocuklarda eforla birlikte önemli sorunlar baş gösterebilir. Bu nedenle rutin bir çocuk kardiyoloji değerlendirmesi yapılması önemlidir.
4- Tebeşir tozu alerjiyi artırabilir
Bilinen bir alerjik sorunu olan çocuklar okul ortamında ilk kez karşılaştığı alerjenlerle rahatsızlık yaşayabilir. Bunlar, kara tahtanın kullanıldığı sınıflarda tebeşir tozu olabiliyor. Alerjik astım gibi rahatsızlığı olan çocuklar ise tozlu ortamlarda ve ağır egzersizlerde sıkıntılar yaşayabilir. Onların tozlu ortamlardan ve ağır egzersizlerden kaçınmaları gerekiyor.
5- Kantinden alışveriş yapmasın, beslenme çantası olsun
Okula ilk kez başlayan çocukların yaşadığı önemli bir sorun da sağlıksız beslenmedir. Okul kantinlerinde genellikle sağlıklı olmayan şekerli gıdalar, katkı maddesi içeren hazır paketli ürünler ve gazlı-şekerli içecekler satılır. Mümkün olduğunca bu gıdalardan uzak durulmalı. İmkan varsa çocuklar kahvaltılarını evde yapmalı, eğer okulda yemek verilmiyorsa öğlen yemeklerini de yanlarına almalı.
6- Kat kat giyinsinler, ayakkabıları da terletmesin
Okula giden çocukları olan ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir diğer konu da çocukların giyimlerine dikkat edilmesidir. Çocuklar ne çok, ne de az olacak şekilde kat kat ve mevsimine uygun giydirilmelidir. Okul sınıfının sıcaklığı da göz önünde bulundurulmalı. Çocukların üşümesi ya da terlemesi mümkün olduğunca önlenmeli. Ayakkabı seçimine de önem verilmeli. İdeal büyüklükte, sıkmayan, terletmeyen, su geçirmeyen ayakkabılar tercih edilmeli. Sırt çantaları ergonomik olmalı ve mümkün olduğunca hafif tutulmalı. Omurga sorunu olanlar ise sırt çantası kullanmamalı.
Bol su ve D vitamini çocukları hastalıklardan korur
Peki çocukların hastalıklardan korunmaları için ne yapmaları gerekir?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Ali Varkal, şu maddeleri sıraladı:
Hijyen: Ellerin sıkça yıkanması ya da dezenfekte edilmesi bulaşıcı hastalıkların yayılmasını büyük oranda önler. Ayrıca ortak eşya kullanımına da çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Maske: Sınıflarda çocuklar mümkünse maske kullanılmalı. Hasta olan kişilerle temas edilmemeli. Hasta çocukların okula ya da kreşe gönderilmemeleri gerekir. Eğer hasta çocuklar okula gelmişse mutlaka maske takmalılar.
Sağlıklı beslenme: Çocukların ana besin öğeleri olan protein, sağlıklı yağlar ve karbonhidrattan yeteri kadar tüketmeleri gerekiyor. Ancak bu besinlerin kaynağının doğal besinler olması önemli. Ayrıca vitamin, mineral ve lif kaynağı olan sebze ve meyve tüketmeye de gayret edilmeli.
Su tüketimi: Vücudumuzun işlevlerini yeterince yerine getirebilmesi için suya ihtiyacı var. Su, bağışıklık sisteminin de iyi çalışması için önemli.
Uyku: Zihni ve bağışıklığı güçlü tutmak için yeteri kadar uyumak gerekir. Anaokulu ve ilkokul çocuklarının en az 9 saat güzel bir uyku uyumaları önerilir. Yetersiz uyuyan çocuklar, konsantrasyon ve öğrenme sorunları yaşayabilir.
D vitamini: Okul aylarında mutlaka bütün çocukların yaşlarına uygun dozda D vitamini kullanmaları gerekiyor. Eğer kullanmıyorlarsa doktorlarına danışarak D vitamini kullanmaya başlamalarını öneririm.
Aşı: Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine göre 4 yaşında yapılması gereken aşıların yapıldığından emin olunmalı. Herhangi bir kronik hastalığı olan, hafif enfeksiyonları dahi ağır geçiren, sık sık hasta olan çocukların grip aşısı olmaları önerilir.